Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Medine’de kitap ehli ile ilişkiler ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Medine’de kitap ehli ile ilişkiler ile ilgili ayetler.
6/20. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onu (Muhammed’i), kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Ama kendilerine yazık edenler; işte onlar inanmayanlardır.
2/40. Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi anın, sözleşmemi yerine getirin, Ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yalnız Benden korkun. 41. Sizde olanı onaylayarak indirdiğim Kur’an’a inanın, onu ilk inkâr eden siz olmayın! Ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Benden sakının. 42. Hakkı batılla karıştırmayın ve bile bile gerçeği gizlemeyin. 43. Namazı kılın, zekatı verin ve Allah’a boyun eğenlerle beraber boyun eğin. 44. Siz, Kitab’ı okuyup dururken, kendinizi unutarak, insanlara mı iyilik yapmalarını emrediyorsunuz? Hiç düşünmez misiniz? 45-46. Sabır ve namazla (Allah’tan) yardım isteyin. Bu, (Allah’a) derinden saygı duyanların dışındakilere ağır gelir. 47. Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi diğer top-lumlara tercih ettiğimi hatırlayın. 48. Kimsenin kimseye bir yararı dokunmayacağı, kimseden bir şefaat kabul edilmeyeceği, kimseden fidye alınmayacağı ve kimsenin yardım görmeyeceği günden korunun.
2/75. Bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan bir grup Allah’ın sözünü dinler, ona akılları yattıktan sonra da, onu bile bile tahrif ederlerdi. 76. İnananlarla karşılaştıkları zaman “İnandık” derler, birbirleri ile yalnız kaldıklarında ise: “Rabbinizin katında size karşı delil getirsinler diye mi Allah’ın size bildirdiğini onlara anlatıyorsunuz. Buna aklınız ermiyor mu?” elerler. 77. Bunlar, gizlediklerini ve açığa vurduklarını Allah’ın bildiğini bilmiyorlar mı? 78. Onların birkısmı, birtakım kuruntular dışında Kitap bilmeyen ümmî kimselerdir; onlar sadece zannedip durmaktadırlar. 79. Elleriyle Kitab’ı yazıp, sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için: “Bu Allah katındandır’’ diyenlerin vay hâline! Ellerinin yazdıklarından dolayı onlara yazıklar olsun! Kazandıklarından dolayı onlara yazıklar olsun! 80. “Bir kaç sayılı günün dışında ateş bize değmeyecektir” derler. De ki: “Allah katından bir söz mü aldınız -(eğer öyleyse) Allah sözünden caymaz-, yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?”
2/109. Kitaplılar’ın çoğu, gerçek kendilerine açıkça belli olduktan sonra gönüllerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi, inanmanızdan sonra inkarcılığa döndürmek isterler. Allah emrini getirinceye kadar (onları) bağışlayın ve (onlara) aldırmayın! Allah’ın gücü herşeye yeter.
2/120. (Ey Muhammed!) Yahudiler ve Hıristiyanlar, onların dinine uymadığın sürece, senden hoşnut olmayacaklardır. “Dosdoğru yol sadece Allah’ın yoludur” de. Sana gelen ilimden sonra eğer onların hevalarına uyarsan, Allah’a karşı ne bir himayecin, ne bir yardımcın olur. 121. Kendilerine verdiğimiz kitabı gereği gibi okuyanlara gelince, onlar ona da inanırlar. Ama kim onu inkar ederse, işte kaybedenler onlar olacaktır.
