Casiye nedir ve Casiye suresi kaç ayettir? Kuranı Kerim surelerinden Casiye suresi anlamı, Casiye suresi latince yazılışı (Casiye suresi Türkçe okunuşu) bu sayfada derledik. İşte sure hakkında tüm detaylar.
Casiye Suresi, Kur’an-ı Kerim’in kırk beşinci sûresidir. Mekke döneminde inmiştir. 37 âyettir. Bu sureye aynı zamanda “Şerîât” ve “Dehr” suresi de denir. Fasılası; nûn, mîm harfleridir. Duhan suresinden sonra nazil olmuştur. Sûre, adını 28. âyette geçen “Câsiye” kelimesinden almıştır. Câsiye, diz üstü çöken demektir. Sûrede başlıca, Kur’an’ın indirilmesi, dış âlemde Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller, Allah’ın kullarına bahşettiği nimetler, İsrailoğullarının kendilerine verilen nimetlere inkâr ve isyanla karşılık vermeleri konu edilmektedir.
Casiye Suresi latin harflerle okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim
1. Ha mım
2. Tenzılül kitabi minellahil azızil hakım
3. İnne fis semavati vel erdı le ayatil lil mü’minın
4. Ve fı halkıküm ve ma yebüssü min dabbetin ayatül li kavmiy yukınun
5. Vahtilafil leyli ven nehari ve ma enzelellahü mines semai mir rizkın fe ahya bihil erda ba’de mevtiha ve tasıfir riyahi ayatül li kavmiy ya’kılun
6. Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk fe bi eyyi hadısim ba’dellahi ve ayatihı yü’minun
7. Veylül li külli effakin esım
8. Yesmeu ayatillahi tütla aleyhi sümme yüsırru müstekbiran ke el lem yesma’ha fe beşşirhü bi azabin elım
9. Ve iza alime min ayatina şey’enittehazeha hüzüva ülaike lehüm azabüm mühın
10. Miv veraihim cehennem ve la yuğnı anhüm ma kesebu şey’ev ve la mettehazu min dunillahi evliya’ ve lehüm azabün azıym
11. Haza hüda vellezıne keferu bi ayati rabbihim lehüm azabüm mir riczin elım
12. Allahüllezi sehhara lekümül bahra li tecriyel fülkü fıhi bi emrihı ve li tebteğu min fadlihı ve lealleküm teşkürun
13. Ve sehhara leküm ma fis semavati ve ma fil erdı cemıam minh inne fi zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun
14. Kul lillezıne amenu yağfiru lillezıne la yercune eyyamellahi li yecziye kavmem bima kanu yeksibun
15. Men amile salihan fe linefsih ve men esae fe aleyha sümme ila rabbiküm türceun
16. Ve le kad ateyna benı israılel kitabe vel hukme ven nübüvvete ve razaknahüm minet tayyibati ve faddalnahüm alel alemın
17. Ve ateynahüm beyyinatim minel emr femahtelefu illa mim ba’di ma caehümül ılmü bağyem beynehüm inne rabbeke yakdıy beynehüm yevmel kıyameti fıma kanu fıhi yahtelifun
18. Sümme cealnake ala şarıatim minel emri fettebı’ha ve la tettebı’ ehvaellezıne la ya’lemun
19. İnnehüm ley yuğnu anke minellahi şey’a ve innez zalimıne ba’duhüm evliyaü ba’d vallahü veliyyül müttekıyn
20. Haza besairu lin nasi ve hüdev ve rahmetül li kavmiy yukınun
21. Em hasibel lezınecterahus seyyiati en nec’alehüm kellezıne amenu ve amilus salihati sevaem mahyahüm ve mematühüm sae ma yahkümun
22. Ve halekallahüs semavati vel erda bil hakkı ve li tücza küllü nefsim bima kesebet ve hüm la yuzlemun
23. Feraeyte menittehaze ilahehu hevahü ve edallehüllahü ala ılmiv ve hateme ala sem’ıhı ve kalbihı ve ceale ala besarihı ğışaveh fe mey yehdıhi mim ba’dillah e fe la tezekkerun
24. Ve kalu ma hiye illa hayatüned dünya nemutü ve nahya ve ma yühliküna illed dehr ve ma lehüm bi zalike min ılm in hüm illa yezunun
25. Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatim ma kane huccetehüm illa en kalü’tu bi abaina in küntüm sadikıyn
26. Kullillahü yuhyıküm sümme yümıtüküm sümme yecmeuküm ila yevmil kıyameti la raybe fıhi ve lakinne ekseran nasi la ya’lemun
27. Ve lillahi mülküs semavati vel ard ve yevme tekumüs saatü yevmeiziy yahserul mübtılun
28. Ve tera külle ümmetin casiyeten küllü ümmetin tüd’a ila kitabiha elyevme tüczevne ma küntüm ta’melun
29. Haza kitabuna yentıku aleyküm bil hakk inna künna nestensihu ma küntüm ta’melun
30. Fe emmelzıne amenu ve amilus salihati fe yüdhılühüm rabbühüm fı rametih zalike hüvel fevzül mübın
31. Ve emmellezıne keferu e fe lem tekün ayatı tütla aleyküm festekbertüm ve küntüm kavmen mücrimın
32. Ve iza kıyle inne va’dellahi hakkuv ves saatü la raybe fıha kultüm ma nedrı mes saatü in nezunnü illa zannev ve ma nahnü bi müsteykının
33. Ve beda lehüm seyyiatü ma amilu ve haka bihim ma kanu bihı yestehziun
34. Ve kıylel yevme nensaküm kema nesıtüm likae yevmiküm haza ve me’vakümün naru ve ma leküm min nasırın
35. Zaliküm bi ennekümüttehaztüm ayatıllahi hüzüvev ve ğarratkümül hayatüd dünya felyevme la yuhracune minha ve la hüm yüsta’tebun
36. Fe lillahil hamdü rabbis semavati ve rabbil erdı rabbil alemın
37. Ve lehül kibriyaü fis semavati vel erdı ve hüvel azızül hakım.
Casiye Suresi Türkçe anlamı
Bismillahirrahmanirrahim
1 – Hâ, mîm
2 – Bu kitap, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.
3 – Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır.
4 – Sizin yaratılışınızda ve çeşitli canlıları yeryüzüne yaymasında kesin olarak inanan kimseler için ibretler vardır.
5 – Gece ile gündüzün değişmesinde ve Allah’ın gökten bir rızık sebebi olan yağmuru indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları yönlendirmesinde aklını kullanan bir topluluk için nice deliller vardır.
6 – İşte bunlar, Allah’ın âyetleridir. Sana onları hakkıyla okuyoruz. Artık Allah’a ve âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanacaklar?
7 – Her günahkâr kişinin vay haline!
8 – O kimse Allah’ın kendisine okunan âyetlerini işitir de, sonra sanki kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder. İşte sen onu, can yakıcı bir azabla müjdele!
9 – Âyetlerimizden birşey öğrendiği zaman, onu alaya alıyor. İşte onlar için rezil ve rüsvay edici bir azap vardır.
10 – Ötelerinde cehennem var. Ne kazandıkları şeyler, ne de Allah’tan başka edindikleri dostlar, kendilerinden hiçbir şeyi (azabı) kaldıramaz. Onlar için büyük bir azab vardır.
11 – Bu Kur’an bir hidâyettir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise, en şiddetlisinden acıklı bir azab vardır.
12 – Allah O (yüce) zâttır ki, emriyle içinde gemilerin seyretmesi, sizin de O’nun lütfundan rızık aramanız ve şükretmeniz için denizi emrinize vermiştir.
13 – O, göklerde ve yerde bulunan herşeyi kendinden bir lütuf olarak sizin hizmetinize vermiştir. Şüphesiz bunda düşünen topluluklar için ibret ve deliller vardır.
14 – Ey Muhammed! İman edenlere söyle: Allah’ın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar. Çünkü Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır.
15 – Her kim iyi bir iş yaparsa onun faydası kendisinedir. Kim de kötülük yaparsa zararı yine kendinedir. Sonra hep Rabbinize döndürüleceksiniz.
16 – Andolsun ki biz, vaktiyle İsrailoğulları’na kitap, hüküm ve peygamberlik vermiştik. Onları temiz rızıklarla rızıklandırmıştık. Ve onları âlemlerden üstün kılmıştık.
17 – Din hususunda onlara apaçık deliller verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki çekememezlik ve düşmanlık yüzünden ayrılığa düşmüşlerdi. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde, kıyâmet günü aralarında hükmedecektir.
18 – Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma.
19 – Çünkü onlar Allah’tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Şüphesiz zâlimler, birbirlerinin dostlarıdır. Allah ise müttakilerin dostudur.
20 – Bu (Kur’an) insanların kalb gözünü açan bir nur, kesin bilgi edinmek isteyen bir toplum için de hidâyet ve rahmettir.
21 – Yoksa, kötülük işleyenler, hayatlarında ve ölümlerinde kendilerini, iman edip iyi ameller işleyen kimselerle bir tutacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!
22 – Halbuki Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de herkese yaptığının karşılığı verilmek üzere, onlara asla haksızlık edilmez.
23 – (Ey Muhammed!) Hevâ ve hevesini kendine ilâh edinen, Allah’ın kendi ilmi dahilinde saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun? Şimdi onu Allah’tan başka kim hidâyete erdirebilir? Hala düşünmez misiniz?
24 – Hem müşrikler dediler ki: “Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak geçen zaman yokluğa sürükler. Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece böyle zannederler.
25 – Kendilerine âyetlerimiz açıkça okunduğu zaman; “Eğer sözünüzde doğru iseniz atalarımızı diriltip getirin.” demekten başka söylenecek hiçbir delil yoktur.
26 – (Ey Muhammed!) De ki: “Allah sizi diriltir. Sonra sizi o öldürür, sonra da geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde (diriltip) bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler.
27 – Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah’ındır. Kıyâmetin kapacağı gün varya, işte o gün batıla sapanlar hep hüsrana düşecekler.
28 – O gün her ümmeti, diz çökmüş görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağırılır, onlara: “Bugün yaptığınız amellerin cezası verilecektir.
29 – İşte kitabınız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor, çünkü biz sizin yaptıklarnızı hep kaydediyorduk.” (denir).
30 – İman edip iyi işler yapanlara gelince; Rableri onları rahmeti içine koyacaktır. İşte apaçık kurtuluş budur.
31 – Ama kâfirlere gelince; onlara da denilir ki; “Size âyetlerim okunmadı mı? Siz büyüklük tasladınız ve günah işleyen bir kavim oldunuz değil mi?
32 – Allah’ın vaadi gerçektir. “O kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur.” denildiğinde “Kıyamet nedir bilmiyoruz.” Yalnız bir zandan ibârettir sanıyoruz. Fakat bu hususta kesin bir bilgimiz yok.” derdiniz.
33 – Derken yaptıkları amellerin kötülüğü gözlerinin önüne serildi, alay edip durdukları şey onları kuşatıverdi.
34 – O gün kâfirlere şöyle denilir; “Siz, dünyada bugüne kavuşmayı nasıl unuttuysanız, biz de bugün sizi öylece unutacağız. Yeriniz ateştir ve sizin için yardımcılardan bir kimse de yoktur.”
35 – Bunun sebebi şudur; Siz Allah’ın âyetlerini alaya aldınız, dünya hayatı sizi aldattı. Artık bugün onlar, ateşten çıkarılmayacaklar ve kendilerinden özür dilemeleri de kabul edilmeyecektir.
36 – Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
37 – Göklerde ve yerde büyüklük ve hâkimiyet O’nundur. O, Aziz’dir (herşeye galiptir); Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).
Casiye Suresi dinle