Hesap günü ile ilgili ayetler

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Hesap günü ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Hesap günü ile ilgili ayetler.

89/21-22. Yer çarpılıp çarpılıp paralandığı zaman ve Melekler sıra sıra dizilip, Rabbi geldiği zaman. 23. O gün, cehennem ortaya konur. O gün insan dersini alır; artık (bundan sonra) ders almak neye yarayacaksa? 24. “Keşke bu hayatım için bir şeyler yapsaymışım” der.

53/38. Hiç kimse, bir başkasının yükünü yüklenmez. 39. İnsan için kendi çabası dışında bir şey yoktur. 40. Onun çabası elbette görülecektir. 41. Sonra, ona karşılığı eksiksiz verilecektir.

101/6-7. Tartıları ağır gelen kimseye gelince, o hoş bir hayat içinde olacaktır. 8-9. Tartıları hafif gelen ise, onun yeri bir çukurdur. 10. Nedir o (çukur) sen bilir misin? 11.0, kızgın bir ateştir.

75/12. O gün varılacak yer, Rabbinin huzurudur. 13. O gün insanoğluna sunduğu ve geriye bıraktığı ne varsa bildirilir. 14-15. Özürlerini sayıp dökse de, insanoğlu, artık kendi kendinin şahididir.

75/22. O gün birtakım yüzler parlamaktadır. 23. Rablerini beklemektedirler.216 24. O gün birtakım yüzler de asıktır. 25. belkemiğinin kırılacağını sanar.

77/24, 28, 45. O gün, yalanlamış olanların vay hâline!

77/46. Biraz daha yararlanın bakalım; sîzler suçlularsınız. 47. Yalanlamış olanların vay hâline o gün! 48. Onlara: “Rükû edin” denildiğinde rükûa varamazlar. 49. Yalanlamış olanların vay hâline o gün! 50. Bu Kur’an’dan başka hangi söze inanacaklar?

50/21. Herkes kendisiyle beraber bir sürücü ve tanıkla gelir. 22. (Ona:) “Sen bundan gafildin; işte senden dalgınlık perdesini kaldırdık, bugün artık görüşün keskindir” (denir). 23. Beraberindeki: “İşte bu yanımdaki hazırdır” der. 24-26. (Allah:) “Saldırgan, şüpheye düşüren, Allah’ın yanında başka tanrı benimseyen, iyiliklere devamlı engel olan ve inatçı her inkârcıyı cehenneme atın, onu çetin azaba sokun” buyurur. 27. Yanındaki: “Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklıktaydı” der. 28-29. Allah: “Benim katımda çekişmeyin; size bunu önceden bildirmiştim. Benim katımda söz değişmez; Ben kullara asla haksızlık etmem” der.

86/8-9. Allah, gizliliklerin ortaya çıkarılacağı gün onu (insanı) tekrar yaratmaya güç yetirir. 10. (O gün) onun gücü de, yardımcısı da olmaz.

54/52-53. (İnsanların) yaptıkları herşey, küçük-büyük hepsi satır satır kitaplarda kayıtlıdır.

7/147. Ayetlerimizi ve ahirette karşılaşmayı yalanlayanların işleri boşa gitmiştir. Yine de yapmış olduklarından başka bir şeyle cezalandı olmayacaklardır.

7/170. (Allah’a karşı gelmekten sakınanlar) Kitab’a sımsıkı sarılırlar ve namazı kılarlar. Biz iyiliğe çalışanların mükâfatını zayi etmeyiz.

7/38. Allah (kafirlere): “Sizden önce geçmiş cin ve insan toplulukları ile birlikte ateşe girin” der. Her millet girdikçe yoldaşına lânet eder. Hepsi birbirine orada yetiştiği zaman, sonrakiler öncekiler için: “Rabbimiz işte şunlar bizi saptırdı. Onlara ateşten kat kat azap ver” derler. Allah: “Her biri için kat kat azap vardır, fakat siz bilmezsiniz” der. 39. Öncekiler, sonrakilere: “Sizin bize bir üstünlüğünüz yoktur Siz de kazandıklarınıza karşılık azabı tadın” derler. 40. Doğrusu, âyetlerimizi yalanlayan ve onlara karşı büyüklük taslâyanlara göğün kapıları açılmaz ve deve iğnenin deliğinden geçmedikçe cennete de giremezler. Suçluları böyle cezalandırırız.

7/6. Andolsun, kendilerine elçi gönderilenlere de soracağız, gönderilenlere de soracağız. 7. Andolsun, onlara bir bilgiye dayanarak anlatacağız. Biz onlardan uzak değildik. 8. O güıi doğru tartılır. Kimlerin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa ermişlerdir. 9. Kimlerin tartıları hafif gelirse, âyetlerimize karşı yaptıkları haksızlıklardan dolayı kendilerini kayıp vermişlerdir.

