Haşr ile ilgili ayetler

Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Haşr ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Haşr ile ilgili ayetler.

96/8. Dönüş Rabbinedir.

68/42-43. O gün (işin dehşetinden) baldırlar açılır; secdeye çağırılırlar, ama buna güçleri yetmez; gözleri düşmüş, aşağılanmış bir hâldedirler. Oysa, onlar sapasağlamken de secdeye çağırılmışlardı.

81/7-14. Nefisler eşleştirildiği zaman; diri diri toprağa gömülen kız çocuğuna hangi suçtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman; amel defterleri açıldığı zaman; gök yerinden oynatıldığı zaman; cehennem alevlendirildiği zaman; cennet yaklaştırıldığı zaman, insan önceden ne hazırladığını görecektir.

100/9-11. O bilmez mi ki, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve gönüllerde olanların ortaya konulacağı zaman; Rableri o gün onların herşeyinden haberdardır.

80/33. Kulakları sağırlaştıracak gürültü kopup geldiği zaman. 34-36. O gün adam, kardeşinden, ana-babasından, karısından ve oğullarından kaçar. 37. O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır.

38-39. O gün birtakım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir. 40-41. O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür. 42. işte bunlar Allah’ın buyruğundan çıkan inkarcılardır.

85/1-3. Burçları bulunan göğe andolsun; söz verilen güne andolsun; tanık olana ve tanık olunana andolsun.

75/3. İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor? 4. Evet; Biz onun parmaklarını (yeniden) düzenlemeye kadiriz.

75/37. O, akıtılan bir damla değil miydi? 38. Sonra yapışkan bir nesne oldu, (Allah) onu yaratıp, ona şekil verdi. 39. Ondan iki cinsi, erkeği ve dişiyi yarattı. 40. O’nun ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

50/15. Biz ilk yaratışta yorgun mu düşmüşüz? Hayır, onlar yeniden yaratılmaktan şüphe etmektedirler.

50/2-3- İnkarcılar, aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da : Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir dönüştür” dediler. 4. Onlardan kimlerin ölüp toprağa karıştığını biliyoruz. Katımızda herşeyi (unutulmaktan) koruyan bir kitab vardır.

50/41. Bir çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver. 42. O gün çığlığı gerçekten duyarlar, işte o, (kabirden) çıkış günüdür. 43. Biz can verir, Biz öldürürüz; dönüş Bize’dir. 44. O gün, yer yarılıp çabucak onlardan ayrılır; bu Bize göre kolay bir toplamadır.

50/9-11. Gökten bereketli bir su indirdik, kullara rızık olmak üzere onunla bahçeler, biçilecek taneli ekinler, küme küme tomurcukları olan boylu hurma ağaçları yetiştirdik. O suyla ölü yeri dirilttik. İşte (yeniden) diriliş de böyledir.

54/6. (Ey Muhammed!) Öyleyse, çağırıcının, bilinmedik bir şeye çağırdığı gün onlardan yüz çevir. 7-8. Gözleri düşmüş hâlde, yayılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar. İnkarcılar çağırıcıya boyunlarını uzatarak: “Bu zorlu bir gündür” derler.

7/29. De ki: “Rabbim bana adaleti emretti. Her secde edişte yüzünüzü (O’na) doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O’na yalvarın. Sizi ilk yarattığı gibi yine O’na döneceksiniz”.

7/57. O, rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderir. Rüzgarlar yüklü bulutları taşıdığında, Biz onu ölü bir yere gönderir, onunla su indirir ve onunla her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle diriltip çıkaracağız. Belki düşünüp, öğüt alırsınız.

36/32. Hepsi huzurumuza getirileceklerdir.

36/51. Sur’a üflenince, kabirlerinden Rablerine koşarak çıkarlar. 52. “Vay hâlimize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı?” derler. Onlara: “İşte Rahmân olan Allah’ın verdiği söz budur, elçiler doğru söylemişlerdi” denir. 53. Tek bir çığlık kopar; hepsi hemen huzurumuza getirilmiş olur. 54. Bugün artık hiç kimseye bir haksızlıkta bulunulmaz. Yalnızca işlediklerinizin karşılığını görürsünüz.

