Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Allah’a eş koşma (şirk) ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Allah’a eş koşma (şirk) ile ilgili ayetler.
74/18. O düşündü, ölçtü biçti. 19. Canı çıkası, ne biçim ölçüp biçti! 20. Canı çıkası; sonra yine ne biçim ölçüp biçti! 21. Sonra baktı. 22. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı. 23. Sonra da sırt çevirip büyüklük tasladı. 24-25. “Bu sadece öğretilegelen bir sihirdir. Bu Kur’an yalnızca bir insan sözüdür” dedi.
53/15. Orada varılacak olan cennet vardır. 16. O ağacı örten örtmüştü. 17. Muhammed’in gözü oradan ne kaydı, ne de onu aştı. 18. Rabbinin en büyük delillerini gördü. 19-20. Ey inkarcılar! Şimdi Lât, Uzzâ ve bundan başka üçüncüleri olan Menât’ın ne olduğunu söyler misiniz? 21. Demek, erkekler sizin, dişiler Allah’ın öyle mi? 22. Öyleyse bu haksız bir paylaşmadır. 23. Bunlar (putlar) sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlerden başka bir şey değildir. Allah buna dair bir delil indirmemiştir. Kendilerine Rablerinden doğruluk rehberi gelmiş olduğu hâlde, onlar sadece zanna ve canlarının istediğine uymaktadırlar.
7/189. Sizi tek bir nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan var eden Allah’tır. (Erkek,) eşine sarılınca, eşi hafif bir yük yüklendi ve onu taşıdı. Yükü ağırlaşınca, karı-koca birlikte Rableri Allah’a: “Bize kusursuz bir çocuk verirsen, andolsun, şükreden-lerden olacağız” diye yalvardılar. 190. Allah onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verdiği şeyde Allah’a ortaklar koştular.242 Allah onların ortak koşmalarından yücedir. 191. Kendileri yaratılmış olan ve bir şey yaratamayan putları mı Allah’a ortak koşuyorlar? 192. Oysa, putlar onlara da yardım edecek güçte değil, kendilerine de. 193-194. O putları doğru yola çağırsanız size uymazlar. Onları çağırsanız da, sussanız da sizin için birdir. Allah’tan başka yaşardıklarınız sizin gibi kullardır. Eğer doğru sözlü iseniz, onları çağırın da size cevap versinler. 195-197. Onların yürüyecek ayakları mı var, tutacak elleri mi var, görecek gözleri mi var, yoksa işitecek kulakları var? De ki: “Ortaklarınızı çağırırı; sondana tuzak kurun ve bana göz açtırtmayın. Çünkü ben Kitab’ı indiren Allah’ın himayesindeyim. O, iyileri himaye eder. O’nu bırakıp taptıklarınız, kendilerine de yardım edemezler, size de yardım etmeye güçleri yoktur”. 198. Onları doğru yola çağırsan, duymazlar. Sana baktıklarını görürsün, oysa onlar görmezler.
72/18. Mescidler Allah’ındır, öyleyse oralarda Allah’la birlikte başkasına yalvarmayın.
36/74. Kendilerine yardımı dokunur diye, Allah’tan başka tanrılar edindiler. 75. Oysa onlar yardım edemezler, ancak kendileri o tanrılara koruyuculuk için nöbet beklerler.
25/3. Putperestler O’nu bırakıp, bir şey yaratamayan, bilâkis kendileri yaratılmış olan; kendilerine zarar da fayda da veremeyen; öldürmeye, diriltmeye ve ölümden sonra tekrar canlandırmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.
25/43. Ey Muhammed! Hevesini kendine tanrı edineni gördün mü? Onun savunucusu sen mi olacaksın?
35/13. Allah, geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar; herbiri belirli bir süre için hareket eden güneşi ve ayı buyruk altına almıştır. İşte bu Rabbiniz olan Allah’tır, hükümranlık O’nundur. O’nu bırakıp taptıklarınız ise, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir. 14. Onları çağırsanız, çağrınızı işitmezler – işitmiş olsalardı bile, size cevap veremezlerdi—; kıyamet günü sizin ortak koşmanızı inkâr edeceklerdir. Sana, herşeyden haberdar olan (Allah) gibi hiç kimse haber veremez.
35/40. (Ey Muhammed!) De ki: “Allah’ı bırakıp da taptığınız putlarınıza hiç baktınız mı? Yeryüzünde ne yaratmışlardır? Bana göstersenize!” Yoksa onların Allah’la ortaklığı göklerde midir? Yoksa Biz onlara kltab verdik de, ondakı delillere mi dayanıyorlar? Hayır; o zâlimler, birbirlerine sadece aldatıcı söz söylerler.
19/81. Onlar kedilerine -kuvvet kazandırsın diye, Allah’ı bırakarak tanrılar edindiler. 82. Hayır; tanrıları onların ibâdetlerini inkâr edecekler ve onların aleyhine dönecekler.
19/88. Onlar: “Rahmân çocuk edindi” dediler. 89. Andolsun ki, ortaya pek kötü bir şey attınız. 90-91. Rahmân’a çocuk isnad etmelerinden ötürü, neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar göçecek. 92-93. Oysa, Rahmân’a çocuk edinmek yaraşmaz; göklerde ve yerde olan herkes, Rahmân’a ancak kul olarak gelecektir. 94. Andolsun, Allah onları numaralamış ve teker teker saymıştır.
26/213. O hâlde, sakın Allah’ın yanında başka tanrı tutup ona yalvarma; yoksa azap göreceklerden olursun.
27/59-60 (Ey Muhammed!) De ki: “Övgü Allah’adır. Seçtiği kullarına selam olsun”. Allah mı daha iyidir, yoksa O’na koştukları ortaklar mı? Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indirip, onunla, bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği ferahlatıcı bahçeler meydana getiren mi? Allah’ın yanı sıra başka bir tanrı mı var? Hayır; onlar (haktan) sapan bir topluluktur. 61. Yeri yaratıklarının o-turmasına elverişli kılan, aralarında ırmaklar meydana getiren, oraya sabit dağlar yerleştiren ve iki deniz arasına engel koyan kimdir? Allah’ın yanında başka bir tanrı mı? Hayır; çoğu bilmezler. 62. Darda kalana, kendisine yakardığı zaman karşılık veren, başındaki sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünün sahipleri yapan kimdir? Allah’ın yanında başka bir tanrı mı? Pek az düşünüyorsunuz. 63. Karanın ve denizin karanlıklarında size yol bulduran, rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönren kimdir? Allah’ın yanında başka bir tanrı mı? Allah, onların koştukları eşlerin yücedir. 64. Yaratmaya başlayan, sonra da onu tekrar edecek olan; size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Allah’ın yanında başka bir tanrı mı? De ki: «Eğer doğru sözlü iseniz, açık delilinizi getirin”.
28/71. (Ey Muhammed!) De ki: “Düşünmez misiniz? Eğer Allah geceyi üzerinize kıyamete kadar sürekli kılsa, Allah’tan başka hangi tanrı size ışık getirebilir? işitmiyor musunuz?” 72. De ki: “Söyleyin; eğer Allah gündüzü üzerinize kıyamete kadar sürekli kılsa, Allah’dan başka hangi tanrı, içinde istirahat edeceğiniz geceyi size getirebilir? Düşünmüyor musunuz?”
17/22. Allah’ın yanına başka tanrı koyma! Yoksa, yerilmiş ve tek başına, yardımcısız kalmış olursun.
17/40. Rabbiniz, oğulları size seçti de, dişi olarak melekleri kendisine mi alıkoydu? Doğrusu, siz büyük söz söylüyorsunuz.
17/42. (Ey Muhammed!) De ki: “Eğer -onların dedikleri gibi- Allah’la beraber tanrılar bulunsaydı, o zaman hepsi arşın sahibine giden bir yol ararlardı”.
17/56. De ki: “Allah’tan başka (tanrı olduğunu) iddia ettiğiniz şeyleri çağırın. Sizin bir sıkıntınızı gidermeye de, onu değiştirmeye de güçleri yetmez”. 57. İşte bunların yalvardıkları, Rablerine hangi aracının daha yakın olduğunu ararlar, onun merhametini umar ve onun azabından korkarlar. Doğrusu, Rabbinin azabı korkulmaya değer.
10/18. Onlar, Allah’ı bırakıp kendilerine fayda da, zarar da veremeyen şeylere kulluk ederler. “Bunlar, Allah katında bizim aracılarımızda derler. De ki: “Göklerde ve yerde, Allah’ın bilmediği bir şeyi mi O’na haber veriyorsunuz?” Allah onların ortak koşmalarından yücedir ve uludur.
10/34. De ki: “Koştuğunuz ortaklardan, önce yaratan sonra onu tekrar eden var mıdır?” De ki: “Allah önce yaratır, sonra onu tekrar eder. Nasıl da ayartılıp döndürülüyorsunuz?” 35. De ki: “Ortaklarınızdan gerçeğe ileten var mıdır?” De ki: “Allah gerçeğe iletir”. Gerçeğe ileten mi, yoksa birisi götürmezse kendi başına gidemeyen mi uyulmaya daha çok yaraşır? Size ne oluyor; nasıl hüküm veriyorsunuz?” 36. Onların çoğu ancak zanna uyarlar. Zan ise, gerçek karşısında hiç bir yarar sağlamaz. Doğrusu Allah onların yaptıklarını bilmektedir.
10/66. Bilin ki, göklerde ve yerde kim varsa, Allah’ındır. Allah’ın dışında, koştukları ortaklara yalvaranlar, sadece zanna uymaktadırlar. Onlar yalnızca tahminde bulunuyorlar.
10/68. “Allah çocuk edindi” dediler -Haşa, o muhtaç değildir, (çünkü) göklerde olanlar ve yerde olanlar O’nundur-; Buna dair elinizde bir belgeniz yoktur. Allah’a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?
11/109. Bunların taptıkları şeyler konusunda şüphen olmasın; onlar da daha önce babalarının tapmış oldukları gibi (putlara) tapmaktadırlar. Hiç şüphesiz, onlara paylarını eksiksiz olarak ödeyeceğiz.
12/39-40. (Yusuf dedi ki:) “Ey hapis arkadaşlarım! Ayrı ayrı bir sürü tanrılar mı daha iyi, yoksa, karşı konulmaz tek Allah mı? Allah’ı bırakıp taptıklarınız, sizin ve babalarınızın adlandırdığı boş isimlerden başka bir şey değildir. Allah onlara bir otorite indirmemiştir. Hakimiyet yalnız Allah’a aittir. Kendisine tapmanızı emretmiştir. İşte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmez”.
6/1. Övgü, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı vareden Allah’adır. Bir de inkâr edenler, Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.
6/100. Cinleri Allah yaratmışken, onları Allah’a ortak yaptılar. Ona, oğullar ve kızlar uydurdular. Hâşâ; O onların nitelendirmelerinden yücedir.
6/40-41. (Ey Muhammad!) De ki: “Ne dersiniz; Allah’ın azabı size gelse veya kıyamet size gelip çatsa, Allah’tan başkasına mı yalvaracaksınız? Doğru sözlü iseniz (söyleyin)! Hayır, ancak O’na yalvarırsınız. O dilerse, (kaldırmasını) istediğiniz şeyi kaldırır ve siz de (O’na) ortak koştuklarınızı unutursunuz.
6/71. De ki: “Arkadaşları kendisini: ‘Bize gel’ diye doğru yola çağırırken, yeryüzünde şeytanların ayartarak şaşkın bıraktıkları kimse gibi, biz de, Allah bizi doğru yola koyduktan sonra geriye mi dönelim? Allah’tan başkasına, bize faydası da, zararı da olmayan şeylere mi yalvaralım?” De ki: “Yol ancak Allah’ın yoludur. Bize, alemlerin Rabbi’ne teslim olmamız emredildi”.
37/149. (Ey Muhammed!) Putperestlere sor; kızlar senin Rabbinin de, erkekler onların mı? 150. Yoksa melekleri kız olarak yarattığımızda onlar orada mıydılar? 151-152. Hayır; doğrusu onlar yalan uydurup söylüyorlar. “Allah doğurdu” diyorlar. Onlar şüphesiz yalancıdırlar. 153. Allah kızları, oğullara tercih mi etmiş? 154. Ne oluyorsunuz? Ne biçim hükmediyorsunuz? 155. Hiç düşünmez misiniz? 156. Yoksa apaçık bir deliliniz mi var? 157. Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin bakalım. 158. Allah’la cinler arasında bir soy bağı icadettiler. Andolsun ki, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler. 159. Allah onların yakıştırmalarından münezzehtir. 160. Allah’ın içten bağlı kulları bunların dışındadır. 161-163. Sizler ve taptığınız putlar, cehenneme girecek o-lanlardan başkasını Allah’a karşı azdıramazsınız.
37/85-87. (İbrahim) babasına ve kavmine: “Nelere kulluk ediyorsunuz? Allah’ı bırakıp da uydurma tanrılar mı istiyorsunuz. Alemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?” demişti. 88-89. (İbrâhim) yıldızlara bir göz attı ve: “Ben rahatsızım” dedi. 90. Onu bırakıp gittiler. 91-92. O da onların tanrılarına yönelip: “Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o; konuşmuyor musunuz?” dedi. 93. Sonunda, üzerlerine yürüyüp kuvvetle vurdu. 94. Bunun üzerine putperestler koşarak ona geldiler. 95-96. (İbrâhim) onlara: “Yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yonttuklarınızı da Allah yaratmıştır” dedi.
31/10. Allah gökleri, sizin göreceğiniz direkler olmaksızın yaratmış, sizi sallar diye yeryüzüne sabit dağlar koymuş ve orada her türlü canlıyı yaymıştır. Gökten su indirip orada her hoş çiftten yetiştirmişizdir. 11. İşte bu, Allah’ın yarattığıdır. O’ndan başkasının ne yarattığını bana gösterin. Hayır; haksızlık edenler apaçık sapıklık içindedirler.
31/13. Lokmân, oğluna öğüt vererek: “Ey oğulcuğum! Allah’a eş koşma! Doğrusu, şirk büyük zulurrtdür” demişti.
31/20. Allah’ın göklerde olanları da, yerde olanları da buyruğunuz altına verdiğini ve nimetlerini açık ve gizli olarak size bolca ihsan ettiğini görmüyor musunuz? İnsanlar arasında, hiç bir bilgisi, rehberi ve aydınlatıcı bir kitabı bulunmadan Allah hakkında tartışanlar vardır.
31/25. And olsun, onlara: “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorsan, “Allah’tır” derler. De ki: “Övgü Allah’a mahustur’’- Hayır; onların çoğu bilmiyorlar.
34/22. (Ey Muhammed!) De ki: “Allah’ı bırakıp da, göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip olmadıkları, ikisinde de bir ortaklıkları bulunmadığı ve hiç biri Allah’a yardımcı olmadığı hâlde tanrı olduklarını ileri sürdüklerinizi çağırın”.
34/24. (Ey Muhammed!) De ki: “Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?” De ki: “Allah’tır. Öyleyse, doğru yolda veya apaçık bir sapıklıkta olan ya biziz, ya sizsiniz”.
34/27. (Ey Muhammed!) De ki: “Ona kattığınız eşleri bana gösterin! Hayır; O Üstün ve Bilge (olan) Allah’tır”.
34/40. Allah, o gün onların hepsini toplar, sonra meleklere: “Bunlar mı size tapıyordu?” der. 41. Melekler: “Hâşâ; bizim dostumuz onlar değil, Şensin. Onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanmıştı” derler. 42. O gün birbirinize ne fayda, ne de zarar verebileceksiniz; haksızlık edenlere: “Artık yalanladığınız ateşin azabını tadın” diyeceğiz.
39/3. Dikkat edin, hâlis din Allah’ındır; O’ndan başka himayeci edinenler: “Onlara, bizi Allah’a iyice yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz” derler. Doğrusu, Allah ayrılığa düştükleri konularda aralarında hüküm verecektir. Allah, yalancı ve pek inkarcı kimseyi doğru yola eriştirmez. 4. Allah çocuk edinmek isteseydi, yaratıklarından dilediğini seçerdi. O bundan yücedir. O, karşı konulmaz güce sahip tek Allah’tır.
39/43. Yoksa Allah’tan başka aracılar mı edindiler? De ki: “Onlar bir şeye sahip olmadıkları ve akıl da edemedikleri hâlde mi aracılık edecekler?” 44. De ki: “Bütün aracılık Allah’ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Sonra O’na döndürüleceksiniz”.
39/67. Onlar, Allah’ı gereği gibi değerlendiremediler. Bütün yeryüzü, kıyamet günü O’nun avucundadır; gökler O’nun kudretiyle dürülmüş olacaktır. Haşa; O, onların ortak koşmalarından yücedir.
40/42-43. (Firavun ailesinden bir mü’min:) “Siz beni Allah’ı inkâr etmeye, bilmediğim bir şeyi O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz; ben ise sizi, çok bağışlayıcı ve Üstün olan Allah’a çağırıyorum. Beni kendisine çağırdığınız şeyin, bu dünyada da, âhirette de kendisine çağrılacak bir şey olmadığında, hepimizin Allah’a döneceğinde, aşırı gidenlerin ateşlikler olduklarında şüphe yoktur.” (dedi).
40/73-74. Sonra onlara: “Allah’ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir?” denir. “Bizden uzaklaştılar; hayır, biz zâten önceleri hiç bir şeye kulluk etmiyorduk” derler, işte Allah inkarcıları böyle şaşkına çevirir.
41/47. Kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisi O’na aittir. O’nun bilgisi dışında hiç bir ürün kabuğundan çıkmaz, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz. Onlara: “Bana koştuğunuz ortaklar nerede?” diye seslendiği gün: “Sana, (buna dair) bizden hiç bir şahid olmadığını arzederiz” derler. 48. Önceden yalvarıp durdukları şeyler onlardan uzaklaşmıştır. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadığını anlamışlardır.
41/54. Dikkat edin; onlar Rablerine kavuşmaktan şüphededirler. Dikkat edin; Allah herşeyi bilgisiyle kuşatandır.
41/9. (Ey Muhammed!) “Siz, yeri iki günde yaratanı mı inkâr ediyor ve O’na eşler koşuyorsunuz? O âlemlerin Rabbidir” de.
43/15. Tutup, kullarından bazılarını O’nun bir parçası saydılar. İnsan gerçekten açıkça nankördür. 16. Demek, O yarattıkları arasından kızları kendisine alıp da, oğulları size verdi öyle mi? 17. Ama Rahman’a isnad ettiği kız evlat kendilerinden birine müjdelenince, o kimsenin içi öfkeyle dolar ve yüzü simsiyah kesilir. 18. Demek, süs içinde yetiştirilip de, çekişmeyi beceremeyecek olanı Allah’a öyle mi? 19. Onlar, Rahman’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Yaratıldıklarını mı görmüşler? Onların bu tanıklıkları yazılacak ve onlar sorguya çekileceklerdir.
43/86. Allah’ın dışında yalvardıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak, hakkı bilip ona şahidlik edenler bunun dışındadır. 87. And olsun ki, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan: “Allah” derler. Öyleyken, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar?
46/28. Allah’tan başka, O’na yakınlık peyda etmek için edindikleri tanrılar kendilerine yardım etmeli değil miydi? Ama tanrıları onlardan uzaklaştılar. Bu, onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir.
46/4. (Ey Muhammed!) De ki: “Allah’ı bırakıp taptığınız şeyler, yeryüzünde ne yaratmışlar, bana göstersenize! Yoksa Allah’la ortaklıkları göklerde midir? Eğer doğru sözlü iseniz, size indirilmiş bir kitap veya intikal etmiş bir bilgi kalıntısı varsa bana getirin”. 5. Allah’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kim vardır? Yalvardıkları şeyler bunların yalvarışlarından bile habersizdirler.
18/14. Onların (mağaradaki gençlerin) gönüllerini sağlamlaştırmıştık; kalkmış ve şöyle demişlerdi: “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasına tanrı olarak yalvarmayacağız. Yoksa, saçma söz söylemiş oluruz”.
18/5. Allah’ın çocuk edindiğine dair kendilerinin de atalarının da bir bilgisi yoktur Ağızlarından ne büyük söz çıkıyor. Onlar sadece yalan söylüyorlar.
16/17. Hiç yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Düşünüp öğüt almaz mısınız?
21/18. Hakkı batılın başına çarparız, onun beynini parçalar; böylece batıl ortadan kalkar. (Allah’a) yakıştırmalarınızdan ötürü yazıklar olsun size!
21/21. Yoksa, yeryüzü kökenli birtakım tanrılar edindiler de, onlar mı ölüleri diriltecek? 22. Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar olsaydı, ikisi de bozulurdu. Arşın Rabbi olan Allah, onların nitelendirmelerinden yücedir. 23. O yaptıklarından sorguya çekilmez, onlar ise sorguya çekileceklerdir. 24. O’nu bırakıp başka tanrılar mı edindiler? De ki: “Delilinizi getirin. İşte benimle beraber olanlara öğüt ve benden öncekilere olan öğüt budur”. Hayır; onların çoğu gerçeği bilmez de yüz çevirirler.
21/29. Bunlar içinde her kim: “Ben, O’ndan başka bir tanrıyım” derse, işte onu cehennemle cezâlandırınz. Zulmedenlerin cezasını böylece veririz.
21/98. Siz ve Allah’tan başka taptıklarınız cehennemin yakacağısınız, oraya geleceksiniz. 99. Eğer bunlar tanrı olsaydı, cehenneme girmezlerdi. Hepsi orada temelli kalacaktır.
23/117. Allah’la beraber, varlığına hiçbir delil olmayan başka tanrıya tapanın hesabını Rabbi görecektir. İnkârcılar kurtulamazlar.
23/84. (Ey Muhammed!) De ki: “Biliyorsanız söyleyin; bu yeryüzü ve orada bulunanlar kimindir?” 85. “Allah’ındır” diyecekler. “öyleyse, ders almaz mısınız?” de. 86. De ki: “Yedi göğün de Rabbi, yüce arşın da Rabbi kimdir?” 87. “Allah’tır” diyecekler. “Öyleyse, O’na karşı saygılı olmayacak mısınız?” de. 88. Onlara de ki! “Biliyorsanız söyleyin herşeyin hükümranlığı elinde olan, barındıran, fakat Kandırılmaya muhtaç olmayan kimdir?” 39 “Allah’tır” diyecekler. “Öyleyse, nasıl büyüleniyorsunuz?” de. 90. Hayır; Biz onlara gerçeği verdik, ama onlar yalanlıyorlar. 91. Allah çocuk edinmemiştir; O’nun yanında hiç. bir tanrı yoktur; olsaydı, her tanrı kendi yarattığına sahip çıkar ve birbirinden üstün olmaya çalışırlardı. Allah, onların nitelendirmelerinden yücedir.
52/39. Demek kızlar Allah’ın, oğullar sizin öyle mi?
52/43. Yoksa Allah’tan başka bir tanrıları mı vardır? Allah, onların ortak koşmalarından münezzehtir.
30/33-34. İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O’na yalvarırlar, sonra Allah onlara katından bir rahmet tattırınca, içlerinden birkısmı kendilerine verdiklerimizi inkâr ederek Rablerine eş koşarlar. Tadını çıkarın bakalım; yakında bileceksiniz. 35. Yoksa onlara ortak koşmalarını söyleyen bir delil mi indirdik? 36. İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler, ama kendi elleriyle yaptıklarından ötürü başlarına bir kötülük gelince, hemen umutsuzluğa düşerler.
30/40. Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra öldürecek, daha sonra da diriltecek olan Allah’tır. O’na koştuğunuz ortaklarınızdan böyle bir şey yapan var mıdır? Allah onların ortak koştukları şeylerden uzak ve Yüce’dir.
8/35. Kabe’deki yalvarmaları da, ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. “O hâlde inkar etmiş olmanızdan dolayı azabı tadın”.
4/116. Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, ama bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah’a ortak koşan, derin bir sapıklığa sapmış olur.
4/48. Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, ama bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.
13/16. De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” De ki: “Allah’tır”. De ki: “Onu bırakıp kendilerine bile yarar ve zarar veremeyen hâmîler mi edindiniz?” De ki: “Kör ile gören eşit olur mu? Ya da, karanlıklarla aydınlık bir olur mu?” Yoksa, Allah’a Allah gibi yaratması olan ortaklar buldular da, yaratmaları kendilerince birbirine mi benzedi? De ki: “Herşeyin yaratanı Allah’tır. O, tek ve karşı konulamazdır”.
13/33. Herkesin elde ettiğini gözeten Allah’a kim (eşit olabilir)? Onlar Allah’a ortak koştular. (Ey Muhammed!) De ki: “Onlara bir ad bulun. Yoksa, Allah’a yeryüzünde bilmediği bir şeyi, ya da boş sözleri mi haber veriyorsunuz?” Hayır; inkâr edenlere, tuzak kurmaları güzel gösterildi de, yoldan al ikondular. Allah kimi saptırmış ise, onun yol göstereni bulunmaz.
22/62. Bu böyledir, çünkü gerçek yalnız Allah’tır; O’nu bırakıp taptıkları ise sadece bâtıldır. Doğrusu, Allah yücelerin yücesidir.
22/71. Onlar Allah’ı bırakıp da haklarında Allah’ın hiç bir delil indirmediği, kendilerinin de hakkında bir bilgi sahibi olmadıkları şeylere taparlar. Haksızlık edenlerin yardımcısı olmaz.
5/76. (Ey Muhammed!) De ki: “Allah’tan başka size zarar da, fayda da veremeyecek birine mi tapacaksınız?” Allah işitmekte ve bilmektedir.
9/30. Yahudiler: “Üzeyir Allah’ın oğludur” dediler. Hırıstıyanlar da: “Mesih Alah’ın oğludur” dediler. Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri sözleridir. Allah canlarını alsın! Nasıl da uyduruyorlar? 31. Onlar Allah’ı bırakıp, hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih’i rab olarak benimsiyorlar. Oysa, kendisinden başka tanrı olmayan tek Tanrı’dan başkasına tapmamakla emrolunmuşlardı. Allah onların ortak koşmalarından yücedir.