36/65. İşte o gün ağızlarını mühürleriz de, Bizimle elleri konuşur, ayakları da yaptıklarına tanıklık eder. 66. Dilesek onların gözlerini kör ederdik de, yol bulmaya çalışırlardı. (O zaman) nasıl görürlerdi? Ş7. Dilesek, onları oldukları yerde dondururduk da, ne ileri gidebilirler, ne de geri dönebilirlerdi.

25/22. Melekleri gördükleri gün, işte o gün, suçlulara iyi haber yoktur. Melekler: “İyi haber size yasaktır yasak!” derler. 23. Yaptıkları her işi ele alır, onu toz duman ederiz.

25/26. O gün gerçek hükümdarlık Rahmân’ındır. (O gün) inkârcılar için yaman bir gündür. 27-29. O gün zâlim kimse ellerini ısırıp: “Keşke ben Peygamber’le beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelenler; keşke falancayı dost edinmeseydim. Andolsun ki, beni, bana gelen Kur’an’dan o saptırdı. Zaten Şeytan insanı (ihtiyaç anında) hep yalnız bırakır” der. 30. Elçi: “Ey Rabbim! Kavmim bu Kur’an’ı terketti” der.

20/111. Yüzler, diri ve her an yaratıklarını gözeten Allah’a boyun eğmiştir. Yükü zülüm olan kaybetmiştir. 112. İnanmış olarak, yararlı işler işleyen ise, ne haksızlıktan ne de hakkının yenmesinden korkar.

56/8. (Amel defterleri) sağdan verilenler; kimdir o (defterleri) sağdan verilenler? 9. (Amel defterleri) soldan verilenler; kimdir o (defterleri) soldan verilenler?

28/62. (Allah) o gün onlara seslenerek: “Benim ortağım olduklarını iddia ettikleriniz neredeler?” der. 63. Haklarında verilen söz gerçekleşenler: “Rabbimiz! Şu azdırdıklarımız var ya; kendimiz azdığımız gibi onları da biz azdırdık. Onlardan uzaklaşıp sana geldik, zaten onlar bize tapmıyorlardı” derler. 64. “Ortak koştuklarınızı çağırın” denir, onlar da çağırırlar, ama (çağırdıkları şeyler) kendilerine cevap vermezler ve azabı görürler. Keşke doğru yolda olsalardı. 65. O gün Allah onlara seslenir: “Elçilere ne ce^ap verdiniz?” der. 66. O gün verilecek cevapları kalmaz; birbirlerine de soramazlar.

28/74. O gün Allah onlara seslenir: “Benim ortağım olduklarını iddia ettikleriniz nerede?” der. 75. Her ümmetten bir şâhit çıkarır ve: “Kesin delilinizi ortaya koyun” deriz. O zaman, gerçeğin Allah’a ait olduğunu, uydurduklarının kendilerini bırakıp kaçtığını anlarlar.

17/13. Her insanın boynuna işlediğini astık. Kıyamet günü önüne, açılmış bulacağı bir kitap çıkaracağız. 14. “Kitabını oku; bugün hesabını görmek için kendin yetersin”. 15. Kim doğru yola gelirse ancak kendisi için yola gelmiş olur; kim de saparsa, ancak kendi zararına sapmış olur. Kimse kimsenin yükünü taşımaz. Biz bir elçi göndermedikçe (kimseye) azap etmeyiz.

17/71. Bütün insanları kayıt kütükleriyle çağıracağımız gün, amel defteri kendisine sağından verilenler, işte onlar amel defterlerini okurlar ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar.

10/26. İyi davrananlara en güzeli ve bir fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karalık, ne de bir horluk bürür. İşte onlar cennetliklerdir. Orada temelli ka-lacaklardır. 27. Kötülük kazananlara gelince, kötülüğün karşılığı bir benzeridir; onların yüzlerini zillet bürür. Onları Allah’tan koruyacak kimse de yoktur. Sanki yüzleri karanlık bir gece parçası ile örtülmüştür. İşte bunlar cehennemliklerdir. temelli kalacaklardır. 28-29. Onların hepsini topladığımız gün, ortak koşanlara: “Siz ve koştuğunuz ortaklarınız yerlerinize!” der ve onların arasını ayırırız. Ortak koştukları derler ki: ’Siz bize tapmıyordunuz. Allah sizinle bizim aramızda tanık olarak yeter. Doğrusu, bizim sizin tapmanızdan haberimiz yoktu”. 30. işte orada herkes, daha önce yaptıkları ile karşılaşır. Onlar gerçek sahipleri Allah’a götürülürler ve uydurup durdukları putlar ortadan kaybolur.

10/4. Hepinizin dönüşü O’nadır. Bu, Allah’ın verdiği gerçek sözdür. O, önce yaratmaya başlar; sonra, inanıp yararlı iş yapanları adaletle ödüllendirmek için onu tekrarlar. İnkârcılara, inkâr etmelerinden ötürü kızgın bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.

11/111. Rabbin onların hepsine işlerinin karşılığını tam ödeyecektir; O onların yaptıklarından haberdardır.

6/130. “Ey cin ve insan topluluğu! Size ayetlerimi anlatan ve bugünle karşılaşacağınızı bildiren, kendi içinizden elçiler gelmedi mi?” dendiğinde: “Kendi aleyhimize tanığız” derler. Dünya hayatı onları aldattı da, inkârcı olduklarına dair kendi aleyhlerine tanıklık ettiler.

6/132. Herbirinin derecesi yaptıklarına göredir. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.

6/160. Kim bir iyilik getirirse, ona on katı verilir. Kötülük getiren ise, ancak benzeriyle ceza görür. Onlara haksızlık yapılmaz.

6/164. De ki: “Allah herşeyin Rabbi iken, O’ndan başka bir Rab’mı arayayım?” Herkesin kazandığı sadece kendisinindir. Hiç bir günahkar başkasının günah yükünü yüklenmez. Sonra dönüşünüz Rabbinizedir. O, ayrılığa düştüğünüz şeyleri size bildirecektir.

6/22. Onların hepsini topladığımız gün, ortak koşanlara: “İddia ettiğiniz ortaklarınız nerede?” deriz. 23. Sonra: “Rabbimiz Allah’a andolsun, biz ortak koşan değildik” demekten başka çareleri kalmaz. 24. Kendilerine karşı nasıl yalan söylediklerine bir bak. Uydurup durdukları şeyler de ortadan kayboldu. 25. İçlerinde seni dinleyenler vardır. Ama Kur’an’ı anlarlar diye kalplerine örtüler ve kulaklarına ağırlık koyduk. Onlar her belgeyi görseler, yine de ona inanmazlar. Sana geldiklerinde seninle tartışırlar. İnkâr edenler ise: “Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir” derler. 26. Onlar Kur’an’dan menederler ve kendileri de ondan uzaklaşırlar. Onlar yalnızca kendilerini heder etmektedirler, ama bunun farkında değiller. 27. Onlar ateşin önünde durdurulduklarında: “Keşke geri çevrilsek de, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak” dediklerini bir görsen! 28. Hayır; daha önce gizlemekte oldukları şeyler kendilerine belli oldu. Eğer geri döndürülecek olsalardı, yine kendilerine yasak edilen şeye dönerlerdi. Doğrusu onlar yalancıdırlar. 29. “Hayatımız ancak bu dünyadakinden ibarettir. Biz diriltilecek değiliz” dediler. 30. Onları, Rablerinin huzurunda durdurulmuş iken bir görsen! Allah onlara: “Bu gerçek değil mi?” der. Onlar: “Rabbimize andolsun ki öyle” derler. Allah: “Öyleyse, inkâr etmenizden ötürü azabı tadın” der. 31. Allah’a kavuşmayı yalanlayanlar, kaybetmişlerdir. Ansızın, kıyamet onlara gelip Çattığı zaman, ağırlıklarını sırtlarına yüklenerek: “Dünyada yaptığımız eksikliklerden dolayı, yazıklar olsun bize” derler. Dikkat! Yüklendikleri ağırlık ne kadar kötüdür.

6/94. Bize, size verdiklerimizi ardınıza bırakarak ve sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker geleceksiniz. Size (Allah’la birlikte) ortak olduğunu öne sürdüğünüz aracılarınızı sizinle beraber görmüyoruz. Aranızdaki bağlar kopmuş ve (Allah’ın ortağı olduklarını) iddia ettikleriniz sizden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

37/20. (Müşrikler:) “Vay bize! İşte bu ceza günüdür” derler. 21. (Onlara:) “İşte bu yalanladığınız hüküm günüdür” (denir). 22-24. (Meleklere emredilir:) “Haksızlık edenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da taptıklarını derleyin. Onları cehennem yoluna koyun. Onları tutuklayın, çünkü onlar sorguya çekileceklerdir”. 25. (Onlara sorulur:) “Size ne oldu ki, birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?” 26. Hayır; bugün onların hepsi teslim olmuşlardır. 27. Birbirlerine dönüp sorarlar. 28. “Siz bize sağdan gelirdiniz” derler. 29-32. Onlar da şöyle derler: “Hayır; siz zaten inanmış kimseler değildiniz. Bizim sizin üstünüzde bir otoritemiz yoktu; ama siz kendiniz azgın bir millettiniz. Bu sebeple, Rabbimizin sözü aleyhimizde gerçekleşti; (azabı) tadacağız. Biz sizi azdırmış olduk, çünkü biz kendimiz azgındık” 33. O gün hepsi azaba ortaktırlar. 34. İşte Biz suçlulara böyle yaparız.

