Hz Peygamber’e yöneltilen mucize talepleri ile ilgili ayetler

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Hz Peygamber’e yöneltilen mucize talepleri ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Hz Peygamber’e yöneltilen mucize talepleri ile ilgili ayetler.

74/52. Hayır; onların herbiri önüne açılıvermiş sahifeler verilmesini ister. 53. Hayır; aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.

25/7-8. (Putperestler:) “Bu ne biçim elçi? Yemek yiyor, sokaklarda yürüyor. Ona onunla beraber uyarıcı olarak bir melek indirilseydi ya! Yâhut, kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bahçesi olsaydı ya!” dediler. Bu zâlimler, inananlara: “Sizin uyduğunuz, sadece büyülenmiş bir adamdır” dediler. 9. (Ey Muhammed!) Sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, artık yol bulamazlar. 10. Dilerse sana bunlardan daha iyisini, altlarından ırmaklar akan cennetler varedebilen ve sana köşkler kurabilen Allah yücedir.

25/21. Bizimle karşılaşmayı ummayanlar: “Ya bize meleklerin indirilmesi, ya da Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?” derler. Andolsun ki, onlar kendi kendilerine büyüklenmişler, azgınlıkta çok ileri gitmişlerdir. 22. Melekleri gördükleri gün, işte o gün, suçlulara iyi haber yoktur. Melekler: “iyi haber size yasaktır yasak!” derler.

20/133. “(Muhammed) Rabbinden bize bir mucize getirseydi ya” dediler. Onlara, önceki kitaplarda bulunan belgeler gelmedi mi? 134. Eğer onları (Muhammed’den) önce bir azaba uğratarak yok etseydik: “Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmazdan önce ayetlerine uysaydık, olmaz mıydı?” diyeceklerdi. 135. De ki: “Herkes gözlemektedir; siz de gözleyin. Şüphesiz, düz yolda gidenlerin kimler okluğunu ve kimlerin doğru yolu bulduğunu bileceksiniz”.

17/59. Bu mucizeleri göndermekten Bizi alıkoyan, öncekilerin onları yalanlamış olmasıdır. Semud kavmine, gözle görülebilen bir dişi deve vermiştik de ona zulmetmişlerdi. Oysa Biz mucizeleri yalnız korkutmak için göndeririz.

17/90-93. Onlar: “Bize yerden bir kaynak fışkırtmadığın veya aralarından ırmaklar fışkıran hurmalıkların ve üzüm bağların olmadığı, yahut da iddia ettiğin gibi, (Allah) göğü tepemize parça parça düşürmediği, ya da Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmediğin, veyahut altından bir evin olmadığı, yahut göğe çıkmadığın sürece sana inanmayacağız. Bize okuyacağımız bir kitab indirmedikçe göğe çıkmana da inanmayacağız” dediler. De ki: “Rabbimi tenzih ederim! Ben elçi olan bir insandan başka bir şey miyim?” 94. insanlara doğruluk rehberi geldiği zaman, inanmalarına engel olan “Allah elçi olarak bir insan mı gönderdi?” demeleridir. 95. De ki: “Eğer yeryüzünde yerleşip dolaşanlar melek olsalardı, Biz de onlara gökten elçi olarak bir melek gönderirdik”. 96. De ki: “Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O kullarından haberdardır ve onları görmektedir”.

10/20. “Ona (Muhammed’e), Rabbinden bir mucize indirilmeli değil mi?” diyorlar. De ki: “Gayb ancak Allah’a aittir. Bekleyin; ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim”.

11/12. Onların: “Ona bir hazine indirilmeli veya beraberinde bir melek gelmeli değil miydi?” demelerinden dolayı gönlün daralır; belki de sana vahyolunanın birkısmını bırakacak olursun. Sen ancak bir uyarıcısın ve herşeye vekil olan Allah’tır.

15/7. “Doğru sözlülerden idiysen, bize melekleri getirseydin ya” dediler. 8. Biz melekleri ancak gerekince indiririz. O zaman da asla bekletilmezler.

15/14-15. Onlara gökten bir kapı açsaydık da oraya çıkmaya koyulsalardı, (bu sefer de): “Bizim gözlerimiz boyandı; hayır, biz büyülendik ” derlerdi.

6/7. (Ey Muhammed!) Sana kağıtta yazılı bir kitap indirseydik de, elleriyle ona dokunsalardı, inkâr edenler yine de: “Bu apaçık bir büyüdür” derlerdi. 8. “Ona bir melek indirilmeli değil miydi?” dediler. Eğer bir melek indirmiş olsaydık, iş bitirilmiş olurdu ve artık hiç bekletilmezlerdi.

6/37. Onlar: “(Muhammed’in) Rabbinden kendisine bir mucize gönderilmeli değil miydi?” dediler. De ki: “Allah’ın mucize indirmeye gücü yeter”. Fakat onların çoğu bilmiyorlar”.

6/109. Eğer onlara bir mucize gelirse, buna kesinlikle inanacaklarına dair bütün güçleriyle Allah’a yemin ederler. De ki: “Mucizeler Allah’ın katindadır”. Mucize geldiğinde de inanmayacaklarını siz nereden bilesiniz? 110. O’na ilk defa inanmadıkları gibi, onların gönüllerini ve gözlerini çevirir ve onları taşkınlıkları içinde bocalayıp dururken bırakırız. 111. Eğer Biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve herşeyi karşılarına toplayıp dikseydik, -Allah’ın dilemesi bir yana- yine de inanmazlardı, fakat bunu çokları bilmez.

6/124. Onlara bir âyet geldiği zaman: “Bize de, Allah’ın (diğer) elçilerine verildiği gibi (mucizeler) verilmedikçe inanmayacağız” derler. Allah, elçiliğini nereye koyacağını daha iyi bilir. Suç işleyenlerin başına Allah katında bir aşağılık ve yapmakta oldukları hileden dolayı çetin bir azap gelecektir.

6/158. Onlar yalnızca, kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut Rabbin’den birtakım mucizelerin gelmesini bekliyorlar. Daha önce inanmamış veya inancıyla bir iyilik yapmamış kimseye, Rabbinin birtakım mucizeleri geldiği gün inanması fayda vermez. Onlara de ki: “Bekleyin; biz de bekliyoruz”.

21/5. Onlar: “Hayır; bunlar karışık rüyalardır”, “Hayır; onu uydurmuştur”, “Hayır; o şâirdik, “Haydi önceki peygamberler gibi o da bize bir mucize getirsin” dediler.

29/50. İnkârcılar: “Ona Rabbinden mûcizeler indirilmesi gerekmez miydi?” derler. De ki: “Mûcizeler ancak Rabbimin katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım”. 51. Sana, kendilerine okunan bu Kitab’ı indirmiş olmamız, onlara yetmiyor mu? Bunda inanan topluluğa rahmet ve hatırlatma vardır.

2/118. Bilmeyenler: “Allah bizimle konuşmalı veya bize de bir mucize gelmeli değil mi?” derler. Bunlardan öncekiler de bunların dediği gibi demişlerdi; çünkü gönülleri birbirine benzemektedir. Biz kesinkes bilenler için belgeleri açıklamışızdır.

2/209. Size açık belgeler geldikten sonra yine tökezlerseniz, bilin ki, Allah güçlüdür ve Hakimdir. 210. Onlar, bulut gölgeleri içinde Allah’ın ve meleklerin gelmesinden başka bir şey beklemiyorlar. (O durumda) iş bitmiş olur. Bütün işlerin kararı Allah’a aittir.

3/183. Onlar “Ateşin yiyeceği bir kurbanı getirmediği sürece, hiç bir elçiye inanmamamız konusunda Allah bize ahit verdi” dediler. Sen de de ki: “Benden önce elçiler size açık belgeleri ve bu dediğiniz şeyi getirmişti. Doğru sözlü idiyseniz, onları niçin öldürdünüz?”

4/153. Kitaplılar, gökten kendilerine bir kitap indirtmeni isterler. Andolsun, Mûsa’dan, bundan daha büyüğünü istemişlerdi de: “Allah’ı bize apaçık göster” demişlerdi. Haksızlıklarından dolayı onları yıldırım çarpmıştı. Daha sonra, açık belgeler kendilerine geldikten sonra, buzağıyı (tanrı olarak) benimsediler. Ama bunu da affettik ve Musa’ya apaçık bir belge verdik.

13/7. İnkâr edenler: “O’na (Muhammed’e) Rabbinden bir mucize indirilmeli değilmiydi?” derler. Sen ancak bir uyarıcısın; her toplumun bir yol göstereni vardır.

13/27. İnkar edenler: “O’na (Muhammed’e) Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?” derler. De ki: “Allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de kendine ulaştırır”.

13/31. (İnananlar:) “Keşke kendisiyle dağların yürütüldüğü, yeryüzünün parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur’an olsaydı…” (diye düşünüyorlar). Hayır; bu iş Allah’a aittir, inananlar, Allah’ın -dilediği takdirde- bütün insanları yola getireceğinden artık umutlarını kesmediler mi? Allah’ın sözünün yerine gelmesi için, yaptıklarından ötürü, inkar
edenlerin ya başlarına yahut evlerinin yakınına bir felaket gelecektir. Allah verdiği sözden caymaz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz