Ödüllendirme ve cezalandırma ile ilgili ayetler

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Ödüllendirme ve cezalandırma ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Ödüllendirme ve cezalandırma ile ilgili ayetler.

68/33. İşte azap böyledir; ama ahiret azabı daha büyüktür. Keşke bilseler! 34. Allah’a karşı gelmekten sakınanlara Rableri katında nimet cennetleri vardır. 35. Kendilerini Allah’a vermiş olanları hiç suçlular gibi tutar mıyız? 36. Neyiniz var? Ne biçim hükmediyorsunuz?

74/39-42. Ancak, defteri sağdan verilenler böyle değildir; onlar cennettedirler, suçlulara: “Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir? diye sorarlar. 43-47. Onlar da derler ki: “Namazı kılanlardan değildik, düşkün kimseyi doyurmazdık, batıla dalanlarla biz de dalardık, ceza gününü yalanlardık; ölüm bize o hâldeyken geldi”.

92/14. Sizi alevler saçan ateşle uyardım; 15-16. Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz. 17-18. Arınmak için malını veren, (Allah’a karşı) çok saygılı olan kimse ise, ondan uzak tutulur. 19-20. O yaptığı iyiliği başkasının iyiliğine karşılık olarak değil, ancak yüce Rabbinin hoşnutluğunu gözeterek yapmıştır. 21. Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.

75/31-33. O, Peygamber’i doğrulamamış, namazı kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına ailesine gitmişti. 34. Sana yazıklar olsun, yazıklar! 35. Daha ne olsun, sana yazıklar olsun, yazıklar! 36. insanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır? 37. O, akıtılan bir meni damlası değil miydi?

77/29-33. (inkârcılara o gün şöyle denir:) “Yalanlayıp durduğunuz şeye gidin; gölge yapmayan ve ateşten de korumayan üç kollu gölgeye gidin; o gölgenin saçtığı her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir, konak gibi de büyüktür”. 34. Yalanlamış olanların vay hâline o gün! 35. Bu, onların konuşamayacakları gündür. 36. Onlara izin de verilmez ki, özür beyan etsinler. 37. Yalanlamış olanların vay hâline o gün! 38. Bu sizleri ve öncekileri topladığımız hüküm günüdür 39. Eğer bir tuzağınız varsa Bana kurun! 40. Yalanlamış olanların vay hâline o gün!

35/7. İnkâr eden kimselere çetin azap vardır. Fakat inanan ve yararlı iş işleyenlere ise bağışlanma ve büyük ödül vardır.

27/89. Kim bir iyilik getirirse, ona daha iyisi verilir. Onlar o günün korkusundan güvendedirler. 90. Kötülük getiren kimseler, yüzükoyun ateşe atılırlar. Onlara: Taptıklarınızdan başka bir şey için mi cezâlandırılıyorsunuz?” denir.

28/84. Kim bir iyilik yaparsa ona daha i-yisi verilir. Kim bir kötülük yaparsa, kötülükleri işleyenler ancak yaptıkları kadar ceza görürler.

10/52. Sonra, haksızlık edenlere: “Sonsuz azabı tadın. Kazanmış olduklarınızdan başka bir şey için mi cezalandırılıyorsunuz?” denir. 53. “Sahi, bu gerçek mi?” diye, senden haber isterler. De ki: “Evet, Rabbim Hakkı için, o gerçektir. Siz onu önleyemezsiniz”. 54. Her haksızlık etmiş olan, yeryü-zündeki herşeye sahip olsa, onu feda ederdi. Azabı görünce, içlerinde pişmanlık duyarlar; ama aralarında adaletle hükmolunur; onlar bir haksızlığa uğramazlar.

15/49-50. Kullarıma, Benim bağışlayıcı ve merhamet sahibi olduğumu ve azabımın da can yakıcı azap olduğunu haber ver.

31/33. Ey insanlar! Rabbinize karşı saygılı olun. Babanın oğlu, oğulun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden korkun. Allah’ın verdiği söz şüphesiz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Aldatıcı (Şeytan) sizi Allah hakkında ayartmasın.

41/24. Eğer dayanabilirlerse, onların durağı ateştir. (Dünyaya) geri döndürülmek isteseler de, artık geri döndürülmezler.

41/27. İnkâr edenlere çetin bir azap tattıracağız. işlediklerinin en kötüsü ile onların cezasını vereceğiz. 28. İşte böyle; Allah’ın düşmanlarının cezası ateştir. Ayetlerimizi bile bile inkâr etmelerine karşılık, orası onların temelli kalacakları yerdir.

41/30-32. “Rabbimiz Allah’tır” deyip, sonra da dosdoğru olanlara melekler (şöyle diyerek) inerler: “Korkmayın, üzülmeyin! Size söz verilen cennetle sevinin; biz dünya hayatında da, ahirette de sizin hâmîleriniziz. Orada -çok bağışlayıcı ve merhametli (Allah) katından bir ziyafet olarak- canlarınızın çektiği ve umduğunuz şeyler vardır”.

41/8. İnanıp, yararlı iş işleyenlere; onlara, kesintisiz bir ecir vardır.

42/20. Ahiret kazancını isteyenin kazancını artırırız; dünya gelirini isteyene de ondan veririz; ama onun âhirette bir payı bulunmaz.

46/34. İnkar edenler ateşe sunuldukları gün: “Bu gerçek değil miymiş?” (denir); onlar: “Rabbimize andolsun ki, evet (gerçekmiş)” derler. (Allah:) “İnkâr etmenizden ötürü azabı tadın” der.

21/94. Mü’min olarak yararlı iş işleyenin çabası inkâr edilmeyecektir. Biz onu yazmaktayız.

32/14. (Allah onlara:) “Bugüne kavuşmayı unutmanızın karşılığını görün; Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık ebedî azabı tadın” (der).

67/12. Kimsenin olmadığı yerde Rab-lerinden korkanlara, işte onlara, bağışlanma ve büyük ödül vardır.

3/105-106. Kendilerine açık belgeler geldikten sonra, ayrılığa düşen ve anlaşamayanlar gibi olmayın. Birtakım yüzlerin ağaracağı ve birtakım yüzlerin kararacağı günde büyük azap işte onlaradır. Yüzleri kararanlara: “inanmanızdan sonra inkâr mı ettiniz? Öyleyse, inkâr etmiş olmanızdan dolayı azabı tadın” denecektir. 107. Yüzleri ağaranlar ise, Allah’ın rahmetindedirler; onlar orada temelli kalacaklardır. 108. İşte bunlar, sapa doğru olarak okuduğumuz Allah’ın âyetleridir. Allah, âlemlerde kimseye haksizlik yapılmasını istemez.

3/56. İnkâr edenlere gelince, onlara dünya ve ahirette çetin bir azabla azab edeceğim. Onların hiç bir yardımcısı olmayacak. 57. Ama inanıp yararlı işler yapanlara gelince, (Allah) onların ücretlerini ödeyecektir. Allah, haksızlık yapanları sevmez.

4/173. İnananlara ye yararlı işler işleyenlere gelince, (Allah) onlara hem karşılıklarını verecek, hem de kendi lütfundan onlara daha fazlasını verecek. Kulluk yapmaktan çekinenlere ve büyüklük taslayanlara ise, can yakıcı bir azapla azap edecek. Onlar kendilerine, Allah’tan başka ne bir hâmî, ne de bir yardımcı bulacaklar.

57/12. O gün mü’min erkek ve mü’min kadınlar görürsün, ışıkları önlerinde ve sağlarında gider; (onlara:) “Müjde; bu gün altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacağınız cennetler sîzindir! (denir). İşte bu büyük kurtuluştur.

57/19. Allah’a ve elçilerine inananlar, Rableri nezdinde dosdoğru ve şehit olanlar işte onlardır; onların ışıkları ve ödülleri vardır, inkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar da cehennemlik olanlardır.