2/135. (Ey Muhammed!) “Yahudî veya Hıristiyan olursanız doğru yolda olursunuz” derler. “Hayır, doğruya yönelen İbrahim’in dininden oluruz; o müşriklerden değildi” de. 136. (Ey Müslümanlar!) “Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmâil’e, İshâk’a, Yâkub’a ve (İsrailî) boylara indirilene, Musâ’ya ve İsâ’ya verilene, Rableri tarafından peygamberlere verilenlere inandık. Onları birbirinden ayırmacız. Biz Allah’a teslim olmuşuzdur” deyin. 137. Eğer sizin inanmış olduğunuza aynen inanırlarsa, şüphesiz, doğru yolda olurlar. (Yok eğer) yüz çevirirlerse, yalnızca anlaşmazlığa düşerler. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O hem işitir, hem bilir. 138. Allah’ın boyası (ile boyanın) -boyası Allah’ınkinden daha güzel olan var mıdır?- ve “İşte biz O’na taparız” (deyin)! 139-140. (Deyin ki:) “Bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz olan Allah hakkında bizimle mi tartışıyorsunuz? Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size aittir. Biz O’na özden bağlıyız. Yoksa, ibrâhim, İsmâil, İshak, Yâkup ve (İsrailî)boyların, Yahudî veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz?” De ki: “Siz mİ daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı?” Allah’ın kendisine verdiği tanıklığı gizleyenden daha zâlim var mıdır? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
2/142. (Ey Muhammed!) İnsanların beyinsizleri Müslümanlar için: “Bunları yönelip durdukları yönden çeviren nedir” diyeceklerdir. De ki: “Doğu da, batı da Allah’ındır. O, dilediğini doğru yola eriştirir”.
2/146. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, Muhammed’i, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Ne çare ki, onların birkısmı gerçeği bile bile gizlemektedir.
2/211. İsrailoğulları’na bir sor. Onlara apaçık nice belgeler verdik. Allah’ın nimetini, kendisine geldikten sonra kim değiştirirse, şüphesiz Allah’ın onu cezalandırması çetin olur.
3/21. Allah’ın ayetlerini inkâr edenlere, haksız yere peygamberleri öldürenlere ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenlere can yakıcı bir azabı bildir. 22. İşte, dünya ve ahirette işleri boşa çıkacak olanlar bunlardır. Onların bir yardımcıları da olmayacaktır.23. Kitap’tan kendilerine bir pay verilmiş olanlar, aralarında hüküm vermek için Allah’ın Kitabı’na çağrıldıklarında, onlardan birkısmının yüz çevirerek dönüp gittiğini görmedin mi? 24. Bu, onların: “Ateş bize ancak sayılı birkaç gün değecektir” demelerindendir. Uydurup durdukları şeyler, onları dinlerinde yanıltmıştır. 25. Peki, şüphe götürmeyen günde kendilerini topladığımızda ve herkese kazandığı haksızlığa uğratılmaksızın ödendiğinde nasıl olacak?
3/60. (Ey Muhammed! Bu) Rabbin katından gelen gerçektir; sakın şüphelenenlerden olma! 61. Ey Muhammed! Sana ilim geldikten sonra, o konuda seninle kim tartışacak olursa, de ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra lânetleşelim ve Allah’ın lânetinin yalancılara olmasını dileyelim”. 62. (İsa hakkındaki) gerçek hikaye işte budur: Allah’tan başka tanrı yoktur. Ulu ve bilge olan elbette Allah’tır. 63. Eğer yüz çevirirlerse, Allah bozguncuları bilir. 64. De ki: “Ey Kitaplılar! Geliniz aramızda ortak bir sözde birleşelim: Ancak Allah’a tapalım, ona hiç bir şeyi ortak koşmayalım, Allah’ı bırakıp da birimizi rab edinmeyelim!” Eğer yüz çevirirlerse: “Bizim Müslüman olduğumuza şahit olun” deyin. 65. Ey Kitaplılar! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Hiç düşünmüyor musunuz? 66. İşte siz o kimselersiniz ki, hadi bilginiz olan hususta tartıştınız diyelim; peki ama bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz. 67. İbrahim Yahudi de Hıristiyan da değildi. Ama doğruya yönelmiş bir Müslümandı; o, putatapanlardan da değildi. 68. İnsanlardan İbrahim’e en yakın olanlar, ona uyanlar, bu Peygamber ve inananlardır. Allah da inananların dostudur. 69. Kitaplılar’dan bir grup sizi saptırmak isterler. Oysa, farkına varmadan yanlız kendilerini saptırmaktadırlar. 70. Ey Kitap Ehli! Siz görüp durduğunuz hâlde, niye Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz? 71. Ey Kitaplılar! Niçin hakla batılı karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz? 72-74. Kitaplılardan bir grup: “İnananlara indirilmiş olana günün başında inanın ve günün sonunda inkâr edin! Belki dönerler. Dininize uyandan başkasına inanmayın” demişti. De ki: “Yol göstermek, ancak Allah’a mahsustur. (Sorun) size verilmiş olan şeyin bir benzerinin başkasına da verilmiş olması veya Rabbinizin katında size karşı deliller getirecek olmalarıdır”. De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Ondan dilediğine verir. Allah herşeyi kuşatan ve bilendir. Rahmetini dilediğine özel kılar. Allah, büyük ve bol kerem sahibidir”. 75. Kitap Ehli arasında, bir yük altın emanet etsen onu sana ödeyecek olan da vardır;471 bir altın emanet bıraksan, tepesine dikilmedikçe onu sana ödemeyecek olan da vardır. Bu, onların “Kitapsızlar’a karşı üzerinize bir sorumluluk yoktur” demelerindendir. Onlar, bile bile Allah’a karşı yalan söylüyorlar.
3/98. (Ey Muhammed!) “Ey Kitaplılar! Allah yaptıklarınıza şahitken, niçin Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?” de. 99. De ki: “Ey Kitaplılar! Siz, doğru olduğunu bilip dururken, niçin Allah’ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek inananları ondan alıkoyuyorsunuz?” Allah işlediklerinizden habersiz değildir.
3/110. Siz, uygun olanı emreden, kötülüğü yasaklayan ve Allah’a inanan, insanlar için ortaya çıkarılmış en iyi ümmetsiniz. Eğer Kitap Ehli de inanmış olsaydı, onların iyiliğine olurdu. Onların birkısmı inanmış, çoğu da yoldan çıkmıştır.472 111. Onlar incitmekten başka size bir zarar veremezler. Sizinle savaşa girerlerse, size arkalarını dönüp giderler. Sonra onlara yardım da edilmez. 112. Nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ahdine ve insanların ahdine sığınanlar hariç, onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah’tan da bir öfkeye uğrarlar, onlara miskinlik damgası vurulmuştur. Çünkü onlar, Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da başkaldırmaları ve sınırı aşmalarındandı. 113-114. Onların da hepsi bir değildir; Kitap Ehli’nin içinde, secdeye kapanarak, geceleri Allah’ın âyetlerini okuyup duran bir topluluk vardır, çünkü bunlar Allah’a ve ahiret gününe inanır, uygun olanı emreder, kötü olanı yasaklar ve iyiliklere koşarlar. İşte bunlar iyilerdendir. 115. Yaptıkları herhangi bir iyilikleri inkar edilmeyecektir. Allah saygılı olanları bilir.
3/184. (Ey Muhammed!) Eğer seni yalancı sayıyorlarsa, senden önce açık belgeler, sayfalar ve aydınlatıcı Kitab’ı getiren elçiler de yalanlanmışlardı.
4/44. Kendilerine Kitab’tan bir pay verilenlerin, sapıklığı satın aldıklarını ve sizin de yoldan sapmanızı istediklerini görmüyor musun? 45. Allah düşmanlarınızı daha iyi bilir. Himayeci olarak da Allah yeter; yardımcı olarak da Allah yeter. 46. Birtakım Yahudîler, sözleri yerlerinden kaydırarak, dillerini eğip bükerek ve dini çekiştirerek: “işittik, ama karşıyız. Dinle, dinlemez olası; bize de kulak ver!” derler. Oysa, onlar: “işittik ve kabul ettik. Bizi dinler misin, bize de bakar mısın!” deselerdi, onlar için daha iyi ve daha doğru olurdu. Fakat, inkârları yüzünden Allah onları lânetlemiştir; onlardan pek azı inanır. 47. Ey Kitap verilenler! Birtakım yüzleri enselere çevirerek dümdüz yapmadan ve Cumartesi sahiplerini lânetlediğimiz gibi sizi de lânetlemeden önce, sizde olan Kitab’ı doğrulayıcı olarak indirdiğimiz Kur’an’a inanın, Allah’ın buyruğu daima yapılagelmiştir.
4/49. Kendilerini temize çıkaranları görmedin mi? Oysa Allah istediğini temize çıkarır ve onlara kıl kadar haksızlık yapılmaz. 50. Bir bak, nasıl Allah’a karşı yalan uyduruyorlar. Bu, apaçık bir günah olarak (onlara) yeter. 51. Kendilerine Kitap’tan bir pay verilmiş olanların, puta ve Tağut’a inanıp inkâr edenler için: “Bunlar inananlardan daha doğru yoldadırlar” demelerine ne dersin? 52. İşte bunlara Allah lanet eder. Allah kime lanet ederse, ona bir yardımcı bulamazsın. 53. Yoksa, onların hükümranlıktan bir payı mı vardır? Öyle olsa insanlara, çekirdeğin çukuru kadar bile vermezler. 54. Yoksa Allah lütfundan kendilerine bahşettiği için bu insanları mı çekemiyorlar? Biz, İbrahim ailesine de Kitab’ı ve hikmeti vermiştik, onlara büyük bir hükümranlık vermiştik. 55. Onlardan kimi ona inanmış, kimi de ondan yüz çevirmişti. Artık çılgın bir alev olarak cehennem yeter.
4/153. Kitaplılar, gökten kendilerine bir kitap indirtmeni isterler. Andolsun, Mûsa’dan, bundan daha büyüğünü istemişlerdi de: “Allah’ı bize apaçık göster” demişlerdi. Haksızlıklarından dolayı onları yıldırım çarpmıştı. Daha sonra, açık belgeler kendilerine geldikten sonra, buzağıyı (tanrı olarak) benimsediler. Ama bunu da affettik ve Mûsa’ya apaçık bir belge verdik. 154. Kendilerinden kesin söz (almak) için Tûr’u üzerlerine yükselttik ve onlara: “Şu kapıdan secde ederek girin!” dedik, “Cumartesi yasağını çiğnemeyin!” dedik ve onlardan sağlam, kesin bir söz aldık. 155-158. (Bu, İsrailoğulları’nın) sözleşmelerini bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmeleri, “Kalplerimiz perdelidir” demeleri -oysa ki, Allah onların kalplerini inkârlarından dolayı mühürlemiştir; bunun için pek az inanıyorlar-, bir de inkârları, Meryem’e büyük iftiraları ve: “Biz Allah’ın Elçisi Meryem’in oğlu îsa Mesîh’ öldürdük” demelerinden ötürüdür. Oysa, onu öldürmediler ve asmadılar, fakat kendileri öyle sandılar. Doğrusu, onlar anlaşmazlığa düştükleri şeyde şüphededirler. Bu hususta zanna uymaktan başka kesin bir bilgileri yoktur. Onu kesinkes öldürmüş değillerdi. Bilakis Allah onu kendisine yükseltti. Allah güçlüdür, bilgedir.473 159. Kitaplılardan, hiç bir kimse yoktur ki, ölümünden önce (İsa’ya) inanmasın. Kıyamet günü o da onların aleyhine tanıklık edecektir. 160-161. Yahudi olanların, haksızlık yapmalarından, çoklarını Allah yolundan alıkoymalarından, kendilerine yasaklanmış olan fâizi almalarından ve insanların mallarını haksız olarak yemelerinden ötürü, kendilerine helal kılınmış olan temiz şeyler onlara haram kılındı. Onlardan inkâr edenlere can yakıcı bir azap hazırladık. 162. Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve sana indirilene ve senden önce indirilenlere inanıp, namazı kılan, zekatı veren, Allah’a ve ahiret gününe inanan mü’minler (var ya), işte bunlara büyük bir ödül vereceğiz.
59/2. Kitab Ehli’nden inkârcı olanları ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur. Oysa, siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız; onlar da, kalelerinin kendilerini Allah’tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah onlara beklemedikleri yerden geldi; yüreklerine korku saldı; evlerini kendi elleriyle ve inananların elleriyle yıkıyorlardı. Ey akıl sahipleri! Ders alın! 3. Allah onlara sürgün yazmamış olsaydı bile, onlara dünyada azap edecekti. Onlara ahi-rette de ateş azabı vardır. 4. Bu, Allah’a ve Elçisi’ne karşı gelmelerinden ötürüdür. Kim Allah’a karşı gelirse, (bilsin ki) Allah’ın cezalandırması gerçekten çetindir. 5. (Onların topraklarında) hurma ağaçlarını kesmeniz veya onları kökleri üzerinde bırakmanız Allah’ın izniyle ve (Allah’ın) yoldan çıkanları rezil etmesi içindir. 6. (Ey inananlar!) Allah’ın onların mallarından Elçisi’ne verdiği şeyler için siz ne at, ne de deve sürdünüz; fakat Allah, dilediği kimselere karşı elçilerine üstünlük verir. Allah’ın herşeye gücü yeter.
5/15. Ey Kitaplılar! Size, Kitap (Tevrat)’tan gizleyip durduğunuz şeyin bir çoğunu size açıkça anlatan ve bir çoğundan da geçen Elçimiz gelmiştir. Size Allah’tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir.
5/18. Yahudiler ve Hıristiyanlar: “Biz Allah’ın oğulları ve sevgilileriyiz” dediler. De ki: “Öyleyse, günahlarınızdan dolayı size niçin azap ediyor?” Hayır, siz de O’nun yaratıklarından birer beşersiniz. Dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin hükümranlığı Allah’a aittir ve gidiş O’nadır. 19. Ey Kitaplılar! Elçilerin arasının kesildiği bir sırada: “Bize bir müjdeci ve uyarıcı gelmedi” dersiniz diye, size açık açık anlatan Elçimiz geldi. Artık size bir müjdeci ve uyarıcı gelmiş bulunmaktadır. Allah’ın gücü herşeye yeter.
5/57. Ey inananlar! Sizden önce Kitap verilenlerden dîninizi alaya ve eğlenceye alanları ve inkârcıları dost tutmayın. Eğer inanıyorsanız Allah’a saygılı olun. 58. Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlenceye alırlar. Bu, onların düşünmeyen bir topluluk olmasından dolayıdır. 59. De ki: “Ey Kitaplılar! Bizim Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilene inanmamızdan ve sizin çoğunuzun yoldan çıkmış olmasından başka ne için bizden öc alıyorsunuz?” 60. “Size, Allah katında bulunan bundan daha kötü bir karşılığı bildireyim mi?” de. Allah kime lanet eder, öfkelenir ve kimlerden maymunlar, domuzlar ve Tağut’a tapanlar yaparsa, işte onların yeri daha kötüdür ve düz yoldan da en çok onlar sapmıştır.
61. Size geldikleri zaman: “inandık” derler; oysa, yanınıza inkârcı olarak girmişler ve yine inkârcı olarak çıkmışlardır. Allah, gizlemekte oldukları şeyi daha iyi bilir. 62. Onlardan bir çoğunun, günaha, düşmanlığa ve haram yemeye koşuştuklarını görürsün. Yapmakta oldukları şey ne kötüdür. 63. Rabbanilerin ve Hahamlar’ın, onlara günah söz söylemeyi ve haram yemeyi yasak etmeleri gerekmez miydi? Yapmakta oldukları şey ne kötüdür.
5/68. (Ey Muhammed!) De ki: “Ey Kitaplılar! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni uygulamadığınız sürece bir temeliniz olmaz”. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onların bir çoğunun azgınlığını ve inkârını artıracaktır. Öyleyse, inkârcılar için üzülme.
5/77. (Ey Muhammed!) De ki: “Ey Kitaplılar! Haksız yere dîninizde aşırı gitmeyin ve daha önce kendileri sapıp birçoklarını da saptıran ve düz yoldan şaşan bir topluluğun hevalarına uymayın”.
5/13. Verdikleri sözde durmamalarından dolayı onları lanetledik ve gönüllerini katılaştırdık. Onlar sözcükleri yerlerinden kaydırdılar ve kendilerine hatırlatılandan ders almayı unuttular, içlerinden pek azı dışında, onlardan hep hainlik görüp durursun. Onları affet ve onlara aldırma. Allah iyi davrananları sever.
5/41. Ey Elçi! Kalpleri inanmamışken ağızlarıyla inandık diyenlerden ve yalana çok kulak veren, sana gelmeyen topluluğa kulak kesilen, kelimeleri yerlerinden kaydıran Yahudîler’den inkâra koşanlar seni üzmesin. “Size verilirse alın; verilmezse kaçının” derler. Allah kimin
şaşırmasını dilerse, Allah’a karşı onun için bir şeye gücün yetmez. İşte onlar, Allah’ın gönüllerini arıtmak istemediği kimselerdir. Dünyada aşağılık onlaradır. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır. 42. Onlar yalana çok kulak verirler, hep haram yerler. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirirsen, sana bir zarar veremezler. Eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hüküm ver. Allah, â-dil olanları sever. 43. Allah’ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında iken nasıl seni hakem yapar, sonra da ondan vazgeçerler? Bunlar inanıyor değiller. 44. İçinde rehberlik ve ışık olan Tevrat’ı Biz indirdik. Kendini (Allah’a) teslim etmiş peygamberler, Hahamlar ve bilginler -Allah’ın Kitabı’nı korumakla görevlendirildikleri ve onun gözetleyicisi oldukları için- Yahudîler’e Tevrat’la hüküm verirlerdi. Artık insanlardan korkmayın, Benden korkun; âyetlerimi pek az bir değere satmayın! Kim Allah’ın indirdiği ile hüküm vermezse, işte onlar inkarcılardır. 45. Tevrat’ta onlara, cana karşı can, göze karşı göz, buruna karşı burun, kulağa karşı kulak, dişe karşı diş ve yaralara karşılık ödeşme yazdık. Kim onu bağışlarsa, kendi günahına örtü o-lur. Kim Allah’ın indirdiği ile hüküm vermezse, işte onlar zalimlerdir.
5/64. Yahudîler: “Allah’ın eli sıkıdır” dediler. Dediklerinden ötürü elleri bağlandı ve lânetlendiler. Hayır, onun iki eli de açıktır, nasıl dilerse öyle verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen onların azgınlığını ve inkârını artıracaktır. Onların arasına, kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş ateşini körükleseler, Allah onu söndürür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Oysa Allah bozguncuları sevmez. 65. Şayet Kitaplılar inansalar ve Allah’a saygılı olsalardı, onların kötülüklerini silerdik ve onları nimet cennetlerine korduk. 66. Eğer onlar Tevrat’ı, Incil’i ve Rablerinden kendilerine indirileni gereğince uygulasalardı üstlerinden ve ayaklarının altından yiyecek elde ederlerdi. İçlerinde orta yolu tutan bir ümmet vardı. Ama onların çoğunluğu öyle kötü işler yapıyorlardı ki!
5/78. İsrailoğulları’ndan inkâr edenler, başkaldırmış ve (haddi) aşmış bulunmalarından dolayı Davud’un ve Meryem oğlu İsa’nın dilinde lânetlenmişlerdi. 79. Yaptıkları kötülükten geri durmuyorlardı. Ne kötü şey yapıyorlardı. 80. Onların çoğunun, inkâr edenleri gönülden dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin onlara önerdiği şeyler ne kötüdür. Allah onlara öfkelenmiştir. Azapta da onlar temelli kalacaklardır. 81. Eğer onlar Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilene inanmış olsalardı, onları candan dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu yoldan çıkmıştır. 82. İnananlara en acımasız düşmanlar olarak Yahudîler’i ve Allah’a ortak koşanları bulursun. İnsanların içinde inananlara en sevgili olanların da, “Biz Hıristiyanız” diyenler olduğunu görürsün. Çünkü onların içinde keşişler ve papazlar vardır ve bunlar büyüklük taslamazlar. 83-84. Allah’ın Elçisi’ne ineni dinledikleri zaman, tanıdıkları hakikatlardan dolayı, gözlerinin yaşla dolduğunu ve şöyle dediklerini görürsün: “Rabbimiz! İnandık; bizi hazır bulunanlarla beraber yaz. Rabbimizin, bizi iyi insanlar arasına koymasını umarken, niçin Allah’a ve bize gelen gerçeğe inanmayalım?” 85. Onların (böyle) söylemelerinden dolayı, Allah onlara içinde temelli kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetler verdi. İşte bu iyi davrananların ödülüdür.
9/30. Yahudîler: “Üzeyir Allah’ın oğludur dediler. Hıristiyanlar da: “Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu, daha önce inkâr edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri sözleridir. Allah canlarını alsın! Nasıl da uyduruyorlar? 31. Onlar, Allah’ı bırakıp hahamlarını, papazlarını ve Meryem oğlu Mesih’i rab olarak benimsiyorlar. Oysa, kendisinden başka tanrı olmayan tek Tanrı’dan baş kasına tapmamakla emrolunmuşlardı. Allah onların ortak koşmalarından yücedir.