Zulüm; bir şeyi kendine mahsus yerinden başka bir yere koymak, noksan yapmak, sınırı aşmak, doğru yoldan sapmak, hakkını eksiltmek, hakkını vermemek, men etmek ve yapılmaması gereken bir davranışta bulunmak, anlamlarına gelir. Diğer bir ifade ile Zulüm; hak yemek, eziyet, işkence ve baskı yapmak, adaletsizlik yapmak, haddi aşmak, söz ve fiilde aşırı gitmek demektir.
En büyüğünden en küçüğüne kadar her türlü günah, isyan ve itaatsizlik zulümdür. Allah’a ortaklar koşmak, ayetleri yalanlamak, içki, kumar, zina, hırsızlık… zulüm olduğu gibi, namaz kılmamak, mazeretsiz oruç tutmamak gibi ibadetleri terk etmek, hatta işlenen günahlara tövbe etmemek (Hucurât 49/ 11) dahi zulümdür. En büyük zulüm şirktir. (Lokmân 31/13) İnsan zulmü ya başkalarına karşı ya da nefsine karşı işler.
Zulüm üç kısımdır:
1- İnsan ile Allah arasında vuku bulan zulüm. Bu şirk, küfür, nifak ve isyandır.
2- Kişi ile insanlar arasındaki zulüm. Haksızlık, hırsızlık, öldürme, iftira vb. günahlar.
3- Kişi ile nefsi arasında zulüm. Bu, Allah’a karşı görevlerini yapmayan ve insanlara zulmeden kimsenin neticede nefsine zulmetmemiş olmasıdır. İslâm’ın emir ve yasaklarına uymayan insan zulüm fiilini işlemiş ve zalim vasfını kazanmış olur.