Yüzme, kürek ve yelken dışında, surf (sörf okunur) ve su kayağı da su eğlenceleri arasında yer alır. İnsanoğlunun su üstünde yürüme ve manevralar yapma rüyası da en az kuş gibi havada uçma rüyası kadar eskidir. Nitekim Okyanusya adalarının halkları, kendilerini dalgalara taşıtmayı öteden beri bilirler.
Bu bir oyun mudur, yoksa bir spor mudur? Polinezya adalarının yerlileri, çok eski çağlardan beri, deniz kabuğu biçiminde bir tahta üzerinde ayakta durarak dalgalara doğru ilerleyip sonra da dalganın karşı durulmaz akıntısına kapılarak, bu dayanıksız araçla yeniden kıyıya dönmeyi bilirler. Burada bütün mesele, art arda gelip çatlamak üzere olan dalgaların önüne katılıp, dalgalar kıyıda yayılıncaya kadar bu durumda kalabilmektir. Surf ya da surfing, bütün okyanusların sığ kumsallarında yapılan ve sevilen bir oyun haline gelmiştir.
Dıştan bakılınca, bir sürat teknesi tarafından çekilen iki geniş kayak üzerinde ayakta durarak su üzerinde kaymak daha da kolaydır. Su kayağı yalnızca bir körfezin rüzgâr tutmayan sularında değil, aynı zamanda nehirlerde, göl ve lagon gibi sakin su tabakalarında da gittikçe artan bir ilgi görmektedir. Bir motor tarafından hızla yedekte çekilen kayakçılar, su yüzeyinin bu hızlı gidişe gösterdiği direncin desteğiyle taşınarak su üzerinde kayarlar.
Su kayağı şampiyonalarında kayakçılar, figür ve sürat yarışmalarında (patinajda olduğu gibi), şamandıralar ararasında yapılan slalom yarışlarında (kayak sporunda olduğu gibi) ve yüzen tramplenlerden atlama müsabakalarında (karlı pist üzerindeki atlamalarda olduğu gibi) karşılaşırlar. Su kayağı sporu iki ya da tek kayak üzerinde ve hattâ bir tahta (akuaplan) üzerinde yapılabilir.