Bir erkek bebek beklediğinizi öğrendiyseniz yani bebeğiniz erkek ise ve isim bulma konusunda kararsızsanız, her dönem popülerliğini koruyan, son dönemlerde moda olan veya nadir bulunan en güzel erkek bebek isimleri ve anlamları sizler için bu sayfada derledik. İşte S harfi ile başlayan erkek bebek isimleri ve anlamları.
Yeni doğan çocuğuna güzel bir isim koymak, öncelikle babanın, sonra annenin vazifelerindendir. Yani çocuklara güzel bir isim koymak, her anne-babaya düşen önemli bir vazifedir. Konulan ismin, güzel bir manasının olması, İslam inancına ve hükümlerine uygun olması gerekir. Peki çocuğunuza nasıl bir isim koyacaksınız? Ya da koyduğunuz isimlerin ne manaya geldiğini biliyor musunuz? İsimlerin güzel bir anlam taşıması şart mı? İsimler insanlar üzerinde nasıl bir etki bırakır?
Allah Rasulü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) tavsiyeleri içerisinde, çocuğa manası düzgün güzel bir isim koymak anne-babanın ilk vazifelerinden birisidir. Peygamber Efendimiz, ‘Peygamberlerin isimleri ile isimleniniz. Ayrıca Allah nezdinde isimlerin en sevimlisi Abdullah ve Abdurrahman’dır. İsimlerin en doğrusu Hâris (kâr getiren, ahireti kazanan) ve Hümâm (himmetli, azimli)’dır. En çirkini de Harp (savaş, şiddet) ve Mürre (cimrilik, acı) isimleridir’ (Müsned, 4/35) buyurarak çocuklara isim vermenin ehemmiyetini dile getirmiştir. Ayrıca ‘Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız öyleyse isimlerinizi güzel yapın’ (Ebu Dâvud, Edeb 69) hadisi de çocuklara güzel isim koymanın ne kadar önemli olduğunu ifade etmesi açısından dikkat çekicidir.
İşte S harfi ile başlayan erkek isimleri ve anlamları
Saadettin: Dinin mutluluğu.
Sabahattin: Dinin zarifliği.
Sabit: Yerinde durup kımıldamayan. 2. Kanıtlanmış, saptanmış.
Sabri: Sabra ilişkin, sabırlı kişi, sabreden.
Sacit: Secde eden, yere yüz süren.
Sada: Ses. 2. Yankı.
Sadak: İçine ok konulan torba veya kutu biçiminde kılıf.
Sadettin: Dinin mutluluğu.
Sadık: Doğru. gerçek. 2. Dostluğu ve bağlılığı içten olan.
Sadi: Mutlulukla ilgili.
Sadir: Yürek. 2. Başkan. 3. Sadrazam sözünün kısaltılmışı
Sadrettin: Dinin lideri.
Sadri: Yürekle, göğüsle ilgili.
Sadullah: Allah’ın mutlu kulu.
Sadun: Mutlu.
Sara: Dertsizlik, rahatlık. 2. Berraklık ve saflık.
Sarfet: Saflık. temizlik.
Safi: Katışıksız, duru.
Safter: Düşman saflarını yaran yiğit.
Sağcan: Canlı, yaşayan, sağlıklı.
Sağdıç: Düğünde gelin veya damada kılavuzluk eden.
Sağın: Doğruluk kuralına uygun olan.
Sağınç: Arzu, istek, düşünce.
Sağlam: Dayanıklı, yıkılmaz. 2. Sağlıklı, sıhhatli. 3. Güvenilir. 4. İnanılır bir temeli olan.
Sağlamer: Güvenilir yiğit.
Sağlar: Sağlıklı olan.
Sağlık: Hasta olmayan, esenlik.
Sağman: Sağlıklı.
Sağun: Ağıt söyleyen, ağıtçı
Sahabi: Hz. Muhammedi görme mutluluğuna ermiş olan.
Sahip: Koruyan, arka çıkan, gözeten.
Sahir: Geceleri uyuyamayan, uykusuz kalan. 2. İnsanı büyüleyecek derecede güzel olan.
Saim: Oruçlu.
Saip: Doğru.
Sair: Seyreden ve yürüyen.
Sait: Kutlu, uğurlu. 2. Cennetlik kimse.
Sakın: Tedbiri elden bırakma temennisi.
Sakıp: Parlak ışık veren. 2. Delip geçen.
Saki: Su veren, su dağıtan. 2. Kadehle içki sunan. 3. Kırağı.
Sakin: Durgun, hareket etmeyen, kımıldamayan. 2. Sessiz. 3. Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık gösteremeyen 4. Bir yerde oturan kimse.
Salah: İyilik, iyileşme düzelme. 2. Barış. 3. Dine bağlılık.
Salahan: Cuma veya cenaze namazına çağrı için minareden salavat okuyan müezzin.
Salahattin: Dine bağlı kişi.
Salahi: İyilik ve barışla ilgili.
Salar: Komutan, lider.
Salat: Namaz.
Salcan: Baş.
Saldam: Ciddiyet.
Salık: Bir olgu ile ilgili verilen bilgi, haber 2. İyi, uygun olduğunu söylemek.
Salıkbey: Haberci.
Salih: Yararlı, iyi elverişli. 2. Yetkili. 3. Dinin buyruklarına uyan.
Salim: Sağlıklı, sağlam, esen. 2. Eksiksiz. 3. Korkusuz, kendinden emin.
Salkın: Güneşsiz serin yer.
Salman: Kendi başına buyruk, özgür.
Saltan: Yalnızlığı seven gezgin.
Saltı: Gezgin.
Saltık: Kendi başına var olan, bağımsız.
Saltuk: Bağımsız.
Saltukalp: Bağımsız yiğit.
Saltukbey: Bağımsızlığına saygı duyulan.
Sam: Nuh’un üç oğlundan biri.
Samet: Çok yüksek ulu. 2. Tanrı adı. 3. Hiçbir şeye ve kimseye gereksinimi olmayan.
Sami: Duyan, işiten. 2. Yüce, ulu, yüksek 3. Dinleyen, dinleyici.
Samih: Cömert.
Samim: Bir şeyin içi, özü, merkezi, temeli, kökü.
Samin: Sekizinci.
Samir: Darı, ekin.
San: Ün, şan, şöhret, 2. Bir şeyi neyse o yapan nitelik.
Sanaç: Dağarcık.
Sanak: Anlık zaman.
Sanal: Adın duyulsun.
Sanalp: Yiğitliğinle tanın.
Sanay: Ay sanı.
Sanbay: Saygınlığıyla tanınmış olan.
Sanberk: Gücüyle tanınmış.
Sancak: Bayrak.
Sancaktar: Bayrak taşıyan kimse.
Sancar: Kısa kama.
Sancarhan: Bayrak hükümdarı.
Saner: Ünlü tanınmış.
Sani: Yapan, yaratan, işleyen 2. Dönen, çeviren
Sanih: Düşünmeden, kendiliğinden oluşan düşünce, fikir.
Sanlı: Ünlü, tanınmış.
Sanver: Şan, şöhret ver.
Saraç: Koşum ve eyer takımları yapan.
Saral: Sarıl, dolan.
Saran: Kuşatan, çeviren.
Sarbek: Sarışın.
Sargan: Verimsiz arazide biten ot.
Sargın: İçten yürekten.
Sargut: Bağış, ödül.
Sarıalp: Sarışın yiğit.
Sarıbay: Sarışın, saygın.
Sarıbey: Sarışın erkek.
Sarıca: Sarıyı andıran, sarıya yakın. 2. Yaban arısı.
Sarıcabay: Sarışını andıran.
Sarıer: Sarışın yiğit.
Sarıhan: Sarışın hükümdar.
Sarıkan: Sarışın bir soydan gelen.
Sarıkaya: Sarı renkli kaya.
Sarıtaş: Sarı renkli taş.
Sarim: Keskin.
Sarkan: Bir işin üzerine çok düşen.
Sarp: Dik, çıkılması ve geçilmesi güç.
Sarper: Zoru başaran kişi.
Sarphan: Zorlukların üstesinden gelen hükümdar.
Sarpkan: Sert güçlü soydan gelen
Sarvan: Deveci,
Satılmış: Doğumundan önce ermişlere adanan çocuk.
Satvet: Atılma,hücum etme, saldırma.
Sav: İddia, tez. 2. Haber, söz. 3. Atasözü.
Savacı: Haberci, müjdeci. 2. Peygamber.
Savaş: Silahlı mücadele, harp. 2. Uğraşma, kavga.
Savaşer: Savaşan.
Savaşkan: Savaşçı bir soydan gelen.
Savat: Gümüş üzerine işlenen kara nakış.
Saver: Sağlam, zinde.
Savran: Deveci.
Savtekin: Uğurlu olduğunu iddia eden.
Savtunç: Sözünün eri.
Savun: Tehlikelerden kendini koru temennisi.
Sayar: Hürmetkar. saygı gösteren.
Saybey: Saygın bey, beyfendi.
Saygıner: Hürmet edilen.
Sayıl: Hürmet gör.
Sayılgan: Saygı duyulan.
Sayıner: Saygın yiğit.
Saykal: Gösterişli.
Saykut: Azizliğine saygı duyulan kişi.
Saylan: Sayılan, seçkin.
Sayman: Hesap uzmanı, muhasebeci.
Saymaner: Zeki kimse.
Sayvan: Güneşten, yağmurdan korunmak için yapılan çardak.
Sazak: Soğuk ve sert esen rüzgar.
Sazan: Sazlık yerde yaşayan tatlı su balığı.
Sehat: Bir işi sonuna değin sürdürme, direşme.
Sebati: Sözünde duran.
Sebih: Yüzücü, iyi yüzen.
Sebil: Kutsal günlerde karşılık beklemeden, hayır için dağıtılan içme suyu. 2. Genellikle camilere bitişik
özel bir biçimde yapılmış, hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı.
Seçkin: Niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, elit.
Seçkiner: Üstünlüğüyle övgü alan kimse.
Sedat: Doğruluk, haklılık. 2. Dikkat.
Sefa: Gönül rahatlığı, sakin olma. 2. Eğlence, zevk, neşe.
Sefer: Yolculuk. 2. Savaşa gitme, savaş
Seferi: Yolculukla ilgili olan. 2. Savaşla ilgili olan. 3. Yolculuk anında, oruç tutmak ve namaz kılmak zorunda olmayan.
Seffah: Hatiplik yönü kuvvetli olan. 2. Cömert, eli açık.
Sefil: Sefalet çeken, yoksul kalan.
Sefir: Elçi. 2. Zengin, soylu.
Segman: Er, piyade eri. 2. Er kişi.
Seha: Cömertlik, el açıklığı.
Sehhar: Büyüleyici, büyülü gibi.
Sehran: Geceleri uyumayan, uykusuzluk çeken.
Selah: “Selahattin”in kısaltılmışı,
Selahattin: Dinine bağlı kişi.
Selahi: Barış, huzur.
Selam: Sonu iyi hayırlı çıkma. 2. Barış, huzur. 3. Ölümsüzlük. 4. Nezaket gösterisi yapmak. 5. Esenlenme.
Selamet: Salim olma, esenlik. 2. Kurtulma. 3. İyi son. 4. Güvenme, emin olma.
Selamettin: Dinin selamete ermesi.
Selami: İyilik, salim olma, esenlik.
Selatin: Sultanlar.
Selcan: Yüreği çoşku dolu olan.
Selçuk: Hatiplik yeteneği olan.
Selef: Bir makamda, bir görevde kendisinden önce bulunmuş kimse, öncel
Selek: Eli açık, cömert.
Selekman: Cömert.
Selgüç: Gücünün çoşkunluğu dışarı taşan.