31/16. Lokmân: “Ey oğulcuğum! İşlediğin şey, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde de bulunsa, Allah onu senin karşına getirir. Doğrusu, Allah herşeyin özüne nüfuz eder, haber alır.”.

31/33. Ey insanlar! Rabbinize karşı saygılı olun. Babanın oğlu, oğulun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden korkun. Allah’ın verdiği söz şüphesiz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Aldatıcı (Şeytan) sizi Allah hakkında aldatmasın.

34/26. De ki: “Rabbimiz hepimizi toplayacak, sonra aramızda adaletle hükmedecek. O (adaletle) hükmeden ve bilendir.

39/24. Kıyamet günü kötü azabdan yüzünü (kendisini) korumaya çalışan kimse, (güven içinde olan gibi) midir? Haksızlık edenlere: “Kazandıklarınızın karşılığını tadın” denir.

39/46. De ki: “Ey göklerin ve yerin Yaratan’ı, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah’ım! Kullarının ayrılığa düştükleri şeyler hakkında, aralarında Sen hükmedeceksin”. 47. Yeryüzünde olanların hepsi ve bir o kadarı daha haksızlık edenlerin olmuş olsaydı, kıyamet günündeki kötü azabtan kurtulmak için onu fidye verirlerdi. (Çünkü) Allah katından onlara, hiç hesaplamadıkları şeyler belirivermiştir. 48. Onlara, yaptıkları işlerin kötü olanları belirmiştir; alaya aldıkları şeyler de kendilerini çepeçevre sarmıştır.

39/69. Yeryüzü Rabbinin ışığıyla aydınlanmış, kitap ortaya konmuş, peygamberler ve tanıklar getirilmiş ve onlara haksızlık yapılmadan, aralarında adâletle hüküm verilmiştir. 70. Herkese işlediği ödenmiştir. O (Allah) onların yaptıklarını en iyi bilendir.

40/10. İnkar edenlere: “Allah’ın öfkesi, sizin birbirinize olan öfkenizden daha büyüktür; zira inanmaya çağırıldığınızda inkâr ederdiniz” diye seslenilir. 11. Onlar: “Rabbimiz! Bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de suçlarımızı itiraf ettik; bir daha çıkmaya yol var mıdır?” derler. 12. Onlara: “Yalnız Allah’a çağrıldığı zaman inkâr ederdiniz de, O’na eş koşulunca inanırdınız. Bugün hüküm yüce ve ulu Allah’ındır” denir.

40/16. O gün onlar meydana çıkarlar; onların hiç bir şeyi Allah’a gizli kalmaz. “Bugün Hükümranlık kimindir?’’ (denir) “Yegane güç sahibi tek Allah’ındır” (derler). 17. Bugün herkese, kazandığının karşılığı verilir. Bugün haksızlık yoktur. Allah hesabı çabuk görür.

40/40. “Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim inanarak yararlı iş işlerse, işte onlar hesapsız şekilde rızıklandırılacakları cennete girerler”.

40/52. O gün haksızlık edenlere özür beyan etmeleri yarar sağlamaz; onlara lanet ve yurdun kötüsü vardır.

41/20. Sonunda oraya varınca, kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onlar aleyhine tanıklık ederler. 21. Derilerine; “Niçin aleyhimize tanıklık ettiniz?” derler. “Herşeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu. Sizi önce yaratan O’dur ve O’na döndürülüyorsunuz” derler. 22. Siz, gözleriniz, kulaklarınız ve derilerinizin aleyhinize tanıklık edeceğinden çekinmiyordunuz. Ama siz, yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz. 23. İşte, Rabbiniz hakkındaki bu zannınız sizi mahvetti de, kayba uğrayanlardan oldunuz.

41/47. Kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisi O’na aittir. O’nun bilgisi dışında hiç bir ürün kabuğundan çıkmaz, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz. Onlara: “Bana ortak koştuklarınız nerede?” diye seslendiği gün: “Sana, (buna dair) bizden hiç bir şahid olmadığını arzederiz” derler. 48. Önceden yalvarıp durdukları şeyler onlardan uzaklaşmıştır. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadığını anlamışlardır.

42/23. Allah inanan ve yararlı işler işleyen kullarını bununla (cennetle) müjdeler. (Ey Muhammedi) De ki: “Buna karşılık sizden, akrabayı sevmekten başka bir ücret istemiyorum”. Kim güzel bir iş işlerse onun güzelliğini artırırız. Allah çok bağışlayan ve iyilikleri görendir.

44/40. Hüküm günü, hepsinin geleceği bir gündür. 41. O gün, dostun dosta faydası olmaz; onlar bir yardım da görmezler.