47/12. Allah, inanıp yararlı işler işleyenleri, yamaçlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Kafirler (dünyadan) yararlanırlar ve hayvanların yedikleri gibi yerler. Oysa, onların varacağı yer cehennemdir.

76/31. (Allah) dilediğini rahmetine sokar; zalimler ise, can yakıcı bir azap hazırlamıştır.

59/20. Cehennemlikler ile cennetlikler bir değildir. Kurtuluşa ermiş olanlar cennetliklerdir.

48/13. Kim Allah’a ve Elçisi’ne inanmamışsa, (bilsin ki) Biz inkârcılar için çılgın bir alev hazırlamışızdır.
b) Cennet ve Cennetlikler

87/14-15. Arınmış olan ye Rabbinin a-dını anıp yakaran saadete erişecektir.

89/27. Ey huzurlu insan! 28. Hoşnut olmuş ve hoşnut etmiş olarak Rabbine dön! 29-30. Kullarımın arasına karış ve cennetime gir!

85/11. inanıp yararlı işler işleyenlere, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Bu, büyük kurtuluştur.

101/6-7. Tartıları ağır gelen kimseye gelince, o hoş bir hayat içinde olacaktır.

77/41. (Allah’a karşı) saygılı olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar. 42. Canlarının istediği meyveler arasındadırlar. 43. (Onlara:) “İşlediklerinize karşılık
afiyetle yiyiniz, içiniz” (denir). 44. Biz iyi davrananları işte böyle ödüllendiririz.

50/31. Cennet, Allah’a karşı saygılı olanlara iyice yaklaştırılır. 32-34. (Onlara:) “İşte bu, Allah’a yönelen, O’nun buyruklarına riayet eden, kimsenin olmadığı yerde Rahman’dan korkan ve (Allah’a) yönelmiş bir gönülle gelen sîzlere söz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; işte sonsuzluk günü budur” (denir). 35. Orada dilediklerini bulurlar. Katımızda fazlası da vardır.

54/54-55. (Allah’a karşı) saygılı olanlar, cennetlerde ve ırmakların kıyılarında, güçlü hükümdarın huzurunda doğruluk meclisindedirler.

38/48. İsmail’i, Elyesa’ı, Zülkifl’i de an. Hepsi iyilerdendir. 49. işte bu güzel bir anmadır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır. 50. Kapıları onlara açılmış Adn cennetleri vardır. 51. Orada tahtlara yaslanmış olarak türlü meyveler ve içecekler isterler. 52. Yanlarında, gözlerini eşlerine dikmiş yaşıt güzeller vardır. 53. İşte bunlar, hesab günü için size söz verilenlerdir. 54. Doğrusu, verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir.

7/42. İnananlar ve yararlı işler yapanlar -ki kişiye ancak gücünün yeteceği kadar sorumluluk veririz-; işte bunlar cennetliklerdir, orada temelli kalacaklardır. 43. (Cennetliklerin) gönüllerinden kin adına ne varsa söküp çıkarırız; altlarından ırmaklar akar; “Bizi buraya gönderen Allah’a övgüler olsun. Eğer Allah bize yol göstermeseydi, biz (doğru) yolu bulamazdık. Andolsun, Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiştir” derler. Onlara: “Yapmış olduklarınıza karşılık mirasçısı yapıldığınız cennet işte budur” diye seslenilir. 44-45. Cennetlikler cehennemliklere: “Biz Rabbimizin bize vadettiğinin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabbinizin size vadettiğinin gerçek olduğunu gördünüz mü? diye seslenirler. Onlar da: “Evet” derler. Bir çağırıcı, aralarında: “Allah’ın laneti, Allah yolundan alıkoyan, onun eğriliğini isteyen ve ahireti inkar eden zalimleredir” diye çağırır.