Selhan: Haberci.
Selışık: Işık seli.
Selim: Sağlam, kusursuz. 2. Doğru, temiz. 3. Kolayca iyileşen.
Selkan: Sel gibi coşkulu.
Selman: İçinde barış ve mutluluk umutları taşıyan.
Selmi: Barış yanlısı, barışsever.
Selok: Sel gibi çoşkun, ok gibi hızlı.
Semai: Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen söz . 2. Türk müziğinde iki basit usülden biri. 3. Bir halk şiiri türü.
Semavi: Göksel.
Semender: Ateşte yanmadığı halde ateşi söndürdüğü söylenen efsane hayvan.
Semih: Cömert, eli açık.
Semin: Çok değerli.
Semir: Arkadaş, dost. 2. Meyve veren.
Semiray: Ay gibi dost canlısı.
Semuh: Cömert.
Semyan: Haşmet.
Sena: Övme, övgü.
Senai: Övme ile ilgili.
Sencan: Can kadar sevilen.
Sencer: Kale, askeri siper.
Sener: Yiğit ve güçlüsün.
Senger: Siper. 2. Korugan.
Sengin: Ağırlığı olan.
Senih: Süs,
Ser: Baş. 2. Başkan. 3. Tepe. 4. Uç, kenar, kıyı. 5. Son, nihayet.
Serad: Adı lider olan.
Seralp: Yiğitlerin lideri.
Seratir: Üstün, yüksek.
Serezad: Serbest, hür. 2. Derdi olmayan, rahat ve huzurlu.
Serbay: Önder,lider.
Serbaz: Subay. 2. Korkusuz cesur.
Serbest: Özgür, bağımsız.
Serbülent: Başı yüksek, yüce, ulu.
Sercihan: Sevilen hükümdar.
Serdar: Askerin başı, başkomutan, başbuğ.
Serdar: Lider.
Serdarhan: Hükümdar.
Serdengeçti: Fedai.
Serdeste: Seçkin kimse, mümtaz.
Serdinç: Sakin, rahat.
Serener: Gönderi çeken kişi.
Sereng: Üç renk.
Serfiraz: Kazanan, galip.
Sergen: Raf, vitrin, düzlük yer, yorgun.
Sergüzeşt: İnsanın başından geçen olay. 2. Serüven, macera.
Serhas: Dikenli bitki.
Serhat: Sınır, hudut. 2. Uç.
Serhun: Asil kan, soylu kan.
Seri: Çok hızlı, süratli
Serian: Aceleci.
Serim: Sabırlı.
Serimer: Sabırlı kişi.
Serin: Az soğuk
Serkan: Başkan.
Serkan: Önder, lider.
Serkeşi: Asilik, dik kafalı, iraatsiz.
Serkut: Şansı yerinde olan insan.
Sermedi: Sonsuz.
Sermest: Kendinden geçercesine sevmek.
Sermet: Sürekli, devamlı.
Sermiyan: Efendi, bey, reis.
Sernerm: Uysal, yumuşak başlı.
Serok: Başkan, şef, yönetici.
Serol: Önder ol.
Sertaç: Çok sevilen baştacı edilen.
Sertel: Acımasız, katı.
Serter: Acımasız yiğit.
Sertuğ: Baştacı edilen.
Server: Başkan. 2. Bir topluluğun reisi.
Servet: Zenginlik, varlık, mal, mülk.
Settar: Örten. 2. Tanrı sıfatlarından.
Sevan: Her zaman sevilerek anılan.
Sevener: Seven yiğit.
Sever: Herkesi içtenlikle seven.
Sevgen: İçtenlikle seven.
Sevik: Dost, arkadaş.
Sevkal: Her zaman için sevil.
Sevkan: Sıcakkanlı.
Sevük: Çok sevilen.
Sewgur: Şafak.
Seyda: Elit.
Seyfettin: Dinin askeri.
Seyfi: Askerlikle ilgili.
Seyhun: Akarsu.
Seyit/Seyyit: Efendi, ağa. 2. Hz. Muhammed soyundan gelen kimse.
Seyithan / Seyyithan: Ağaların ağası.
Seylan: Akma, akıntı.
Seymen: Törenlere, yerli giysilerle atlı ve silahlı olarak katılan yiğit.
Seyran: Gezinme. 2. Bakınıp seyretme.
Sezai: Uygun, yaraşır.
Sezal: Sezgili.
Sezek: Duygusal kişi.
Sezgen: Sezgileri güçlü olan.
Sezgin: Sezgileri güçlü olan.
Sezginay: Sezgileri güçlü olan.
Sezi: Sezgi.
Sezim: Sezgi.
Seziş: Hisseden.
Sezmen: Sezen, hisseden.
Sıdal: Olgunlaşmaya başlayan, delikanlı.
Sıdam: Natürel.
Sıddık: Özü sözü bir hiç yalan söylemeyen, çok dürüst.
Sılan: Keyfi, huzuru yerinde olan.
Sılamed: Selamet.
Sıral: Güvenilen kimse.
Sırat: Yol. 2. Mahşer günü, üstünden yalnız günahsızların geçebileceğine inanılan köprü.
Sırrı: Gizlilik.
Sıtkı / Sıdkı: Doğruluk, gerçeklik. 2. İçten bağlılık.
Simavi: Yüz, çehre.
Simt: Doruk, tepe.
Sina: Arap Yarım adası’nın Mısır’la birleştiği yerdeki ada. 2. Bu ada’da bulunan dağ. 3. Hz. Musa’ya Tanrı sözlerinin bu dağda indiğine inanılır
Sinan: Mızrak, süngü.
Sipah: Asker.
Sipahi: Süvari, atlı asker sınıfı.
Sipan: Suphan Dağı.
Sipkan: Ağrı’da Kürt aşireti.
Sirac / Siraç: Işık.
Siracettin: Dinin ışığı.
Sirer: Gözü gönlü tok olan.
Siret / Siyret: Yaşam öyküsü. 2. Bir kimsenin iç dünyası.
Sirmen: Gözü, gönlü tok olan.
Sirt: Sert, haşin.
Sitembar: Kurban, ezilmiş, mazlum.
Sitemkar: Sitem edici, sitem eden.
Siwar: Süvari.
Siyasi: Politik.
Siyavuş: Yağız atlı.
Somel: Güçlü el.
Somer: Güçlü, doğru kişi.
Sonad: Son çocuk.
Sonalp: Son yiğit
Sonat: Bir ya da iki şarkı için yazılmış 3- 4 bölümden oluşan müzik yapıtı.
Sondal: Umut bağlanan çocuk.
Soner: Son doğan erkek çocuk.
Songun: Son olan.
Songur: Şahin.
Songuralp: Şahin gibi yırtıcı yiğit.
Songurhan: Şahin gibi yırtıcı hükümdar.
Songurkan: Yırtıcı bir soydan gelen.
Songurtay: Şahin gibi yırtıcı genç.
Songurtürk: Şahin gibi yırtıcı Türk.
Sonuç: Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice. 2. Bir gelişim veya girişimden elde
edilen şey. 3.-Öz, özet.
Sorgun: Güzel saçlı.
Sorkan: Derikte Kürt aşireti.
Sorkun: Yüksek dağların etekleri. 2. Sepetçi söğüdü
Soyak: Soyu temiz.
Soyalp. Yiğit soydan gelen.
Soydan: Soylu bir ailesi olan.
Soydaner: Yiğitliği soyundan gelen.
Soydaş: Soyları bir olan, hemcins.
Soydinç: Dinç bir soydan gelen.
Soydinçer: Dinç bir soydan gelen.
Soyer: Soyu yiğit olan.
Soyhan: Hükümdar soyundan gelen.
Soykal: Soyunu devam ettir.
Soykan: Soylu kandan gelen.
Soykök: Köklügeçmişi olan bir soydan gelen.
Soykurt: Kurt gibi güçlü ve zeki soydan gelen.
Soykut: Kutsal bir soydan gelen.
Soylu: Asil.
Soylubey: Asil ve saygın kişi.
Soyluer: Asil ve yiğit kişi.
Soylukan: Asil bir geçmişi olan.
Soylutürk: Asil Türk.
Soylutay: Asil ve genç.
Soysal: Soyla ilgili.
Soytekin: Uğurlu soy.
Soyuak: Soyu temiz.
Soyualp: Yiğit soydan gelen.
Soyudinç: Dinç bir soydan gelen.
Soyudinçer: Dinç bir soydan gelen.
Soyuer: Soyu yiğit olan.
Soyugür: Çok kalabalık bir soydan gelen.
Soyuhan: Hükümdar soyundan gelen.
Soyukan: Soylu kandan gelen.
Soyukök: Köklü geçmişi olan bir soydan gelen.
Soyukurt: Kurt gibi güçlü ve zeki soydan gelen.
Soyukut: Kutsal bir soydan gelen.
Soyupak: Temiz ve dürüst bir soyu olan.
Soyutay: Asil ve genç.
Soyutekin: Uğurlu
Soyutürk: Türk soyundan gelen.
Sökmen: Yiğit.
Sökmener: Yiğit.
Sönmez: Her zaman için var olacak olan.
Sönmezalp: Yiğitliğiyle anılacak olan.
Sönmezay: Güzelliğiyle anılacak olan.
Sönmezer: Yiğitliğiyle anılacak olan.
Sözal: Söz vermesini sağla.
Sözen: Hatiplik yeteneği çok iyi olan.
Sözer: Sözünde duran.
Sözmen: Hatiplik yeteneği çok iyi olan.
Sualp: Asker, yiğit.
Suat: Mutlulukla ilgili.
Suavi: Yardımsever.
Subutay: Cengiz Hanım ünlü generalinin adı.
Sudi: Kazanç, kar.
Sulhi: Barışa özgü, barışçı.
Sunal: Sunuş, sunma.
Sunalp: Sunulan yiğit
Sunar: Takdim eden.
Sund: Ant içmek. 2. Yemin eden.
Sunel: Sunulan el.
Suner: Sunulan yiğit.
Sungun: Yetenek. 2. Bağış, lütuf.
Sungur: Doğana benzeyen yırtıcı bir kuş.
Sunguralp: Yırtıcı yiğit
Sungurbey: Yırtıcı ve saygın.
Sunullah: Allah’ın kudreti.
Suphi: Tan vakti.
Sururi: Sevinçli, neşeli, 8. yy. Osmanlı şairi.
Suut: Yükseliş, yukarı doğru yükselme.
Suudi: Kutsal yıldızlar. 2. Yükselme.
Suvari: Su gibi.
Süalp: Yiğit
Süel: Asker eli.
Süer: Yiğit asker.
Süerdem: Faziletli asker.
Süerden: Dürüst asker.
Süergin: Olgun asker.
Süerkan: Yiğitçe bir geçmişe sahip asker.
Süersan: Yiğitliğiyle nam salmış asker.
Süha: Büyük ayı yıldız kümesinden en küçük yıldızı,
Sühan: Söz, lakırdı.
Süheyl: Güney yarım kürede bulunan parlak yıldız, yıldırak.
Sükan: Sakin.
Sükuti: Az konuşan.
Süleyman: Peygamber adı. 2. Huzur anlamında.
Sülü: “Süleyman” isminin kısalarak söylenen bir biçimi.
Sülüman: “Süleyman” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Sümer: Aşağı Mezopotamya’da yaşamış bir kavim.
Sümerkan: Sümer soyundan gelen.
Süphan: Doğu Anadolu’da Van Gölü’nün kuzeyinde sönmüş volkan.
Sürsoy: Soyun genişlesin.
Süzen: Topluca yapılan av.
Süvari: Atlı. 2. Atlı asker. 3. Gemi kaptanı.