Mekkelilerin bir âdeti vardı. Çocuklarını etraflardaki kabilelerden sütannelere verip baktırırlardı. Çünkü Mekke’nin havası sıcak olduğundan küçüklere pek yaramazdı. Çocukların körpe vücudlarına yaramazdı ve onların sıhhatli büyümelerine ve gürbüz yetişmelerine elverişli değildi. Çölde ise hava güzel, su tatlı ve temiz, hayat serbest, iklim ise mutedildi. Ayrıca çölde yaşayan bazı kabilelerin dilleri de çok daha düzgün ve pürüzsüzdü. Asliyet ve tazeliğini koruyordu. Ahlâkları da temizdi. İşte bunun için, o sırada Kureyş eşrafı ve ileri gelenleri daha sıhhatli ve gürbüz yetişmeleri ve ayrıca düzgün, aslına uygun Arapça öğrenip konuşabilmeleri için Mekke’nin dışında çölde yaşayan kabile kadınlarına ücretle emzirmek üzere çocuklarını teslim ederlerdi. Mekke civarında yaşayan kabileler zaman zaman gelip emzirmek için çocuk alırlardı. Sa’d kabilesinden Halime adında bir kadın, emzirmek için Muhammed (sav)’i aldı.