Kader ve kazaya inanmak amentünün (İmanın şartlarından) altı esasından biridir.
Kader: “Ezelden ebede kadar olmuş ve olacak şeylerin hepsinin zamanının, yerinin ve nasıl olacaklarının Allah tarafından ezelde bilinmesi ve bu bilgiye uygun olarak takdir ve irade edilmesidir.”
Kaza ise: “Allah’ın bilip takdir ettiği şeylerin zamanı ve yeri geldiğinde yine Allah tarafından yaratılıp meydana çıkarılmasıdır.”
Kader ve kazaya iman üzerine dikkatle durulması gereken bir konudur. Gerçi Yüce Allah her şeyi ezeli ilminde bilmekte ve yine herşey o bilgi dahilinde meydana çıkmaktadır. Mesela bir kimsenin katil olacağını Allah ezeli ilmiyle biliyor ve o kimse de yeri ve zamanı gelince katil oluyor. Öyleyse niçin ahiret günü katillik suçundan cezaya çarptırılıyor? Bunun cevabı çok açıktır. Yüce Allah insanlara akıl, fikir ve vicdan gibi çeşitli nimetler vermiş, iyi ile kötünün yollarını göstermiştir. Ona ayrıca bir irade vererek hareketini serbest bırakmıştır. Kul iradesini kötüye kullanır ve günah işlerse elbette ceza görür. Yüce Allah’ın ezeli ilminde bilip takdir ettiği şey kulun zaten kendi iradesiyle işleyeceği sevap veya günahtır. Buna göre misal olarak güneş tutulmasını verebiliriz. Astronomi alimleri yılın belli bir gününde güneşin tutulacağını, o tutulma olayı meydana gelmeden çok önce biliyor ve takvimlere kaydettiriyorlar. Gerçekten o gün geldiğinde güneş tutuluyor. Açık bir gerçektir ki güneş, Astronomi alimleri bildi diye tutulmamış, bilakis güneş tutulacağı için astronomi alimleri bunu bilmişlerdir. İşte Yüce Allah’da kulunun günahı işleyip katil olacağını bildiği için onu ezeli ilmine kaydetmiştir. Öyleyse kul sevabına karşılık mükafat, günahına karşılık ceza görecektir.
KAZA VE KADER İLE İLGİLİ AYETLER
3. Sure/145. Ayet: Hiçbir kimse Allah’ın izni olmadan ölmez. Ölüm, belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya sevabını isterse, kendisine ondan veririz; kim de ahiret sevabı dilerse buna da ondan veririz. Şükredenleri mükâfatlandıracağız.
3. Sure/154. Ayet: Sonra o üzüntünün ardından, Allah size bir güven ve bir uyku indirdi. O uyku bir kısmınızı bürüyordu, bir kısmı da kendi canlarının derdine düşmüştü. Allah’a karşı cahiliyye zannı gibi haksız bir zanda bulunuyorlar: “Hani bu işten bize bir şey var mı?” diyorlardı. De ki: “Bütün işler Allah’a aittir.” Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. Diyorlar ki: “Bu işte bize fayda olsaydı, burada öldürülmezdik.” De ki: “Evlerinizde dahi olsaydınız, yine üzerine öldürülmesi yazılmış olanlar, mutlaka vurulup yatacakları yeri boylardı. Allah, kalplerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı. Allah, göğüslerin içinde olanı bilir.”
6. Sure/2. Ayet: Sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel takdir eden O’dur. Tayin edilen bir ecel de O’nun katındadır. Sonra bir de şüphe ediyorsunuz.
6. Sure/35. Ayet: Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse ve senin de gücün yetiyorsa haydi yerin içine inebileceğin bir delik ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara da onlara bir mucize getir! Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerine toplardı. O halde cahillerden olma.
54. Sure/51. Ayet: Andolsun ki biz, sizin(küfürde) benzerlerinizi hep helak ettik. Ama düşünen mi var?
54. Sure/52.-53. Ayet: Yaptıkları her şey kitaplarda kayıtlıdır. Küçük büyük her şey satır satır yazılıdır.
7. Sure/34. Ayet: Her ümmetin dünyada kalacağı müddet için takdir edilmiş bir ömrü vardır. Süreleri biten ümmet ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gidebilir.
10. Sure/49. Ayet: De ki: “Ben, Allah’ın dilediğinin dışında kendi kendime ne bir zarar, ne de bir fayda verebilirim. Her ümmet için bir süre vardır. Süresi dolunca artık ne bir an geri, ne de bir an ileri gidebilir.”
11. Sure/6. Ayet: Yeryüzünde rızkı Allah’a ait olmayan hiçbir canlı yoktur. O, onların karar kıldıkları yerleri de, emaneten durdukları yerleri de bilir. Onların hepsi apaçık bir kitaptadır.
15. Sure/4. Ayet: Yok ettiğimiz herhangi bir kasabanın elbette belli bir yazısı vardır.
15. Sure/5. Ayet: Hiçbir ümmet kendi süresini öne alamaz, geciktiremez de.
17. Sure/58. Ayet: Kıyamet gününden önce ortadan kaldırmayacağımız veya çetin azaba uğratmayacağımız bir şehir yoktur. Bu, Kitap’ta yazılıdır.
24. Sure/43. Ayet: Bilmezsiniz ki, Allah bulutları sürer, sonra onları bir araya getirip üst üste yığar, sen de onların arasından yağmur yağdığını görürsün? Gökten içinde dolu bulunan dağlar gibi bulutlar indirir, dilediğini onunla musibete uğratır, dilediğinden de uzak tutar. Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır!
27. Sure/74. Ayet: Rabbin elbette onların kalplerinin gizlediğini de, açığa vurduklarını da bilir.
27. Sure/75. Ayet: Gökte ve yerde gizli hiçbir sır yoktur ki apaçık bir kitap olan Levhi Mahfuz’da olmasın.
34. Sure/3. Ayet: İnkar edenler: “Kıyamet bize gelmeyecektir.” dediler. Ey Muhammed! De ki: ”Hayır, öyle değil, görülmeyeni bilen Rabbime andolsun ki, o kıyamet günü size mutlaka gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O’nun ilminin dışında değildir. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz apaçık Kitap’tadır.”
35. Sure/11. Ayet: Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yaratmış, sonra da sizi çiftler halinde meydana getirmiştir. Dişinin gebe kalması ve doğurması, ancak O’nun bilgisiyledir. Kendisine ömür verilen kimseye daha çok ömür verilmesi de, onun ömründen kısaltılması da ancak bir kitapta(Levh-i Mahfuz’da yazılı)dır. Doğrusu bu (sayılan şeyler) Allah’ a kolaydır.
57. Sure/22. Ayet: Yeryüzüne ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce Levh-i Mahfuz’da bulunmasın. Şüphesiz ki bu, Allah’a göre kolaydır.
59. Sure/3. Ayet: Eğer Allah onlara sürgünü yazmamış olsaydı, elbette onları dünyada başka şekilde cezalandıracaktı. Ahirette de onlar için ateş azabı vardır.
65. Sure/3. Ayet: Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenip dayanırsa, O, kendisine yeter. Şüphesiz ki Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şey için bir ölçü koymuştur.
71. Sure/4. Ayet: Ta ki Allah, günahlarınızı bağışlasın ve sizi (azapsız olarak) belli bir süreye kadar ertelesin. Çünkü Allah’ın takdir ettiği ecel gelince artık geri bırakılmaz. Keşke bilseydiniz.
72. Sure/25. Ayet: Ey Muhammed! De ki: “Size söz verilen(azap) yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun süreli mi kılmıştır, ben bilemem.”
72. Sure/28. Ayet: (Böyle yapar) Ki onların, Rablerinin mesajlarını tebliğ ettiklerini bilsin. Allah onların nezdinde olup bitenleri çepeçevre kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır.
-Ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallâhi Teâlâ: Kader, hayır, şer(acı, tatlı, iyi, kötü) her şeyin Allah’ın yaratmasıyla olduğuna inandım, iman ettim.