Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Tebük savaşı ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Tebük savaşı ile ilgili ayetler.
9/1. Allah’tan ve Elçisi’nden antlaşma yaptığınız putperestlere ihtardır! 2. Yeryüzünde dört ay daha dolaşın. Allah’ı aciz bırakamayacağınızı ve Allah’ın inkârcıları rezil edeceğini bilin. 3. En büyük Hac gününde, Allah’dan ve Elçisi’nden insanlara bildiridir: Allah ve Elçisi putatapanlardan uzaktır. Eğer tövbe ederseniz, bu sizin iyiliğinize olur. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki, Allah’ı aciz bırakamazsınız. İnkâr edenlere can yakıcı azabı müjdele. 4. Ancak, antlaşma yaptığınız putperestlerden, size karşı bir eksiklik yapmayan ve size karşı hiç kimseye arka çıkmayanlarla olan antlaşmalara, sürelerinin sonuna kadar riayet edin. Allah (azabından) sakınanları sever. 5. Saygın aylar çıkınca ortak koşanları bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tövbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse yollarını serbest bırakın. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 6. (Ey Muhammed!) Eğer ortak koşanlardan sana sığınmak isterse, onu sığınmana al ki, Allah’ın sözünü dinlesin. Sonra onu güvende olacağı yere ulaştır. Çünkü onlar bilmeyen bir topluluktur.
9/28. Ey inananlar! Ortak koşanlar pistir. Bu yıllarından sora Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Fakirlikten korkacak olursanız, (bilin ki) inşaallah Allah sizi kendi lütfundan zengin kılacaktır. Allah bilgindir, bilgedir. 29. Kitap verilenlerden, Allah’a ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Elçisi’nin haram kıldığını haram saymayan ve Hak Din’i din edinmeyen kimselerle, yenilgiyi kabul edip kendi elleriyle cizye vermelerine kadar savaşın.
9/38. Ey inananlar! Size ne oldu? “Allah yolunda savaşa çıkın” dendiğinde yere yığılıp kaldınız. Ahiret yerine dünya hayatına mı razı oldunuz? Oysa dünya hayatının geçimliği ahirete göre pek azdır. 39. Eğer savaşa çıkmazsanız, Allah size can yakıcı bir azapla azap eder ve sizi başka bir toplumla değiştirir, O’na hiç bir zarar da veremezsiniz. Allah’ın gücü herşeye yeter. 40. Eğer siz Muhammed’e yardım etmezseniz, bilin ki, inkâr edenler onu, iki kişinin İkincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, Allah ona yardım etmiştir. Hani o mağarada arkadaşına: “Üzülme; Allah bizimledir” diyordu. Allah da ona huzur ve güven (sekine) indirdi, görmediğiniz askerlerle onu destekledi ve inkâr edenlerin sözlerini alçalttı. Allah’ın sözü en üstündür. Allah yücedir, bilgedir. 41. Hafifiyle, ağırıyla hepiniz yola koyulun ve Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin iyiliğinizedir. 42. Eğer (söz-konusu olan) kolay bir kazanç ve sıradan bir yolculuk olsaydı, sana uyarlardı. Fakat meşakkatli bir hedef onlara uzak göründü. Bir de: “Gücümüz yetseydi, sizinle beraber çıkardık” diye Allah’a yemin ederek kendilerini helak ediyorlar, hâlbu ki, Allah onların yalan söylediklerini biliyor. 43. Seni Allah affetsin! Doğru söyleyenler sence belli olup, yalancı olanları öğrenmeden niye onlara izin verdin? 44. Allah’a ve ahiret gününe inananlar, canları ve malları ile savaşmaktan geri kalmak için senden izin istemezler. Allah saygılı olanları bilir. 45. Senden, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, gönüllerine şüphe düşüp şüphelerinde bocalayan kimseler, geri kalmak için izin isterler. 46. Eğer savaşa çıkmak isteselerdi, ona bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların davranışlarını beğenmedi ve onları alıkoydu. Onlara: “Aciz olanlarla beraber oturun” denildi. 47. Eğer sizinle beraber (savaşa) çıkmış olsalardı, kafa karıştırmaktan başka bir şey yapmaz ve sizin birbirinize düşmenizi isteyerek, aranıza süratle sokulurlardı, içinizde onlara kulak verenler vardır. Allah haksızlık yapanları bilir. 48. Nitekim, daha önce de karışıklık çıkarmak istemişlerdi, sana karşı birtakım İşler çeviriyorlardı. Sonunda, gerçek ortaya çıktı ve beğenmedikleri hâlde Allah’ın buyruğu üstün geldi. 49. Onlardan: “Bana izin ver, beni denemeye kalkma” diyen vardır. Dikkat edin ki, onlar zaten denenme altındadır. Cehennem inkârcıları kuşatmıştır. 50. Sana bir iyilik gelirse, onların ağırına gider. Eğer sana bir kötülük gelse: “Biz önceden işimizi tuttuk” derler ve sevinerek dönüp giderler.
9/81. Allah’ın Elçisi’ne karşı çıkarak geri kalanlar, oturup kalmakla memnun oldular; Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad etmek hoşlarına gitmedi. “Sıcakta yola çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşi daha sıcaktır”. Keşke anlasalardı. 82. Kazanmış olduklarına karşılık, az gülsünler, çok ağlasınlar. 83. Eğer Allah seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür ve onlar (savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “Benimle asla çıkmayacaksınız; yanımda hiç bir düşmanla savaşmayacaksınız. Çünkü siz baştan oturup kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla beraber oturun”.
9/90. Bedevilerden, kendilerine izin verilmesi için özür beyan edenler geldi. Allah’a ve Elçisi’ne yalan söyleyenler ise, (özür bile beyan etmeden) oturdular. Onlardan inkâr edenlerin başına can yakıcı bir azap gelecektir. 91. Güçsüzlerin, hastaların ve sarfedecek bir şey bulamayanların, Allah ve Elçisi için öğüt verdikleri takdirde (savaşa katılamadıkları için) sıkıntı duymaları gerekmez. İyi davrananlar aleyhine bir yol izlenemez. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 92. Kendilerini bineğe bindirmen için sana geldikleri zaman: “Sizi bindirecek binek bulamıyorum” dediğinde, sarfedecek bir şey bulamadıkları için üzüntüden gözyaşı dökerek geri dönenlere de sorumluluk yoktur. 93. Sorumluluk ancak, zengin oldukları hâlde senden izin isteyenleredir. Onlar geride kalan kadınlarla bulunmaya râzı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi. Fakat onlar bunu bilmiyorlar. 94. Onlara geri döndüğünüz zaman, sizden özür dilerler. De ki: “Özür dilemeyin, size inanmayacağız. Allah, durumlarınızı bize haber vermiştir. Allah ve Elçisi işlerinizi görecektir. Sonra, görüleni ve görülmeyeni bilene geri götürüleceksiniz. O, yapmış olduklarınızı size bildirecektir”. 95. Yanlarına vardığınız zaman, kendileriyle yüzleşmeyesiniz diye Allah’a yemin edeceklerdir. Siz de onlarla yüzleşmeyin. Çünkü onlar pistirler. Kazandıklarının karşılığı olarak varacakları yer Cehennemdir. 96. Kendilerinden hoşnut olasınız diye size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile, Allah yoldan çıkmış olan topluluktan hoşnut olmaz.
9/106. Diğerlerinin ise işleri Allah’ın buyruğuna kalmıştır. Allah ya onlara azap eder, ya da tövbelerini kabul eder. Allah bilgindir, bilgedir.