Bedevi kadının tulumundaki suyun bereketlenip çoğalması mucizesi

Ümran b. Husayn şöyle anlatıyor: Bir yolculukta Hz Peygamberle birlikteydim. Muhtemelen bu yolculuk, Hudeybiye dönüşü idi. Yorgunluktan konakladığımız yerde hepimiz uyuya kalmışız. Resûlullah dahil, hiçbirimiz sabah namazına kalkamadık.

İlk uyanan Hz Ömer, yüksek sesle namaz tekbiri almaya başlayınca, Peygamber Efendimiz de uyandı ve: “Kalkınız! Hemen yürüyoruz” emrini verdi. Bir saat yürüdükten sonra, “Burada durun! Namazımızı kılacağız” buyurdular. Güneş epeyce yükselmişti. Bilâl-i Habeşî’ye ezan okuttu ve ashâb-ı kirama topluca sabah namazını kıldırdı.

İçlerinden biri namaza durmamış, kenarda oturuyordu. Hz Peygamber ona: “Sen neden kılmadın?” diye sordu. Adam: “İhtilâm olmuştum, yâ Resûlallah! Yıkanacak su da bulamadım” diye cevap verdi. Resûl-i Ekrem: “O zaman temiz toprakla teyemmüm et” buyurdu. Adam, söylenenleri yaptı ve yolumuza devam ettik.

Öğlen olmuştu. Hiç kimsenin yanında içecek su kalmamıştı. Hz Peygamber, Hz Ali’nin yanına beni de katarak ıssız çölde su aramaya gönderdi. Telaşla sağa sola koştururken bir kadına rastladık. Devesine’ iki tulum su yüklemiş ve kendisi de binmişti. Bu suları nereden bulduğunu sorduk. Bir gün ve bir gecelik mesafeden getirdiğini söyledi.

“Kabilem kalabalık, benim de küçük çocuklarım var” dedi. Yani “suyumu almayın” demek istiyordu. Biz de: “o zaman gel, derdini Allah’ın peygamberine anlatırsın” dedik. Kadın: “Allah’ın peygamberi de kim oluyormuş?” dedi. “Yanına gidince görürsün” dedik.

Kadını Hz Peygamber’in huzuruna getirdik. Kadın hâlâ: “öksüzlerim var, bana dokunmayın” diyordu. Peygamber Efendimiz, mübarek elleriyle tulumların ağzını açtı ve bir kaba ordan su doldurduktan sonra ashâb-ı kirâma: “Gelsin, herkes su ihtiyacını alsın” dedi. Herkes bu kaptan su içti, yanlarındaki kaplarını doldurdu, develerini de suladılar ve sonra: “Bu hanıma yardım edin, yanınızda yiyecek varsa verin” buyurdu.

Sonra kadına dönerek: “Görüyorsun ki, biz senin suyundan bir şey eksiltmedik. Yüce Allah, kendi kudretiyle bizim suyumuzu, senin de rızkını verdi. Haydi şimdi selâmetle kabilene git” buyurdu. Kabilesine dönen kadın, olan bitenleri anlattı. Herkes şaşkınlık içinde dinledi. Kadın, Hz Peygamber’den bir büyücü olarak bahsediyordu. Dinleyenler sonunda gerçeği anladılar ve tüm kabile müslüman oldu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz