Cahiliye döneminde Araplar arasında iç savaşlar eksik olmazdı. Yalnız haram aylarda (Zilka’de, Zilhicce, Muharrem, Recep) savaşmak haram olduğu için savaşmazlardı. Ancak Kureyş kabilesi ile Havâzin kabilesi arasında olan kan davası yüzünden bu haram aylarda savaş başladı. Haram aylarda yapılan bu savaşa “Ficâr Savaşı” denildi. Tekrar belirtmek gerekirse Ficar savaşları, Câhiliye döneminde müşrik Araplar arasında haram aylar’dan birisinde yapılan savaşlardır. Bu savaşların birine Peygamberimiz (sav) amcaları ile birlikte katıldı. Çünkü Kureyş haklı idi. Efendimiz (sav), kimseye ok atmamış, kimsenin kanını dökmemiştir. Sadece okları toplayıp amcalarına vermiştir.
Arap tarihinde dört ficâr savaşı meydana gelmiştir. 1. Ficar savaşı, Gıfâr kabilesinden bir şahsın Ukâz Panayırı’nda ayaklarını uzatıp oturarak “Arapların en şereflisi benim!” demesine kızan bir şahsın, kılıcıyla onun ayaklarını kesmesi üzerine iki tarafın adamları arasında cereyan etmiştir.
2. Ficar savaşı, Kureyş’ten Benû Amir ile Kureyş’ten Benû Kinâne arasında meydana gelmiştir. Yine Ukâz Panâyırı’nda Benû Amir’den bir kadına Kinâneoğullarından bazı gençlerin sarkıntılık etmesi bu savaşa sebep olmuştur.
3. Ficar savaşı ise, Kinâneoğullarından bir şahsın, Âmiroğullarından birisine olan borcunu zamanında vermediği gibi oyalama cihetine gidip ödemeye yanaşmaması sebebiyle bu iki kabile arasında ortaya çıkmıştır.
4. Ficar savaşı ise, Kinâneoğullarının yanısıra Kureyş ile Hevâzin’in Kays-ı Aylân kabileleri arasında meydana gelmiştir. Hıre hükümdarının çıkardığı bir kervana kılavuzluk ve muhafızlık etme konusunda aralarında ihtilâf ve husûmet çıkan Kinâneoğullarına mensup bir şahsın Kays-ı Aylân’dan birisini öldürmesi bu savaşa sebep teşkil etmiştir. Kinâneoğullarının yanında Kureyş’in diğer sülâleleri de savaşa katılmış, bu arada Peygamber efendimiz de amcalarıyla birlikte bu savaşta bulunmuştur. Ancak genellikle kabul edildiğine göre o sırada yirmi yaşında olup savaşabilecek güçte olmasına rağmen sadece savaş alanının gerisine düşen okları toplayıp amcasına vermekle yetinmiştir. Sonunda bu savaş, iki tarafın ölülerinin sayılıp ölüsü fazla olan tarafa fazlalık miktarınca diyet verilmesi kararı ile sulha bağlanarak neticelendirilmiştir.