45/28. Her ümmeti diz üstü çökmüş olarak görürsün. Her ümmet kitabına çağırılır. Onlara denir ki: “Bugün size işlediğinizin karşılığı verilecektir”. 29. “İşte kitabımız; sizin aleyhinize konuşuyor. Biz yaptıklarınızı (oraya) kaydediyorduk“.

45/31-32. İnkar edenlere (denir ki): “Ayetlerim size okunmuş, siz de büyüklenip suçlu bir millet olmuştunuz, değil mi? «Allah’ın verdiği söz gerçektir, kıyamet saatinden şüphe yoktur» dendiği zaman: «Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, yalnız tahminde bulunuyoruz, buna dair kesin bir bilgi elde etmiş değiliz» derdiniz”. 33. Yaptıkları işlerin kötü olanları kendilerine belli olmuş ve alaya aldıkları şeyler onları çepeçevre sarmıştır. 34-35. (Onlara) denir ki: “Sizin bugüne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi, Biz de sizi unuttuk; varacağınız yer ateştir, yardımcılarınız da yoktur. Bu Allah’ın ayetlerini alaya almanızdan ve dünya hayatının sizi aldatmış olmasından ötürüdür”. O gün, ne oradan çıkarılırlar, ne de özürleri dinlenir.

46/19. İşlediklerinden ötürü herkesin bir derecesi vardır. Herkese, haksızlığa uğratılmaksızın, işlediklerinin karşılığı ödenir.

18/103-104. (Ey Muhammed!) “Size, amelce en çok kayıpta bulunanları; dünya hayatındaki çabaları boşa giden, ama kendileri güzel iş yaptıklarını sananları bildireyim mi?” de. 105. Bunlar, Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkar edenlerdir. Bu yüzden işleri boşa gitmiştir. Kıyamet günü Biz onlara değer vermeyeceğiz. 106. işte onların cezası, peygamberlerimi ve ayetlerimi alaya almalarına ve inkarlarına karşılık cehennemdir.

18/30. İnanan ve yararlı işler yapanlara gelince; doğrusu Biz iyi iş işleyenin ödülünü zayi etmeyeceğiz.

18/47. Dağları yürüteceğimiz ve senin yeryüzünü dümdüz göreceğin gün, hiç birini bırakmaksızın insanların hepsini bir araya getiririz. 48. İnsanlar dizi dizi Rablerine sunulurlar. “Sizi ilk defa yaratmış olduğumuz gibi Bize geldiniz. Fakat, size bir buluşma sözü vermediğimizi sanmıştınız, değil mi?” 49. Amel defteri ortaya konunca, suçluların onda bulunanlardan ürktüklerini ve: “Vay hâlimize! Ne oluyor bu deftere ki, küçük-büyük hiç bir şey bırakmadan hepsini sayıyor?” dediklerini görürsün. Yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin kimseye haksızlık yapmaz.

18/52. O gün Allah: “Benim ortağım olduğunu öne sürdüklerinize seslenin!” der; onları çağırırlar, fakat hiç biri çağrılarına cevap vermez, aralarına bir uçurum koruz.

16/111- Herkesin kendisi için uğraş vermeye geldiği gün, herkese yaptığı -hiç bir haksızlığa uğratılmaksızın- ödenir.

16/25. Kıyamet günü kendi yüklerinin tamamını, bilmeden saptırdıkları kimselerin yüklerinin de bir kısmını çekerler. Dikkat! Çektikleri yük ne kadar kötül

16/27. Sonra kıyamet günü (Allah) onları rezil eder ve: “Uğruna çatıştığınız ortaklarım nerede?” der. Kendilerine ilim verilenler şöyle derler: “Doğrusu, bugün rezillik ve iğrençlik inkarcılaradır”. 28. Kendilerine haksızlık ederken meleklerin canlarını aldığı bu kimseler: “Biz hiç bir kötülük yapmıyorduk” diyerek teslim o-Iurlar. Hayır; yapmakta olduklarınızı Allah biliyor. 29. İçinde temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyük-lenenlerin durağı ne kadar kötüdür!

16/85. Haksızlık edenler azabı gördüklerinde, ne azapları hafifletilir, ne de onlara bir süre verilir. 86. Allah’a ortak koşanlar, ortaklarını gördükleri zaman, “Rabbimiz! Senden başka yalvardığımız ortaklarımız işte bunlardır” derler. Koştukları ortaklar onlara: “Doğrusu, siz tam yalancısınız” diye söz atarlar. 87. O gün, ortak koşanlar Allah’a teslim olurlar ve uydurup durdukları ortaklar ortalıktan kaybolurlar.

