Borç; para veya bir malı, daha sonra aynısını geri almak üzere başkasına vermektir. İnsanlara karz-ı hasen olarak ödünç para vermek ve alış verişlerinde kolaylık sağlamak, en faziletli amellerden biridir. İhtiyaç içinde olan insanlara borç para vermek veya onları borçlandırmak suretiyle alış-veriş yapmak dinimizin önem verdiği hayırlardan biridir. Borç alan ve veren olmak üzere iki taraf için de dikkat edilmesi gereken prensipler, bir takım hususlar vardır. Bu hususları kısaca özetleyecek olursak bunları iki kategoride sıralayabiliriz. Buna göre;
Borç veren;
1. Sırf Allah rızası için bir mümin kardeşinin sıkıntısını gidermeyi gaye edinmeli,
2. Borca herhangi bir menfaati karıştırmamalı,
3. Elinden geldiğince kolaylık göstermeli; bilhassa borçlu samimi bir şekilde ödemeye gayret ettiği hâlde bunda muvaffak olamıyorsa, ona mühlet vermeli,
4. Eğer hâli vakti yerinde ise ve buna mukabil muhatap çok fakir ve garipse, verdiği borcu sadaka yerine saymalı,
5. Borçluyu rencide etmemeli, hadis-i şerifteki: “Sen hakkını (borçludan) imkân nispetinde günahlara girmeden al!” düsturuna göre güzel bir davranış sergilemelidir.
Borç alan da:
1. Çok zaruri olmadıkça borca girmemeli,
2. Ancak hayatî zaruretler karşısında kifayet miktarı borç almalı,
3. Lüks ve israf gibi harcamalar yapmamalı,
4. Ödemek niyet, gayret ve azminde samimi olmalı,
5. Borçlu, alacaklının iyi niyet ve güzel davranışını istismar ve suistimâl etmemeli,
6. Aldığı miktarın değer kaybına yol açacak tarzda borç almamalı, özellikle uzun vadeli borçlarda değer kaybı olmayacak şekilde borçlanmak (tabi borç veren şahsın hususi müsamahası ayrı)
7. Ödemede vaktini geciktirmemeli, bilhassa borçlu kimse ödeyebilecek durumda bir imkân sahibi ise tam vaktinde ödemeyi yapmalıdır. İmkânlar müsait değilse mazeretini bildirip mühlet istemelidir.
8. Borcunu asla ahirete bırakmamalıdır.