A. Kadir Bilgin bir sevda türküsü şiiri sözleri
Sokul yanima,
cigliklar dolarken kentin sokaklarina
yirmidört ayar yankilar düser daglardan.
Üsürüm kar giyinmis agaçlar gibi
simsiki tut ellerimi
ki,
bir kir çiçegi
korkusuzluguna ulasayim.
Tuz ekmek ve sarap kadar kutsal,
okunmasi düslenen bir kitabin
el degmemis koyaklari kadar gizemli,
sevdaya ait ne varsa içimde
sirtimda tasiyorum aksamlari.
Rüzgarin bastançikarici çagrisina kapilip
ipini koparan uçurtma gibi
çilgin olmak istiyorum,
bu yüzden,
görmüyor musun kollarim
sana uzaniyor savas alaninin
tam ortasindan
Pesimde kanima susamis canavarlar var,
gecenin sabaha yakin olan kisminda
çali ol
yapraklarinin arasina al beni,
dikenlerin batmasin ama.
Çocuklar kadar berrak pinarlar
olsun avuçlarinda,
bir yudum içtigimde
ay kanatlarini tak
gözlerime gözlerinle
yak beni yüregindeki atesle.
Karinca gölgesi olsan bir ögle üstü,
uyusam uykularin en derininde,
mermer yontular görsem düsümde,
kilifindan çikarsam ölümü
rasgele öpsem agustos gibi yanan gögsünden,
uyandigimda sen yoksan
haykirsam, haykirsam, haykirsam…
A. Kadir (İbrahim Abdülkadir Meriçboyu) Kimdir?
Asıl adı İbrahim Abdülkadir Meriçboyu. 1917’de İstanbul’da doğdu, 1985’te yine İstanbul’da öldü. Eyüp Ortaokulu’nden sonra 1936’da girdiği Kuleli Askeri Lisesi’ni bitirdi. 1939’da Ankara Harp Okulu son sınıf öğrencisiyken, Nazım Hikmet’in okulda propaganda yaptığı gerekçesiyle açılan davada yargılandı, 10 aya hüküm giydi, okuldan uzaklaştırıldı. Cezaevinden çıkınca 1941’de İstanbul Hukuk Fakültesi’ne girdi. Tan gazetesinde düzeltmen olarak çalıştı. Arkadaşlarıyla “Yürüyüş” dergisini çıkardı. 1943’te savaş karşıtı şiirlerini içeren ilk kitabı Tebliğ toplatıldı, sıkıyönetim tarafından İstanbul dışına sürgün edildi. 1943-1947 arasında Muğla, Balıkesir, Konya, Adana ve Kırşehir’de sürgünde yaşadı. 1947’de İstanbul’a döndü. Bir bisküvi fabrikasında çalıştı, yayınevlerinde düzeltmenlik, çevirmenlik yaptı. 1965’ten sonra şiir çevirileri ve kitaplarının yayınıyla uğraştı. 12 Eylül 1980 sonrasında da bir ay gözetimde tutuldu.
İlk şiirleri 1930’da “Ali Karasu” imzasıyla yayınlandı. Başlangıçta Faruk Nafiz Çamlıbel ile Necip Fazıl etkisinde şiirler yazdı. Ankara Cezaevi’nde Nazım Hikmet’le kalınca şiir ve dünya görüşünde önemli değişikler oldu.
Ses ve Yeni Edebiyat dergilerinde yayınlanan şiirlerinde Nâzım Hikmet etkisi açıkça bellidir. Yurt sevgisini dile getiren ilk kitabı “Tebliğ”de bir yandan savaşa karşı çıkarken bir yandan da yoksul Türk insanını gerçekçi bir bakışla yansıttı. Bireysel dramı toplumsal sorunların birlikteliği içinde ele aldı.
Olgunluk dönemi şiirlerinde konuşma diline yakın bir dil kullandı, türküler, halk şiiri ve gelenekleri motiflerinden yararlandı. Savaş, yoksulluk, sürgünlük, hapislik acılarını yaşayan insanın duygularını, iyiye, doğruya, eşitliğe olan özlemini yalınlık, gerçeklik ve lirizmle yansıttı.
Çarpıcı bitişler, yinelemeler, iç uyaklar ve ses uyumları belli başlı şiirsel biçimleri. 1940’lı yılların toplumsal gerçekçi şiirinin ortak temaları ve biçimleriyle, Orhan Veli kuşağının bazı söyleyiş özelliklerini kaynaştırarak sentezci bir şiire ulaştı.