16/89. (Ey Muhammedi) Her milletin içinden, kendisine tanıklık edecek birini gönderdiğimiz gün, seni de bunlara tanık getireceğiz. Çünkü sana, her şeyi açıklayıcı, Müslümanlar’a rehber, rahmet ve. müjde olarak Kur’an’ı indirdik. “Allah bizi doğru yola koysaydı, biz de sizi doğru yola iletirdik. Artık sızlansak da, dayansak da birdir, çünkü kaçacak bir yerimiz yoktur” derler. 22. İş bittikten sonra, Şeytan der ki: “Allah size gerçek sözü vermişti. Ben de size söz verdim, ama caydım. Aslında sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım; siz de geldiniz. O hâlde beni yermeyin, kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaramam siz de beni kurtaramazsınız. Daha önce de beni (Allah’a) ortak koşmanızı inkâr etmiştim. Doğrusu, haksızlık yapanlara can yakıcı azap vardır”.

14/44. (Ey Muhammed!) insanları kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. (O gün) haksızlık edenler: “Rabbimiz! Bizi, yakın bir süreye kadar ertele de, çağrına gelelim ve elçilere uyalım” diyecekler. Siz daha önce, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz? 45. Üstelik, kendilerine yazık edenlerin yerlerinde oturmuştunuz. Onlara nasıl davrandığımız da sizce biliniyordu ve size örnekler de vermiştik. 46. Onlar tuzaklarını kurmuşlardı, oysa tuzakları, dağların yerlerinden oynamasını sağlayacak olsa bile, onların hepsi Allah’ın elindeydi. 47. Allah’ın elçilerine verdiği sözden cayacağını şakırı sanma. Allah üstündür, öc alandır. 48-49. Yerin başka bir yerle ve göklerin (başka göklerle) değiştirildiği ve herşeye üstün gelen tek Allah’ın huzuruna çıktıkları gün, o gün suçluların zincirlerle birbirlerine bağlanmış olduğunu görürsün. 50. Giysileri katrandandır ve yüzlerini ateş kaplamaktadır. 51. Allah herkese elde ettiğinin karşılığını verecektir. Allah’ın hesap görmesi çabuktur.

21/23. O yaptıklarından sorguya çekilmez, onlar ise sorguya çekileceklerdir.

21/47. Kıyamet günü doğru teraziler kuracağız; hiç kimse hiç bir haksızlığa uğratılmayacak. Hardal tânesi kadar olsa bile, (yapılanı) ortaya koyarız. Hesab görücü olarak Biz yeteriz.

23/101. Sûr’a üflendiğinde, o gün (artık) aralarında soy bağı yoktur ve birbirlerine bir şey de soramazlar. 102. Tartıları ağır gelenler, işte onlar başarıya ulaşanlardır. 103. Tartıları hafif gelenler, işte onlar, kendilerine yazık edenlerdir, (onlar) cehennemde kalıcıdırlar. 104. Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır. 105. Allah: “Ayetlerim size okunurken onları yalanlıyordunuz değil mi?” der. 106-107. Onlar: “Rabbimiz! Bizi kötü bahtımız yenmişti; sapık bir toplum i-dik. Rabbimiz! Bizi buradan çıkar, (tekrar) günaha dönersek, o zaman haksızlık etmiş oluruz” derler. 108-111. Allah: “Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: ‘Rabbimiz! inandık; artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin’ diyorlardı; siz ise onları alaya alıyordunuz; sonunda onlar(la uğraşmanız) size Beni anmayı unutturdu. Siz onlara gülüyordunuz. Ben, sabretmelerine karşılık bugün onları ödüllendirdim; onlar kazandılar” der. 112. (Allah onlara): “Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?” der. 113. “Bir gün veya daha az bir süre kaldık, sayanlara sor” derler. 114-115. (Allah cehennemliklere): “Pek az kaldınız; keşke (bunu) bilseydiniz. Yoksa sizi boşuna yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi sanıyordunuz?” der.

23/62. Biz herkesi ancak gücü oranında yükümlü tutarız. Katımızda gerçeği söyleyen bir kitab vardır; onlar haksızlığa uğratılmazlar. 63. Ama, (inkârcıların) kalpleri bundan habersizdir. Bundan başka onların yapageldikleri işleri de vardır. 64. Sonunda varlıklılarını azabla yakaladığımız zaman feryad ederler. 65-67. “Bugün feryad etmeyin; katımızdan bir yardım görmezsiniz. Size ayetlerim okunuyordu da, siz büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz.

32/12. Suçluları Rablerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: “Rabbimiz! Gördük ve işittik; artık bizi dünyaya geri çevir de iyi iş işleyelim; artık gerçeği biliyoruz” (derlerken) bir görsen!

69/18. O gün siz huzura alınırsınız, hiç bir sırrınız gizli kalmaz. 19-20. Kitabı sağından verilen kimse: “Alın kitabımı okuyun; ben zaten hesabımla karşılaşacağımı umuyordum” der.

78/37. O, göklerin, yerlerin ve ikisi arasında olanların Rabbi Rahman’dır. 38. Cebrail ve meleklerin dizi dizi durdukları gün, Rahman’ın izni olmadan kimse konuşamayacaktır. Konuştuğu zaman da, doğruyu söyleyecektir. 39. İşte gerçek gün budur. Dileyen, Rabbine götürecek bir yol benimser. 40. Sizi, yakın gelecekteki bir azabla uyardık; o gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve inkarcı: “Keşke toprak olaydım” der.

82/1. Gök yarıldığı zaman, 2. Yıldızlar dağıldığı zaman. 3. Denizler kaynaştığı zaman. 4. Kabirlerin içi dışına çıktığı zaman. 5. Önceden ne yaptığını ve neyi erteleyip sonraya bıraktığını bilecek.

82/17. Hesaplaşma gününün ne olduğunu sen nereden bilirsin? 18. Hem sen hesaplaşma gününün ne olduğunu nereden bileceksin? 19. O gün, kimsenin kimseye hiç bir yarar sağlayamayacağı bir gündür. O gün buyruk, yalnız Allah’ındır.

84/7-9. Amel defteri kendisine sağından verilen kimse, kolay bir hesaba çekilecek ve adamlarına sevinçle dönecektir. 10-12. Ama amel defteri kendisine arkasından verilen kimse âhuvâh edecek ve çılgın alevli cehennemde yenecektir. 13. Çünkü o kendi adamlarının arasında iken zevk içindeydi. 14. O, bir daha dirilip dönmeyeceğini sanıyordu. 15. Yoo! Rabbi onu görmekteydi.

29/12. İnkâr edenler inananlara: “Bizim yolumuza uyun da, sizin günahlarınızı biz çekelim” derler. Oysa onların günahlarından hiç birini yüklenecek değillerdir. Doğrusu, onlar yalancıdırlar. 13. Onlar, kendi yüklerini, kendi yüklerinin yanında daha nice yükleri yüklenecekler ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü sorguya çekileceklerdir.

83/6. O gün, insanlar âlemlerin Rabbi-nin huzurunda dururlar. 7. Yo! Allah’ın buyruğundan dışarı çıkanlar, muhakkak Siccîn’de yazılıdır. 8. Siccin’in ne olduğunu sen nereden bilirsin? 9. O, yazılmış bir kitabdır. 10. O gün, yalanlayanların vay hâline! 11. Onlar hesaplaşma gününü yalanlamaktadırlar. 12. Oysa onu, saldırgan günahkarlardan başka kimse yalanlamaz.

2/110. Namazı kılın, zekatı verin! Kendiniz için sunacağınız her türlü iyiliği Allah katında bulacaksınız. Çünkü Allah yaptıklarınızı görmektedir.

2/166. Nitekim, kendilerine uyutanlar, uyanlardan uzaklaşacaklar ve azabı gördüklerinde aralarındaki bağlar kopacaktır. 167. Uymuş olanlar: “Keşke bize dünyaya bir dönüş olsaydı da, onların şimdi bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık” diyecekler. Allah, pişmanlık duymaları için, onlara işlerini böyle gösterecektir. Onlar ateşten de çıkamayacaklardır.

2/281. Allah’a döneceğiniz ve sonra haksızlığa uğramadan, herkese kazandığının verileceği günden korunun.

2/284. Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah’ındır. Içinizdekini açıklasanız da, gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker. O dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Allah’ın gücü herşeye yeter.

2/286. Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar sorumluluk yükler. Herkesin kazandığı iyi şeyler kendi yararına, yaptığı kötülükler de kendi zarârınadır. “Rabbimiz! Unutacak veya yanılacak olursak, bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme! Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği bir şey yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen bizim hâmîmizsin; inkârcılara karşı bize yardım eyle.”.

3/182. Bu, ellerinizle sunduğunuzun karşılığıdır. Yoksa Allah kullara kesinlikle haksızlık etmez.

3/185. Herkes ölümü tadacaktır ve kıyamet günü (hakettiğiniz) karşılıklar kesinlikle ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulursa, artık o kurtulmuştur. Bu (yaşadığınız) hayat ise, aldatıcı bir eğlenmeden başka bir şey değildir.

3/30. Yaptığı her türlü iyiliği ve işlediği her türlü kötülüğü hazır bulacağı gün, herkes kendisi ile o kötülüğün arasında uzun bir mesafe olmasını diler. Allah sizi kendisine karşı uyarıyor. Allah kullarına karşı şefkatlidir.

4/122. Allah’tan gerçek bir söz olarak, inananları ve yararlı işler yapanları altlarından ırmaklar akan ve ebedî kalacakları cennetlere koyacağız. Allah’tan daha doğru sözlü kimdir? 123. Bu iş ne sizin kuruntularınıza, ne de Kitaplılar’ın kuruntularına göredir. Kim kötülük ederse, onun cezasını görecektir. Kendisine Allah’tan başka yardımcı da bulamaz. 124. Erkek olsun, kadın olsun, kim inanarak yararlı iş işlerse, işte onlar cennete girerler ve çekirdek lifi kadar bile haksızlığa uğratılmazlar.

4/40. Allah zerre kadar haksızlık yapmaz. (Zerre kadar) bir iyilik olsa, onu kat kat artırır ve kendi katından da büyük bir ödül verir. 41. (Ey Muhammed!)Her ümmetten bir tanık getirdiğimiz ve seni de bunlara tanık getirdiğimiz zaman, durumları nice olur? 42. İnkar edip Peygamber’e baş kaldırmış olanlar, o gün yerle bir olmayı isterler; Allah’tan bir söz de gizleyemezler.

99/7. Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. 8. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.

47/1. (Allah) inkâr edenlerin ve Allah’ın yolundan alıkoyanların işlerini boşa çıkarır. 2. İnananların, yararlı iş işleyenlerin ve Muhammed’e Rablerinden bir gerçek olarak indirilene inananların ise kötülüklerini örter ve durumlarını düzeltir. 3. Bu, inkâr edenlerin bâtıla uymaları ve inananların Rablerinden gelen gerçeğe uymalarından ötürü böyledir. İşte Allah, insanlara kendi durumlarını böyle anlatır.

47/8. İnkâr edenler onmasınlar!230 Allah onların işlerini boşa çıkarır. 9. Bu, Allah’ın indirdiğini beğenmediklerinden ötürüdür. Bunun için Allah onların yaptıklarını hedef etmiştir.

13/18. Rablerinin çağrısına karşılık verenlere en güzel (ödül) vardır. O’nun çağrısına karşılık vermeyenlere gelince, yeryüzündeki herşey ve bir o kadarı daha onların olsa, kurtulmak için bunları feda ederlerdi. Onlara hesabın kötüsü vardır. Varacakları yer cehennemdir. O ne kötü döşektir!

55/31. Ey iki topluluk (insanlar ve cinler)! Size de vakit ayıracağız. 32. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız?

55/60. İyiliğin karşılığı ancak iyilik değil midir?

24/23-24. iffetli ve bir şeyden haberi olmayan mü’min kadınlara zina isnad edenler, dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Kendi dilleri, elleri ve ayaklarının, yapmış olduklarına tanıklık edeceği gün, onlar büyük azaba uğrayacaklardır. 25. O gün, Allah onlara gerçek cezalarını verecek ve Allah’ın apaçık gerçek olduğunu bilecekler.

22/10. (Bilgisizce Allah hakkında tartışan kimseye:) “Bunlar senin kendi elinle yaptıklarından ötürüdür” (denir). Allah kullarına haksızlık yapmaz.

22/17. Mü’minler, Yahudiler, Sabiiler, Hıristiyanlar, Mecusiler ve Müşrikler arasında kıyamet günü Allah kesin hüküm verecektir; Allah herşeye tanıktır.

22/56. İşte o gün hükümranlık Allah’ındır. Aralarında O hükmeder. İnanıp yararlı iş işleyenler nimet cennetlerindedirler.

58/6. Allah, onların hepsini dirilttiği gün, kendilerine işlediklerini haber verir. Onlar (yaptıklarını) unutmuşlardır ama Allah onları birbir saymıştır. Allah herşeye tanıktır.

5/109. Allah, elçilerini toplayacağı gün onlara: “Size ne cevap verildi?” der. Onlar: “Bizim bir bildiğimiz yoktur; Sen ise gaybı bilensin” derler.

5/116-118. Allah: “Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara: «Beni anamı tanrı edinin» dedin?” demişti de, İsa: “Hâşâ; hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yaraşmaz. Şayet (böyle bir şey) söylemiş olsaydım, Sen onu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ben Senin zatında olanı bilmem, çünkü gaybı ancak Sen bilirsin. Ben onlara ancak: «Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tapın» diye, bana emrettiğini söyledim. Aralarında bulunduğum sürece onlara gözcü idim. Beni öldürdüğün zaman, onları Sen gözlüyordun. Zaten Sen herşeye tanıksın. Eğer onlara azap e-dersen, onlar Senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Sen yücesin, bilgesin” demişti. 119. Allah: “Bugün, doğru olan kimselere doğruluklarının yarar sağladığı gündür. Onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan hoşnut olur, onlar da Allah’tan hoşnut olurlar. İşte başarı budur” dedi.

5/9. Allah, inananlara ve yararlı işler yapanlara bağışlama ve büyük ödül sözü vermiştir. 10. İnkâr edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar cehennemliklerdir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz