Astroloji, yıldız falcılığıdır. Diğer bir anlatıma göre Astroloji, yıldızların insanları ve olayları etkilediği inancına dayanan sözde ilim dalıdır. Astrolog, yıldızların durum ve hareketlerinden anlam çıkaran kimseye denir.
Astroloji, ilk olarak Mezopotamya’da MÖ. üç bin yıllarında ortaya çıkmıştır.
Aristo’ya göre, yeryüzünde meydana gelen bütün değişikliklerin, gök cisimlerinin özel konumları ve hareketleri ile sıkı bir ilişkisi vardır. İşte astroloji denen bu sanat, Aristo’nun ileri sürdüğü bu prensip üzerine kurulmuştur.
Astroloji, Kopemik sisteminin öldürücü darbesini yedikten sonra eski önemini kaybetmişse de bugün hâlâ hem Doğu’da hem de Avrupa ve Amerika’da yaşamaktadır. Günlük gazeteler ve çeşitli dergilerde, hatta bazı televizyon ekranlannda bile kişilere burçlarının ne olduğu sorulduktan sonra onların gelecekleri üzerinde birtakım tahminlerin yürütüldüğü, kaderleri hakkında hükümler verildiği görülmektedir.
Halbuki astroloji, bir sahte bilim olarak tanımlanır ve modem bilimin kuram ve buluşlarına tümüyle karşı olduğu kabul edilir.
Nitekim Arizona Üniversitesi ordinaryüs profesörlerinden Lawrence E. Jerome, iki arkadaşı ile birlikte astrolojinin bir bilim olmadığına dair bir bildiri hazırlamış ve bu bildiri 192 bilim adamı tarafından imzalanmıştır. Bildiriyi imzalayanlar arasında astronomiden tıbba, ekonomiden biyolojiye ve kimyaya kadar içlerinde Nobel ödülü kazanmış çok sayıda bilim adamı vardır. (Renan Pekünlü, “Bilimin Merceğinde Astroloji”, Bilim ve Ütopya Dergisi, Aralık 1997).
Sosyolog Prof. Dr. Emre KONGAR, bu konudaki görüşü sorulduğunda şunları söylemiştir: “Astroloji bence batıl bir inançtır. Toplumu etkileyen bütün batıl inanışlar gibi, gücünü insanların ona inancından alır. Yani burcunu okuyan kişi, o günkü davranışlarında okuduklarından etkilenir. İnsanoğlu daima bilinmeze karşı merak duymuş, bilinmeyenden gelen habere inanma eğilimi geliştirmiştir.”
Bu kısa bilgilerden anlaşıldığı gibi astrolojinin hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Dolayısıyla astroloji diye bir bilim dalının olması da söz konusu değildir. Bilimsel bir disiplin olarak kabul edilmediği için eğitim kurumlarında ders olarak okutulmamaktadır. Bunun dışında söylenenler, bilimsel değeri olmayan tahmin ve iddialardan ibarettir.