Hz. Yakup’un 12 oğlu vardı. Bunlardan biri de Yusuf idi. Babası çocukları arasında Yusuf’u daha çok seviyordu. Bunun farkında olan diğer kardeşleri Yusuf’u kıskanmaktaydı.
Günün birinde Yusuf çok anlamlı bir rüya gördü. Nasıl bir rüya gördüğü Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır:
“Bir gün Yusuf, babasına demişti ki: “Babacığım! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; gördüm ki onlar bana secde ediyorlardı.” (Yusuf 4)
Hz. Yakup, Yusuf’un gördüğü bu rüyayı, ileride yüksek bir makama geleceği şeklinde yorumlamış, ancak diğer oğullarının bu rüyadan haberleri olursa kıskançlık yüzünden Yusuf’a bir kötülük edeceklerinden endişe ettiği için rüyayı kardeşlerine anlatmamasını istemişti.
Yusuf’un rüyada gördüğü güneş, babası Yakup’u; ay, annesi Rahel’i, yıldızlar da on bir kardeşini işaret ediyordu.
Yakup’un (as.) korktuğu başına geldi. Diğer oğulları Yusuf’u gezdirmek bahanesiyle kıra götürdüler ve bir kuyuya attılar. Eve dönünce de babalarına Yusuf’u bir kurdun yediğini söylediler.
Diğer taraftan Şam’dan Mısır’a doğru yol alan bir ticaret kervanı Yusuf’un atıldığı kuyunun yanından geçerken içlerinden birini kuyudan su çekip getirmek için göndermişlerdi. Adam kovasını suya salınca, “Müjde! İşte bir oğlan çocuğu!” diye bağırdı. Böylece kuyudan çıkarılan Yusuf’u beraberlerinde Mısır’a götürüp köle pazarında sattılar.
Onu satın alan kişi Mısır’ın maliye işlerini yürüten veziri idi. Adam karısına, “Ona değer ver ve iyi bak! Umulur ki bize faydası olur veya onu evlat ediniriz.” dedi. Böylece Yusuf vezirin evine yerleşti. Aile kendisine çok iyi baktı. Aradan yıllar geçti, Yusuf büyüdü, erginlik çağına geldi, güçlü, kuvvetli bir delikanlı oldu.
Yusuf iftiraya uğradı, çok sıkıntılar çekti fakat dürüstlüğü ve iffetini korumadaki titizliği ve vefakârlığı ile sıkıntılı dönemi aştı ve bu sınavdan başarı ile çıktı. O, yüksek karaktere sahip olması, zekâ ve üstün yeteneği sayesinde Mısır kralının güvenini kazandı. Kral ülke mâliyesinin yönetimini Yusuf’a teslim etti. Yusuf aldığı görevi başarı ile yürüttü, halkın sevgisini kazandı.
Öte yandan Hz. Yakup, hem zahire almak hem de yanındaki oğullarını Yusuf’u aramak üzere Mısır’a gönderdi, onlar daha önce de zahire almak için Mısır’a gitmişlerdi. Bu defa da Yusuf’un huzuruna çıktılar. Onlar Yusuf’u tanımıyorlardı, ancak Yusuf onların kendi kardeşleri olduğunu biliyordu.
Bundan sonrasını Kur’an-ı Kerim’den takip edelim:
“Yusuf’un huzuruna girdiklerinde dediler ki: “Ey Aziz! Biz ve ailemiz kıtlığa uğradık ve biz az bir bedel ile geldik. Yine de bize talebimizi karşılayacak kadar ver, bize bağışta da bulun. Şüphesiz Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır.”
Yusuf, “Siz cahilliğiniz yüzünden Yusuf ve kardeşine yaptıklarınızı biliyor musunuz?” dedi.
“Yoksa sen, gerçekten sen Yusuf musun?” diye sordular. O da (evet) ben Yusuf’um, bu da kardeşim, Allah bize lütfetti. Kim Allah’tan korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez.” dedi.
Dediler ki: “Allah’a andolsun, hakikaten Allah seni bize üstün kılmış. Gerçekten biz hataya düşmüşüz.”
Yusuf şöyle dedi: “Bugün yaptıklarınız yüzünüze vurulmayacak, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir.! (Yusuf 89-92)
Yusuf, babası, annesi ve bütün aile fertlerinin Mısır’a gelmesini istedi. Yakup’un oğulları babalarına dönünce suçlarını itiraf ettiler ve ondan günahlarının bağışlanması için Allah’tan af dilemesini istediler. O da Rabbinden af dileyeceğini söyledi.
Yakup (as.) yakınları ile birlikte Mısır’a oğlu Hz. Yusuf’un yanına gitti. Yusuf onları büyük bir coşku ve sevinçle karşıladı.
Kur’an-ı Kerim’de karşılama sonrasında neler olduğu şöyle anlatılmaktadır:
“Yusuf’un yanına girdiklerinde ana babasını bağrına bastı ve ‘Allah’ın izniyle Mısır’a güven içinde giriniz.’” dedi.
“Ana babasını, makamına çıkardı. Hepsi onun huzurunda yere kapandılar. Yusuf dedi ki: “Babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın gerçekleşmesidir; Rabbim onu gerçek kıldı…” (Yusuf 100)
Yusuf’un çocukluğunda gördüğü rüyayı o zaman yorumlayan babası Yakup, onun Allah’ın seçkin kulları arasında yer alacağını ve ileride büyük nimetlere ve yüksek makama erişeceğini anlamıştı. Böylece Yusuf’un babası Yakup, annesi Rahel ve on bir kardeşinin Yusuf’un önünde saygı ile eğilmeleri, Hazreti Yusuf’un çocuk iken gördüğü rüyanın, uzun yıllar geçtikten sonra gerçekleştiğini göstermiştir. Rivayete göre bu rüya, aradan kırk yıl geçtikten sonra gerçek olmuştur.