36/55. Bugün cennetlikler eğlenceyle meşguldürler. 56. Onlar ve eşleri gölgeliklerde, tahtlara kurulmuşlardır. 57. Orada meyveler ve her istedikleri onlarındır. 58. Merhametli olan Rab katından onlara “Selâm” vardır.
25/15. De ki: “Bu mu iyidir, yoksa (Allah’a karşı) saygılı olanlara ödül ve gidilecek yer olarak söz verilen ebedî cennet mi?” 16. Temelli kalacakları cennette diledikleri şeyleri bulurlar. Bu, Rabbin’in yerine getirmesi gereken bir sözdür.

25/24. O gün, cennetliklerin kalacağı yer çok iyi, dinlenecekleri yer çok güzeldir.

25/75. İşte onlar, sabrettiklerinden ötürü, cennetin en yüksek dereceleriyle ö-düllendiriliıier. Orada esenlik ve dirlik ile karşılanırlar. 76. Orada temellidirler. Ne güzel bir yer ve ne güzel bir konaktır!

35/33. Bunlar Adn cennetlerine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki giysileri de ipektir. 34-35. Cennetlikler derler ki: “Bizden üzüntüyü gideren Allah’a övgüler olsun. Doğrusu, Rabbimiz bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir. Bizi lütfuyla temelli kalınacak cennete O yerleştirdi. Orada bize ne bir yorgunluk gelecek, ne de bezginlik gelecektir”.

19/60-61. Ancak tövbe eden, inanıp yararlı iş yapanlar bunun dışındadır. Bunlar, hiç bir haksızlığa uğratılmadan, Rahman’ın kullarına gıyaben vadettiği cennete —O’nun sözü yerini bulur-, Adn cennetlerine gireceklerdir. 62. Orada boş sözler değil, sadece esenlik veren sözler işitirler. Orada rızıklarını sabah akşam hazır bulurlar. 63. Kullarımızdan (Allah’a karşı gelmekten) sakınanları mirasçı kılacağımız cennet işte budur.

19/96. İnanan ve yararlı işler işleyenleri Rahman sevgili kılacaktır.

56/10. (iyilik işlemekte) önde olanlar, ileri geçenlerdir. 11-12. Nimet cennetlerinde gözde olacaklar da onlardır. 13-14. (Onların) çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. 15-16. Altın ve değerli taşlarla işlenmiş tahtlara karşılıklı olarak yaslanırlar. 17-24. ölümsüz gençler ve sedefteki inciler gibi ceylan gözlüler, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bir kaynaktan doldurulmuş kâseler, ibrikler, kadehler, seçecekleri meyveler ve arzulayacakları kuş eti ile etraflarında dönerler. 25. Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar. 26. Sâdece ‘Selam’a karşılık ‘Selam’ sözü işitirler. 27. Defterleri sağdan verilenler; ne mutlu onlara! 28-34. Onlar dikensiz kiraz ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölgeler altında çağlayarak akan suların kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. 35-38. Biz ceylan gözlüleri, defterleri sağdan verilenler için yeniden yaratmışızdır; onları bâkire, eşlerine düşkün ve yaşıtları kılmışızdır. 39-40. (Bunların) birkısmı öncekilerden, birkısmı da sonrakilerdendir.

56/88-89. Eğer ölen kişi gözdelerden ise, rahatlık, hoşluk ve nimet cenne-tindedir. 90-91. Eğer defteri sağdan verilenlerden ise: “Ey uğurlu kişi, sana selâm olsun” (denir).

10/9. inananlar ve yararlı işler yapanlar var ya, inançlarından dolayı Rableri onları doğru yola iletir de,
nimet cennetlerinde onların altlarından ırmaklar akar. 10. Oradaki yalvarışları “Yücesin Allah’ım”, esenlik dilekleri “Selam size” ve yalvarışlarının sonu da: ‘“Alemlerin Rabbi Allah’a övgüler olsun” demektir.

11/108. Mutlu kılınanlar ise, cennettedirler. Rabbinin dilemesi dışında, sonsuz bir bağış olarak, gökler ve yer sürdükçe orada kalıcıdırlar.

15/45-46. (Allah’a) saygılı olanlar cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. “Oraya güvenle ve esenlikle girin” denir. 47. Onların gönüllerindeki kini çıkardık artık, sedirler üzerinde karşılıklı oturan kardeşler olmuşlardır. 48. Orada onlara bir yorgunluk dokunmaz ve oradan çıkartılmazlar.

37/39. Yaptığınızdan başka bir şeyle cezalandırılmayacaksınız. 40. Ancak Allah’a içten bağlı kullar bunun dışındadır. 41-44. işte bildirilen rızık ve meyveler onlaradır. Nimet cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde kendilerine ikram olunur. 45-47. Başağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur. 48-49. Yanlarında, el değmemiş, yumurta gibi, bakışlarını yalnız erkeklerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.

31/8-9. İnanan ve yararlı iş işleyenlere Allah’ın verdiği söz gereğince, içinde temelli kalacakları nimet cennetleri vardır. O Güçlü’dür, Bilge’dir.

34/4. İnanan ve yararlı işler işleyenleri ödüllendireceklerdir, onlara bağışlama ve cömertçe verilmiş rızık vardır.

39/20. Rablerine saygılı olanlara, altlarından ırmaklar akan, üst üste bina edilmiş köşkler vardır. Bu, Allah’ın verdiği sözdür. Allah verdiği sözden caymaz.

39/61. Allah kendisine karşı saygılı olanları, başarılarından ötürü kurtarır. Onlara hiç bir kötülük değmez, onlar üzülmezler.

39/73. Rablerine karşı saygılı olanlar, bölük bölük cennete götürülürler. Oraya varıp da cennetin kapıları açıldığında, bekçileri onlara: “Selam size; hoş geldiniz! Temelli olarak buraya girin” derler. 74. Onlar: “Bize verdiği sözde duran ve bizi bu yere vâris kılan Allah’a övgüler olsun. Cennette istediğimiz yerde oturabiliriz. Yararlı iş işleyenlerin karşılığı ne güzelmiş” derler.

42/22. Yaptıkları şeyler başlarına gelirken, haksızlık edenlerin korkudan titrediklerini görürsün, inanan ve yararlı iş işleyenler ise cennet bahçelerindedirler. Rablerinin katında, onlara diledikleri verilir. İşte büyük erdem budur. 23. Allah inanan ve yararlı işler işleyen kullarını bununla (cennetle) müjdeler. (Ey Muhammed!) De ki: “Buna karşılık sizden, akrabayı sevmekten başka bir ücret istemiyorum”. Kim güzel bir iş işlerse onun güzelliğini artırırız. Allah çok bağışlayan ve iyilikleri görendir.

43/69. Bunlar âyetlerimize inanmış ve kendilerini Bize teslim etmişlerdi. 70. Onlara: “Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz” denir. 71. Onlar için altın kadeh ve tepsiler dolaştırılır, canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı herşey oradadır. Siz orada temellisiniz. 72. İşlediklerinize karşılık, size mîras verilen işte bu cennettir. 73. Orada sizin i-çin bol yemiş vardır, onlardan yersiniz.

44/51-52. Allah’a karşı saygılı olanlar ise, güvenli bir yerde, bahçelerde ve pınar başlarındadıüar. 53. İnce ipekten ve parlak atlastan giyinerek karşılıklı otururlar. 54- Bu böyledir; onları iri siyah gözlülerle eşleştiririz. 55. Orada, güven içinde her yemişi isteyebilirler. 56-57. Orada ¡Ik ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Rabbin lütfuyla onları cehennem azabından korumuştur. İşte büyük kurtuluş budur.

45/30. inanıp, yararlı iş işleyenlere gelince, Rableri onları rahmetine alır. İşte bu apaçık kurtuluştur.

51/15-16. (Allah’a karşı gelmekten) sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı.

88/8-16. İnananların yüzleri o gün pırıl pırıldır. Yaptıklarından hoşnutturlar. Yüksek bir cennettedirler. Orada boş söz işitmezler. Orada akan bir kaynak vardır. Orada yükseltilmiş tahtlar vardır. Yerleştirilmiş kâseler, sıra sıra yastıklar ve serilmiş, yumuşak tüylü halılar vardır.

18/107. İnanıp yararlı işler işleyenlerin konakları Firdevs cennetleridir. 108. Orada temelli kalırlar, başka bir yere gitmek istemezler.

18/31. İşte onlar için altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezikler takınırlar, ince ve kalın ipekliden, yeşil elbiseler giyerek tahtları üzerinde otururlar. Ne güzel bir karşılık ve ne güzel bir rahatlık!

16/31. Onlar, altlarından ırmaklar akan Adn cennetlerine girerler. Orada her diledikleri vardır. Allah böylece saygılı olanları ödüllendirir. 32. Melekler, iyi insanlar olarak canlarını aldıkları kimselere: “Size selam olsun! Yapmış olduğunuza karşılık cennete girin” derler.

16/96. Sizde olanlar tükenir, ama Allah katında olan tükenmez! Sabredenlere ödüllerini, yapmakta olduklarının en güzeli ile ödeyeceğiz. 97. Kadın olsun, erkek olsun, her kim mü’min olarak yararlı iş yaparsa, Biz ona hoş bir hayat yaşatacağız. Ödüllerini yaptıklarının en güzeli ile ödeyeceğiz.

14/23. İnanıp, yararlı işler yapanlar Rab-lerinin izniyle içlerinde temelli kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere konulurlar. Orada dirlik temennileri ‘Selam’dır.

21/101. Katımızdan kendileri için iyi şeyler yazılmış olanlar, işte onlar cehennemden uzak tutulurlar. 102. Cehennemin uğultusunu duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar. 103. En büyük dehşet bile onları üzmez; melekler onları: “Size söz verilen gün işte bugündür” diye karşılarlar.

32/19. İnanıp, yararlı, işler işleyenlere gelince, onların yaptıklarına karşılık, varacakları cennet konakları vardır.

52/17-18. (Allah’a karşı) saygılı olanlar, Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak cennetlerde ve nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. 19-20. (Onlara:) “işlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için” (denir). Onlara, ceylan gözlü eşler veririz. 21. İnanan ve soyları da inançta kendilerine uyan kimselere soylarını da katarız. Onların işlediklerinden hiç bir şey eksiltmeyiz. Herkes kendi kazandığının kefilidir. 22. Cennette olanlara diledikleri meyve ve etten bol bol veririz. 23. Orada saçmalatmayan ve günaha sokmayan içki kadehlerini elden ele dolaştırırlar. 24. Yanlarında, sedefteki inciler gibi gençler dolaşırlar. 25-28. Birbirlerine dönüp söyleşirler: “Bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azaptan korudu; bundan öncede O’na yalvarıyorduk” derler. O iyilik yapandır, merhametlidir.

69/19-20. Kitabı sağından verilen kimse: “Alın kitabımı okuyun; ben zaten hesabımla karşılaşacağımı umuyordum” der. 21-23. Artık o, meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir. 24. (Onlara:) “Geçmiş günlerde, önceden işlediklerinize karşılık âfıyetle yiyiniz içiniz” (denir).

78/31-34. (Allah’a karşı gelmekten) sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve dolu kadehler vardır. 35. Orada boş ve yalan söz işitmezler. 36. Bunlar Rabbinin katından, hesabları karşılığında verilenlerdir.

79/40-41. Kim Rabbinin azemetinden korkup da, kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.

82/13. İyiler, şüphesiz, nimet içindedirler.

30/15. Ama inanan ve yararlı iş işleyenlere gelince; onlar bir cennette ağırlanırlar.

29/58-59. İnanan ve yararlı iş işleyenleri, altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetteki köşklere yerleştiririz. (Sıkıntılara karşı) dayanan ve Rablerine güvenenlerin ecri ne güzeldir!

83/18. İyilerin defteri yüksek yerlerdedir. 19. O yüksek yerlerin ne olduğunu sen bilir misin? 20-21. O, gözde meleklerin 9ordüğü, yazılı bir kitaptır. 22-23. İyiler, Şüphesiz, nimet içinde ve tahtlar üzerinde etrafı seyrederler. 24. Onları, yüzlerindeki nimet parıltısından tanırsın. 25-26. Onlar, bitiminde misk kokusu olan, mühürlenmiş saf bir içecekten içerler. Yarışacak olanlar, bunun için yarışsınlar.

27-28. Onun karışımı, gözdelerin içtiği yüce kaynaktandır. 29. Suçlular, inananlara gülerlerdi. 30. Yanlarından geçtikleri zaman da göz kırparlardı. 31. Taraftarlarına vardıklarında bununla eğlenirlerdi. 32. İnananları gördükleri zaman: “Doğrusu, bunlar sapık olanlardır” der lerdi. 33. Oysa kendileri, inananlara gözcü o-larak gönderilmemişlerdi. 34. Bu gün de inananlar inkarcılara gülerler. 35-36. Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler.

2/25. İnanıp da yararlı işler yapanlara, kendileri için, yamaçlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele! O-rada rızık olarak kendilerine bir meyve verildiğinde: “Bu daha önce de rızık-landırıldığımızdır” derler. Çünkü bu rızık onlara dünyadakine benzer olarak sunulmuştur. Onlara orada, tertemiz eşler de vardır ve orada sürekli kalacaklardır.

3/133. Rabbinizden bir bağışa, O’na saygılı olanlara hazırlanmış, gökler ve yer arası kadar geniş olan cennete koşuşun.

3/15. (Ey Muhammed!) De ki: “Size bundan daha iyisini size haber vereyim mi? Allah’a karşı saygılı olanlara, Rable-rinin katında, altlarından ırmaklar akan, içlerinde temelli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah’ın rızâsı vardır” Allah, kullarını görür.

3/197. Az bir geçimliğin ardından gidecekleri yer cehennemdir; orası ne kötü bir döşektir. 198. Rablerine saygılı olanlara, altlarından ırmaklar akan, içinde Allah katından nimetler bulunan ve temelli kalacakları cennetler vardır. Allah katında olanlar, iyi insanlar için daha iyidir.

33/44. O’na kavuştukları gün dirlik temennileri “Selâm” olacaktır. Allah onlara cömertçe verilen bir ecir hazırlamıştır.

4/57. İnanıp yararlı işler işleyenleri, altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyacağız. Orada onlara tertemiz eşler vardır ve onları pek koyu gölgeliklere yerleştireceğiz.

57/12. O gün mü’min erkek ve mü’min kadınlar görürsün, ışıkları önlerinde ve sağlarında gider; (onlara:) “Müjde; bugün altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacağınız cennetler sizindir!” (denir). İşte bu büyük kurtuluştur.

57/21. Ey insanlar! Rabbiniz tarafından bağışlanmaya, Allah’a ve elçilerine inananlar için hazırlanmış, genişliği yerle göğün genişliği kadar olan cennete koşuşun; bu, Allah’ın istediğine verdiği lütfudur. Allah büyük lütuf sahibidir.

47/15. Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennet şöyledir: Orada temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü ürün ve Rablerinden bağışlanma vardır. Bunların durumu, ateşte temelli kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?

13/22-24. Onlar Rablerinin rızasını isteyerek zorluklara dayanırlar, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizlice ve açıktan verirler, kötülüğü iyilikle savarlar. İşte bunlara bu (dünya) evinin sonucu olarak, ana-babalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanlarla birlikte girecekleri Adn cennetleri vardır. Melekler her kapıdan yanlarına girip: “Sabretmenizden dolayı size selam olsun. Burası dünyanın ne güzel sonucudur” derler.

13/35. (Allah’a karşı gelmekten) sakınanlara söz verilen cennetin durumu şöyledir: Altından ırmaklar akar, yiyecekleri ve gölgelikleri süreklidir. İşte bu, Allah’a saygılı olanların sonudur. İnkarcıların sonu ise, ateştir.

55/46. Rabbine karşı durmaktan korkan kimseye iki cennet vardır. 47. öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 48. Bu iki cennet türlü ağaçlarla doludur. 49. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 50. Bu cennetlerde akan iki kaynak vardır. 51. öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 52. Bu cennetlerde her türlü meyveden çift çift vardır. 53. öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 54. Orada, örtüleri parlak atlastan yataklara yaslanırlar; iki cennetin meyvelerini de kolayca toplarlar. 55. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 56. Oralarda, bakışlarını yalnız erkeklerine çevirmiş, onlardan önce ne bir insan, ne de bir cinin dokunmuş olduğu eşler vardır. 57. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 58. Onlar yakut ve mercan gibidirler. 59. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 60. iyiliğin karşılığı ancak iyilik değil midir? 61. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 62. Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır. 63. öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 64. Renkleri koyu yeşildir. 65. öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 66. İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak vardır. 67. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 68. ikisinde de türlü türlü meyveler, hurmalıklar ve nar ağaçları vardır. 69. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 70. Oralarda iyi huylu güzel kadınlar vardır. 71. öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 72. Çadırlar içinde ceylan gözlüler vardır. 73. Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 74. Onlara kendilerinden önce ne bir insan, ne de bir cin dokunmuştur. 75. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 76. Cennetlikler orada yeşil yastıklara ve harikulade işlemeli döşeklere yaslanırlar. 77. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız? 78. Azamet ve cömertlik sahibi Rabbinin adı ne yücedir!

76/11. Allah da onları bu yüzden o günün fenalığından korur; onların yüzüne parlaklık ve neşe verir. 12. Sabırlarının karşılığı, cennet ve oradaki ipeklerdir. 13. Orada tahtlara yaslanırlar; orada yakıcı sıcak ve dondurucu soğuk görmezler. 14. Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve onların koparılması kolaylaştırılmıştır. 15. Çevrelerinde gümüş kaplar ve billur kaseler dolaştırılır. 16. Billurları gümüş gibi parlaktır, onları ölçüp ölçüp dağıtırlar. 17. Orada, zencefil karışık bir tasla içiriliıier. 18. O pınara ‘Selsebil’ denir. 19. Yanlarında ölümsüz gençler dolaşır; onları gördüğünde saçılmış birer inci sanırsın. 20. Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün. 21. Üzerlerinde ince yeşil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardır; gümüş bileziklerle süslenmişlerdir; Rableri onlara tertemiz içecekler içirir. 22. “işte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer” (denir).

76/5. Şüphesiz, iyiler kâfur katılmış bir tastan içerler. 6. Bu ancak Allah’ın kullarının taşıra taşıra içebileceği bir pınardır.

98/8. Onların Rableri katındaki ödülleri, içinde temelli kalacakları, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah onlardan razıdır; onlar da Allah’tan râzıdırlar. Bu, Rabbinden korkanlar içindir.

24/64. Dikkat edin! Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. O, içinde bulunduğunuz durumu da, kendisine döndürüleceğiniz günü de bilir. Onlara işlediklerini haber verir. Allah herşeyi bilir.

22/14. Doğrusu, Allah inanan ve yararlı işler işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Allah istediğini yapar.

22/23. Doğrusu, Allah inanıp yararlı işler işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Orada altın bilezikler ve inciler takınırlar. Oradaki elbiseleri de ipektendir. 24. Bunlar, sözün güzeline ulaştırılmışlar ve övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna eriştirilmişlerdir.

22/50. Cömertçe verilmiş rızık ve bağışlama, inanan ve yararlı işler işleyenleredir.

48/5. O, inanan erkek ve kadınları, içinde temelli kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar, onların kötülüklerini örter. Allah katında olan büyük kurtuluş işte budur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz