İçtihad lügatta “bir şeyi elde edebilmek için güç ve çaba sarfetmek” manasına gelir.
İctihad, Kur’ân-ı Kerîm’e, sünnet’e ve Arab diline tam vâkıf olan âlimlerin Kur’ân-ı Kerîm, sünnet, icmâ’ ve kıyâs delîllerini gözönünde bulundurarak, herhangi bir dînî mes’ele ile ilgili en makul ve en doğru olan hükmü çıkarma çabasıdır.
İslam dininde içtihad denildiği zaman, Kur’an ve Sünnete bir meselenin açık hükmü bulunmadığı zaman, gerekli hüküm ve bilgiyi elde edebilmek için başvurulan çare ve yol anlaşılır.
İctihadda bulunan alime müctehid ismi verilir. Müctehid olabilmek büyük bir ilmi üstünlüğü, derin bir zeka ve anlayışı gerektirir. Herkes her konuda hüküm verme yetkisine sahip değildir. Kur’an ve Sünnette hükmü açıkça belirlenmiş bulunan bir konuda ancak müctehid alimler söz sahibi olurlar. Bunların en büyükleri öncelikle Peygamberimizin sahabeleri sonra mezhep imamlarıdır. İmam-ı Azam, İmam-ı Şafi, İmam-ı Ahmet İbn-i Hanbel ve İmam-ı Malik hazretleri en kudretli müctehidlerdir.
İçtihad etmek çok zor, fakat müslümanlar için mecburi olduğu için bir müctehidin verdiği hüküm isabetli olmasa bile yüce Allah ona bir sevap ihsan eder.