36/77-78. İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, hemen a-paçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutarak: “Çürümüş kemikleri kim yaratacak?” der ve bize misal vermeye kalkar. 79. (Ey Muhammed!) De ki: “Onları, ilk defa yaratan diriltecektir. O, her türlü yaratmayı bilendir”. 80. “Yaş ağaçtan size ateş çıkarandır. Ondan ateş yakarsınız”. 81. “Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette yetirir, çünkü O yaratıcı olandır ve bilendir. 82. Bir şeyi dilediği zaman O’nun buyruğu sadece, o şeye “Ol!” demektir; o hemen oluverir. 83. Her şeyin hükümranlığı elinde olan ve sizin de kendisine döndürüleceğiniz Allah Yüce’dir.

19/37. Fırkalar, kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler. O büyük günü görecek kafirlerin vay hâline! 38. Bize geldikleri gün ne güzel görüp ne güzel işitecekler! Ama o zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler. 39. (Ey Muhammed!) Onları, onlar hâla gaflet içinde ve inanmaz bir hâldeyken işin bitmiş olacağı o pişmanlık günü ile uyar! 40. Şüphesiz, bütün yeryüzüne ve üzerinde bulunanlara Biz varis olacağız; onlar Bize dönecekler.

19/66. İnsan: “Ben öldüğüm zaman diriltilecek miyim?” der. 67. İnsan, kendisini önceden bir şey değilken yaratmış olduğumuzu hatırlamaz mı? 68. Rabbine and olsun ki, Biz onları şeytanlarla beraber, kesinkes toplayacağız. Sonra cehennemin çevresinde onları çömelmiş olarak hazır bulunduracağız. 69. Sonra her toplumdan Rahmân’a en çok kimin başkaldırdığını ayırıp ortaya koyacağız 70. Sonra, ona (cehenneme) en lâyık olanları en iyi Biz biliriz. 71. Sizden cehenneme uğramayacak hiç kimse yoktur.209 Bu, Rabbinin üzerine aldığı kesinleşmiş bir hükümdür. 72. Sonra Biz, Allah’a karşı saygılı olanları kurtaracak, zâlimleri de orada çömelmiş olarak bırakacağız.

19/85. (Allah’a karşı) saygılı olanları, Rahmân’ın huzurunda O’na gelmiş konuklar olarak topladığımız gün. 86. Suçluları suya götürür gibi cehenneme süreceğiz.

19/94. Andolsun, Allah onları numaralamış ve teker teker saymıştır. 95. Kıyamet günü hepsi O’na teker teker gelecektir.

20/102. Sur’a üflendiği gün, işte o gün, suçluları gözleri göğermiş olarak toplarız. 103. Aralarında saklı saklı: “(Dünyada) sadece on gün eğleştiniz” diye konuşurlar. 104. Söylediklerini Biz daha iyi biliriz. (O gün) onların yolca en düzgünleri: “Sadece bir gün eğleştiniz” der.

20/124. Kim Beni anmaktan yüz çevirirse, onun için darlık vardır ve kıyamet günü onu kör olarak haşrederiz. 125. O zaman: “Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa, ben gören bir kimseydim” der. 126. Allah: “Böyledir, ayetlerimiz sana gelmişti de sen onları unutmuştun, bugün de sen öyle unutulmuş bulunuyorsun” der. 127. İşte haddi aşanları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandıracağız. Hem, ahiretin azabı (bu dünya azabından) daha şiddetli ve daha kalıcıdır.

27/87. Sur’a üfürüldüğü gün, Alah’ın diledikleri bir yana, göklerde olanlar da, yerde olanlar da, korku içinde kalırlar. Hepsi Allah’a boyunları bükülmüş olarak gelirler.

