10 Kasım 2017 Diyanet Cuma hutbesi (Örnek İnsan: Mümin)

Diyanet İşleri Başkanlığı yayımlanan 3 Kasım 2017 Cuma Hutbesinin konusu ne? Her cuma günü olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu haftanın Türkiye Geneli cuma hutbesi konusu belli oldu ve yayımlandı. İşte 03.11.2017 Cuma günü Türkiye geneli bütün camilerde okunacak Diyanet Cuma hutbesi ile cuma günü ve namazı hakkında tüm ayrıntılar.

Bu hafta okunacak olan Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından merkezi olarak hazırlanan Türkiye Geneli Cuma Hutbesinin konusu ÖRNEK İNSAN: MÜMİN.

Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!
Yüce Rabbimiz, okuduğum âyet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerine dostturlar. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”1

Peygamberimiz (s.a.s), bir gün sahabeye “Hanginizin iyi, hanginizin kötü insan olduğunu size haber vereyim mi?” diye sordu ve ardından şöyle buyurdu: “İyi olanınız, kendisinden herkesin hayır umduğu ve şerrinden emin olduğu kimsedir. Kötü olanınız ise kendisinden hiç kimsenin hayır ummadığı ve şerrinden emin olmadığı kimsedir.”2

Değerli Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), iyi bir müminin, örnek bir insanın nasıl olması gerektiğini sözleri ve yaşantısıyla bizlere göstermiştir. Geliniz bugünkü hutbemizde Muhammedü’l-Emin olan Peygamberimizin ortaya koyduğu örnek bir müminin özelliklerine beraberce kulak verelim. Bizlere bu dünyada huzur ve mutluluğu, ahirette ise ebedi kurtuluşu kazandıracak güzel hasletleri hep birlikte yeniden hatırlayalım.

Kardeşlerim!
Resûlullah (s.a.s)’in dilinde mümin, her şeyden önce teslimiyet ve sadakat sahibidir. O, tıpkı altın gibi değerlidir.3 Hayatı boyunca İbrahimî bir duruş sergiler ve vakarını korur. Her şart ve durumda
Allah’a aidiz ve O’na döneceğiz.” diyerek imanından, değerlerinden asla taviz vermez. Kur’an-ı Kerim’in ve sünnet-i seniyyenin rehberliğini terk etmez, sırat-ı müstakimden yüz çevirmez.

Resul-i Ekrem (s.a.s)’in dilinde mümin bal arısı gibidir. Bal arısı gibi hep güzel, temiz, helal şeyler yer, hep güzel şeyler üretir. Kimseyi kırıp incitmez.4 Onun gönlünde kötüye değil iyiye, zararlıya değil faydalıya, olumsuza değil olumluya yer vardır.

Kıymetli Müminler!
Peygamberimizin ifadesiyle hurma ağacı gibidir mümin.5 Her daim imanından aldığı kuvvetle canlılığını, diriliğini korur. Yaratılış gayesini unutmadan insanlığa yararlı olur.

Mümin, türlü musibetlerle imtihan edilse de yıkılmaz, ayakta kalır.6 Bilir ki kula düşen, imtihan ve musibetleri Eyüp misali sabır, metanet ve vakarla kabullenmektir. Yüce Allah’tan gelene “lütfun da hoş, kahrın da hoş” diyebilmektir.

Aziz Müminler!
Müminin hayatında hüzne ve ümitsizliğe yer yoktur. O,
Üzülme! Allah bizimle beraberdir”7 âyetine gönülden inanır. Bilir ki herkesin onu terk ettiği anda kendisini terk etmeyen, ona ümit ve çare olan bir mevlası vardır.

Elinden ve dilinden insanların güvende olduğu kişidir mümin.8 Aldatan bizden değildir.”9 hadisi gereği aldatmaktan ve aldanmaktan Allah’a sığınır. Müminin dilinden kötü ve yalan sözler, onur kırıcı ve gönül yaralayıcı ifadeler dökülmez. O, ötekileştirici değil birleştiricidir; nefret ettirici değil müjdeleyicidir. Her bir sözünün, her bir işinin bir gün mutlaka hesabını vereceğinin bilincindedir.

Aziz Kardeşlerim!
Peygamberimiz (s.a.s)’in dilinde feraset, basiret ve itidal sahibidir mümin. Hayata ve olaylara tefekkür, hikmet ve ibret nazarıyla bakar. “Mümin, bir delikten iki defa ısırılmaz.”10 Bile bile hataya düşmez. İnancının, duygu ve düşüncelerinin istismar edilmesine izin vermez. Gönlünü, zihnini başkalarına esir etmez.

Kalbinde zerre miktarı kibir bulunan kişi cennete giremez.”11 hadisinin bilinciyle mütevazi kişidir mümin. Yaratılanı sırf Yaratan’dan ötürü sever. Bilir ki insanlarla dost olmayan ve kendisiyle dostluk kurulamayanda hayır yoktur.12 Onun davranışları şefkat, merhamet, samimiyet, ülfet ve muhabbetle örülüdür.
Ve nihayet mümin, güzel koku satan attar gibidir.13 İnsanlara ahlâk, âdâb, erdem takdim eder. Zihinlerde hep olumlu yer edinir. Gönüllerde hep hoş sada bırakır.

Kardeşlerim!
Ne mutlu Peygamberimiz (s.a.s)’in bu övgülerine mazhar olanlara! Ne mutlu yaratılış hikmetine sarılarak Yüce Allah’ın rızasına ulaşanlara! Ne mutlu fâni âlemi bâki bir hazineye dönüştürenlere!


1 Tevbe, 9/71.
2 Tirmizî, Fiten, 76; Ahmed b. Hanbel, II, 268.
3 Ahmed b. Hanbel, II, 199.
4 Ahmed b. Hanbel, II, 199.
5 Buhârî, Edeb, 89.
6 Buhârî, Tevhid, 31.
7 Tevbe, 9/40.
8 Buhârî, Îmân, 4.
9 Müslim, Îmân, 164.
10 Buhârî, Edeb, 83.
11 Müslim, Îmân, 147.
12 Ahmed b. Hanbel, II, 400.
13 Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebir, XII, 319.

CUMA NAMAZI HAKKINDA BİLGİ
Cuma namazı akıllı, baliğ (ergen), hür ve erkek olan her Müslümana farzdır. Cuma namazı tek başına kılınmaz. Cuma namazı, cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan bir namazdır.

Beş vakit namazın şartlarından başka cuma namazının iki şartı daha vardır:
1. Vücûbunun, yâni müslüman üzerine farz olmasının şartları,
2. Sıhhatinin, yâni cuma namazının sahih(kabul) olmasının şartları.

Cuma Namazının Vücûbunun Şartı Yedidir:
1. Erkek olmak, (Kadın ve hünsâ olmamak.)
2. Hür olmak, (Esir veya hapis olmamak.)
3. Mukim olmak, (Seferî olmamak.)
4. Sıhhatli olmak, ( Namaza gidemeyecek kadar hasta olmamak.)
5. Gözleri sağlam olmak, (Âmâ olmamak.)
6. Ayakları sağlam olmak, (Kötürüm olmamak.)
7. Namaza gitmeye mâni ve gitmemeyi mübah kılan bir özrü bulunmamak. (Düşman korkusu, şiddetli yağmur, çamur gibi şeyler cumaya mâni hallerdir.)

Cuma Namazının Sıhhatinin Şartı Altıdır:
1. Cuma namazı kılınacak yer, şehir olmak, (izin ve berât verilen köylerde de kılınabilir),
2. Emir veya vekilinin kıldırması,
3. Öğle namazı vaktinde kılınması,
4. Cemaatin huzurunda hutbe okumak,
5. İmamdan başka üç kişi bulunmak,
6. Cuma kılınan yer herkese açık olmak

Cuma namazı dört rekât ilk sünnet, iki rekât farz ve dört rekât son sünnet olmak üzere on rekâttır.

Cuma günü camide öğle namazı vaktinde cemaatle kılınır.

Önce ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dinî konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar. Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekât Cuma namazı kıldırır.

İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder. Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekât Cumanın farzı kılınır.

Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur.

Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanın son sünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Böylece Cuma namazı tamamlanmış olur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz