Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Sünnetullah ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Sünnetullah ile ilgili ayetler.
7/34. Her millet için bir süre vardır. Süreleri geldiği zaman, ne bir an geri bırakılır, ne bir an öne alınırlar.
35/42-43. Kendilerine bir uyarıcı gelirse, bütün ümmetlerden daha çok doğru yolda olacaklarına dair bütün güçleriyle Allah’a yemin etmişlerdi. Fakat kendilerine uyarıcının gelmesi, orada büyüklük taslamaları ve kötü düzen kurmaları yüzünden sadece nefretlerini artırdı. Oysa kötü kurulan düzene ancak sahibi düşer. Öncekilere uygulanagelenden başkasını mı bekliyorlar? Sen Allah’ın uygulamasında bir değişme bulamazsın. Sen Allah’ın uygulamasında bir sapma bulamazsın.
35/45. Allah insanları işlediklerine karşılık hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde bir canlı bırakmazdı. Ama O onları belli bir süreye kadar erteler, süreleri geldiğinde ise, zaten Allah kullarını görmektedir
26/208-209. Hiç bir kasaba halkını, kendilerine öğüt veren uyarıcılar olmadan yok etmedik. Biz zalim değiliz.
17/16. Biz bir kenti yok etmek istediğimiz zaman, önce varlıklılarına emrederiz, onlar orada yoldan çıkarlar; böylece verilen sözü hak ederler. Biz de orasını yerle bir ederiz. 17. Nûh’tan sonra nice nesilleri yok ettik. Kullarının günahlarını görücü ve haberdar olarak Rabbin yeter.
17/58. Kıyamet gününden önce yok etmeyeceğimiz veya çetin bir azaba uğratmayacağımız hiç bir kasaba yoktur. Bu, Kitap’ta yazılıdır.
17/76. Seni yurdundan çıkarmak için, neredeyse seni tedirgin edeceklerdi. Böyle bir durumda, senden sonra orada kendileri de az bir süre kalabilirler. 77. Bizim senden önce gönderdiklerimiz hakkındaki uygulamamız budur ve Bizim uygulamamızda bir değişiklik bulamazsın.
10/11. İnsanların iyiliği acele istemeleri gibi, Allah da fenalığı onlara çabucak verseydi, süreleri hemen bitirilmiş olurdu. Ama Bize kavuşmayı arzulamayanları, azgınlıkları içinde bocalamaya bırakırız.
10/19. İnsanlar bir tek ümmetti, sonra ayrılığa düştüler. Eğer daha önce Rabbinden verilmiş bir söz olmasaydı, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında hüküm hemen verilirdi.
15/12. Biz onu (Kur’an’ı) suçluların kalplerine böyle sokarız. 13. Öncekilerle ilgili uygulamamız ortada iken, yine de ona inanmazlar.
15/4. Hiç bir kasaba yoktur ki, onun belli bir yazısı olmadan Biz onu yok etmiş olalım. 5. Hiç bir millet kendi süresini öne de alamaz, erteleyemez de.
40/82. Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden sayıca daha çok, daha güçlü, yeryüzünde bıraktıkları eserler daha sağlam olan öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmüyorlar mı? Kazandıkları onlara bir fayda vermemiştir. 83. Elçileri onlara açık belgelerle gelince, kendilerinde olan bilgiyle sevinip şımardılar da, alaya aldıkları şey onları sarıverdi. 84. Baskınımızı gördüklerinde: “Yalnız Allah’a inandık; O’na koştuğumuz eşleri inkâr ettik” dediler. 85. Ancak, Bizim baskınımızı gördüklerinde inanmaları kendilerine yarar sağlamadı. Bu, Allah’ın kulları hakkında (öteden beri) süregelen uygulamasıdır. İşte inkârcılar o zaman kayba uğradılar.
18/55. İnsanlara doğruluk rehberi gelmişken, onları inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan, öncekilere uygulananın kendilerine de gelmesini veya azabın karşılarına gelmesini beklemelerinden başkabir şey değildir.
18/58. Senin Rabbin çok bağışlayıcı ve merhametlidir. Onları yapıp ettikleri yüzünden yakalayacak olsaydı, onlara azabı çabuklaştırırdı. Ama onlara bir vade verilmiştir; ondan kaçıp sığınacak yer bulamazlar. 59. İşte, bu kasabaları haksızlık yaptıkları anda yok ettik. Onların yok oluşları için bir süre koymuştuk.
23/43. Hiç bir ümmet, kendi süresini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.
8/38. İnkâr edenlere, eğer vazgeçerlerse, geçmişlerinin bağışlanacağını; yok yine devam ederlerse, öncekilerle ilgili uygulamamızın geçerli olduğunu söyle.
8/53. Bu (Firavun ve kavminin cezalandırılmaları), bir toplum kendi içindekini değiştirmedikçe, Allah’ın da o topluma verdiği nimeti değiştirmeyeceğindendir. Allah işitendir, bilendir.
3/137. Sizden önce birtakım uygulamalar geçmiştir. Yeryüzünde dolaşın da, yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın!
33/38. Allah’ın Peygamber için öngördüğü şeylerde ona bir güçlük yoktur. Bu, Allah’ın öncekilere ilişkin uygulamasıdır. Allah’ın emri şüphesiz gereği gibi yerine gelir.
33/60. ikiyüzlüler, kalplerinde fesad bulunanlar ve Medine’de bozguncu haberler yayanlar (bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse, andolsun ki, seni onlara kışkırtırız; sonra senin yanında ancak az bir zaman komşu kalabilirler. 61. Lanetlenmiştirler; nerede bulunurlarsa yakalanır ve öldürülürler. 62. Allah’ın geçmiştekilerle ilgili uygulaması budur. Allah’ın uygulamasında bir değişme bulamazsın.
58/20. Allah’a ve Elçisi’ne karşı gelenler; işte onlar alçakların arasındadırlar. 21. Allah: “Andolsun ki, Ben ve elçilerim üstün geleceğiz” diye yazmıştır. Âllah güçlüdür, üstündür.
48/22. İnkar edenler sizinle savaşsalardı gerisin geri dönerler ve sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi. 23. Allah’ın (öteden beri) süregelen uygulaması budur. Allah’ın uygulamasında bir değişme bulamazsın.