17/49. Onlar: “Kemik ve ufalanmış toprak olmuşken, biz mi yeni bir yaratık olarak diriltileceğiz?” derler. 50-51. De ki: “İster taş, ister demir veya gönlünüzde büyüyen (daha sert) bir şey olun”. “Bizi kim geri getirecek?” diyeceklerdir. De ki: “Sizi ilk defa yaratan”. Sana başlarını sallayacak ve: “Peki, bu ne zaman (olacak)?” diyeceklerdir. De ki: “Yakında olabilir”. 52. Sizi çağırdığı gün, O’nu överek çağrısına gidersiniz ve az bir süre kaldığınızı sanırsınız.

10/4. Hepinizin dönüşü O’nadır. Bu, Allah’ın verdiği gerçek sözdür. O, önce yaratmaya başlar; sonra, inanıp yararlı iş yapanları adaletle ödüllendirmek için onu tekrarlar. İnkârcılara, inkâr etmelerinden ötürü kızgın bir içecek ve can yakıcı bir azap vardır.

10/45. Onları toplayacağı gün, (onlara) sanki (dünyada) sadece birbiriyle tanışacakları bir gündüz saati kalmışlar gibi gelir. Allah’ın karşısına çıkmayı yalanlayanlar, şüphesiz kaybetmişlerdir. Zaten doğru yolda değillerdi.

11/4. Dönüşünüz Allah’adır. O’nun gücü herşeye yeter.

41/7. Arşı su üzerinde iken, hanginizin daha güzel iş işleyeceğini denemek için, gökleri ve yeri yaratan O’dur. Ey Muhammed! Andolsun ki, “Siz ölümden sonra dirileceksiniz” desen, inkar edenler: “Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir’’ derler.

15/24. Andolsun, sizden önce geçenleri biliriz ve geri kalanları da biliriz. 25. Şüphe yok ki, Rabbin onları toplayacaktır. O bilgedir, bilendir.

37/15-17. “Bu apaçık bir büyüdür; biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı diriltileceğiz, önceki atalarımızda mı?” derler. 18. Ey Muhammed! De ki: “Evet; hem de horlanmış olarak”.

37/50. (Cennetlikler) Birbirlerine dönüp sorarlar. 51-53. içlerinden biri şöyle der: “Benim bir dostum vardı, bana: ‘Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?’ derdi”. 54. Yanındakilere: “Siz bakıp tanımak ister misiniz?” der. 55. Sonra bakar ve onu cehennemin ortasında görür. 56-59. Ona: “Vallahi, az kalsın beni de mahvedecektin. Eğer Rabbimin lütfü olmasaydı ben de oraya gönderilenlerden olurdum. Hani ilk ölümümüzden sonra bir daha ölmeyecektik; hani azap da görmeyecektik?” der. 60. İşte büyük kurtuluş budur. 61. Çalışacak olanlar bunun için çalışsınlar. 62. Konukluk olarak bu mu iyidir, yoksa zakkum ağacı mı?

31/28. Ey insanlar! Sizin yaratılmanız ve tekrar diriltilmeniz, tek bir kişinin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir. Şüphesiz, Allah işitendir, görendir.

34/31. İnkâr edenler: “Bu Kur’an’a da, ondan öncekilere de inanmayacağız” dediler. Sen bu zalimleri, Rablerinin huzurunda tutulduklarında, birbirine laf atıp İÜtfken bir görsen! Horlananlar büyüklenenlere: “Siz olmasaydınız biz inanmış olacaktık” derler. 32. Büyüklenenler horlananlara: “Size doğruluk rehberi geldikten sonra, ondan sizi biz mi alıkoyduk? Hayır, siz zaten suçlu kimselerdiniz” derler. 33. Hollananlar büyüklenenlere: “Hayır; gece gündüz hîle kuruyor ve bize Allah’ı inkâr etmemizi, O’na eşler koşmamızı emrediyordunuz” derler. Büyüklenenler ve hollananlar, azabı gördüklerinde, ettiklerine içleri yanar. İnkâr edenlerin boyunlarına demir halkalar vururuz. Yaptıklarından başka bir şeyin cezasını mı çekerler?

34/40. Allah, o gün onların hepsini toplar, sonra meleklere: “Bunlar mı size tapıyordu?” der. 41. Melekler: “Hâşâ; bizim dostumuz onlar değil, Şensin. Onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanmıştı” derler. 42. O gün birbirinize ne fayda, ne de zarar verebileceksiniz; haksızlık edenlere: “Artık yalanladığınız ateşin azabını tadın” diyeceğiz.

34/51-52. Onları korktukları zaman bir görsen; artık kurtuluş yoktur; yakın bir yerde yakalanmışlardır. O zaman: “Allah’a inandık” derler ama, uzak bir yerden (imana) nasıl ulaşabilsinler ki? 53. Oysa onu daha önce inkar etmişler, uzak bir yerden (dünyadan) gayba dil uzatmışlardı. 54. Kendileriyle, arzuladıkları şeyler arasına artık engel konmuştur; nitekim daha önce, kendilerine benzeyenlere de aynı şey yapılmıştı. Çünkü onlar kuşku veren bir şüphe içindeydiler.

39/30. (Ey Muhammed!) Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler. 31. Sonra siz, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda çekişeceksiniz.

42/47. Allah katından, geri çevirilmeyecek günün gelmesinden önce, Rabbinizin çağrısına gelin. O gün hiç birinize sığınacak yer bulunmaz; inkâr da edemezsiniz.

43/67. O gün, Allah’a karşı saygılı olanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar. 68. (Allah:) “Ey kullarım! Bugün size korku yoktur, siz üzülmeyeceksiniz” der.

45/26. De ki: “Allah sizi yaşatıyor, sonra öldürecek, sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacak. Ama insanların çoğu bilmezler.

46/33. Gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan Allah’ın, ölüleri diriltmeye de güç yetireceğimi görmezler mi? Evet; O’nun herşeye gücü yeter.

46/6. insanların bir araya toplandığı zaman, (putları) onlara düşman olurlar ve kendilerine tapınmalarını inkâr ederler.

51/1-6. Saçıp savuranlara, ağır yük taşıyanlara, kolayca akıp gidenlere ve işbölümü yapanlara andolsun ki, size vaadedilen şey doğrudur; ödeşme günü mutlaka gelecektir.

16/38. “Allah ölen kimseyi diriltmez” diye, bütün güçleriyle Allah’a yemin ettiler. Hayır, (bu) Allah’ın verdiği gerçek bir sözdür. Fakat insanların çoğu bilmezler. 39. (Bu,) hakkında ayrılığa düştükleri şeyin onlara anlatılması ve inkârcıların yalancı olduklarını öğrenmeleri içindir. 40.Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, ona sözümüz sadece “Ol!” dememizdir; o da hemen olur.

16/84. Her milletten bir tanık getireceğimiz gün, artık inkar edenlere ne (özür dilemeleri için) izin verilir, ne de (yaptıkları yanlışları) düzeltme fırsatı tanınır.

14/42. (Ey Muhammed!) Sakın Allah’ı bu zalimlerin işlediklerinden habersiz sanma. O onları, gözlerin (faltaşı gibi) açılacağı bir güne ertelemektedir. 43. (O gün) boyunlarını uzatmış, başlarını dikmişlerdir; bakışları kendilerine geri dönmez ve yürekleri boş bir hâldedir.

21/93. Ne var ki, kendi aralarında parçalandılar; hepsi de bize dönecektir.

23/114-115. (Allah cehennemliklere): “Pek az kaldınız; keşke (bunu) bilseydiniz. Yoksa sizi boşuna yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi sanıyordunuz?” der.

23/16. Şüphesiz kıyamet günü tekrar diriltileceksiniz.

23/79. Sizi yeryüzünde yayan O’dur ve Sizler O’na toplanacaksınız.

32/10. (Puta tapanlar:) ‘Toprağa karışıp yok olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız?” diyorlar; hayır, onlar (aslında) Rablerine kavuşmayı inkar ediyorlar. 11. (Ey Muhammed!) De ki: “Sizden sorumlu olan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz”.

67/24. De ki: “Sizi yeryüzünde yayan O’dur ve Sizler O’na toplanacaksınız”.

70/42. (Ey Muhammed!) Onları bırak; kendilerine söz verilen güne kavuşmalarına kadar dalıp oynasınlar. 43-44. Dikili taşlara seğirttikleri gibi, kabirlerden koşarak çıkacakları gün, gözleri düşmüş, aşağılanmış bir hâldedirler. işte bu, onlara söz verilmiş olan gündür.

79/10-11. “Biz delik deşik kemikler olduktan sonra gömüldüğümüz yerden geri mi döndürüleceğiz? derler. 12. Derler ki: “O taktirde bu zararına bir dönüştür”. 13. Doğrusu, o bir tek çığlıktır. 14. Hemen, uyanı verirler.
30/11. Allah, önce yaratır sonra onu tekrar eder, sonra O’na döndürülürsünüz.

30/19. O, ölüden diri çıkarır ve diriden ölü çıkarır, ölümünden sonra yeryüzünü O canlandırır. İşte siz de böyle diriltileceksiniz.

30/50. Allah’ın rahmetinin belirtilerine bir bak; yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor! Şüphesiz, O ölüleri de diriltir. O’nun herşeye gücü yeter.

30/55. Kıyamet koptuğu gün, suçlular yemin ederler. Böylece ayartılıp döndürülürler. 56. Kendilerine ilim verilenler: “And olsun ki, siz Allah ın kitabında yazılan yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür, fakat sizler anlamıyordunuz” derler. 57. O gün zalimlere ne özür beyan etmeleri fayda verir, ne de kendilerine (yaptıkları yanlışları) düzeltme fırsatı tanınır.

99/1-3. Yeryüzünün sarsıldıkça sarsıldığı; yeryüzünün ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: “Buna ne oluyor?” dediği zaman. 4-5. İşte o gün, Rabbinin kendisine seslenmesiyle kendi haberlerini anlatır. 6. O gün, insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük çıkarlar.

57/17. Bilin ki, ölümünden sonra yere Allah can vermektedir; aklınızı kullanırsınız diye, size belgeleri açıkladık.

13/5. Eğer şaşacaksan, onların: “Biz toprak olduğumuz zaman mı? Biz mi yeniden yaratılacağız?” demelerine şaşmak gerekir. Bunlar, Rablerini inkâr edenlerdir ve işte bunların boyunlarında demir halkalar vardır. Bunlar ateşliklerdir; orada temelli kalacaklardır.

76/27. Doğrusu, insanlar çabuk olanı severler de, ağır(lığı çekilmez) bir günü arkalarına atarlar. 28. Onları Biz yarattık ve mafsallarını pekiştirdik. Dilersek onları benzerleri ile değiştiriveririz.

22/66. Size can veren, sonra öldürecek, sonra yine diriltecek olan O’dur. İnsan gerçekten pek inkarcıdır.

22/7. Kıyamet vakti elbette gelecek -bunda bir şüphe yok- ve Allah kabirlerde olanları diriltecek.

64/7. İnkâr edenler, tekrar dirilmeyeceklerini ileri sürerler. (Ey Muhammedi) De ki: “Hayır; Rabbime andolsun ki, diriltileceksiniz ve sonra yaptıklarınız size bildirilecektir. Bu, Allah’a kolaydır”.

64/9. Sizi toplanma gününde topladığı zaman; işte o, kimin aldandığının ortaya çıkacağı gündür. Kim Allah’a inanmış ve yararlı iş işlemişse, Allah onun kötülüklerini örter; onu, içinde temelli kalacağı, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Büyük kurtuluş işte budur.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz