Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Başkalarına maddi yardımda bulunmak (İnfâk) ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Başkalarına maddi yardımda bulunmak ile ilgili ayetler.
92/5-7. (Elinde bulunandan) verenin, (Allah’a karşı) saygılı olanın ve en güzel sözü doğrulayana kolaylığı kolaylaştırırız.
107/1. (Ey Muhammed!) Dini yalanlayana ne dersin? 2-3. Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya özendirmeyen kimse işte odur. 4-7. Namazlarından habersiz olarak namaz kılanların vay hâline! Onlar gösteriş yapmaktadırlar. Onlar eğreti bir şeyin verilmesine bile engel olurlar.
17/26. Yakınlara, düşküne ve yolcuya hakkını ver, ama saçıp savurma.
17/28. Rabbinden umduğun bir rahmeti beklediğin için hak sahiplerinden yüz çevirecek olursan, (hiç değilse) onlara hoş söz söyle.
34/39. (Ey Muhammed!) De ki: “Rabbim kullarından dilediğinin rızkını genişletir ve dilediğine de bir ölçüye göre verir. (İyilik için) sarfettiğiniz herhangi bir şeyin yerine, O başkasını verir. O, rızık verenlerin en iyisidir.
51/19. Onlar (cennetlikler, dünyada iken) mallarında muhtaç ve yoksula bir hak ayırmışlardı.
14/31. (Ey Muhammed!) İnanan kullarıma söyle, namazı kılsınlar; alışveriş ve dostluğun olmayacağı günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açıkça ve gizlice versinler.
23/60-61. Vereceklerini, -Rablerine dönecekleri için- kalpleri ürpererek verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler ve o uğurda ileri geçerler.
2/195. Allah yolunda harcamada bulunun. Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyi davranın; Allah iyi davrananları sever.
2/215. (Ey Muhammed!) Ne vereceklerini sana sorarlar. De ki: “Maldan yapacağınız harcamalar ana-baba, en yakınlar,
öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlara olur. Allah yaptığınız her iyiliği bilir”.
2/219. Sana içkiden ve kumardan soruyorlar; de ki: “Her ikisinde hem büyük bir günah, hem de bazı faydalar vardır. Ama ikisinin de günahları faydalarından daha büyüktür”. Ve sana ne vereceklerini soruyorlar; de ki: “Artanı”. Dünya ve ahiret hakkında düşünün diye, Allah size ayetlerini böyle açıklıyor.
2/245. Kim Allah’a güzel bir ödünç verirse, (Allah) ona, onun karşılığını kat kat artırır. Allah hem darlaştırır, hem bollaştırır. Hepiniz O’na döneceksiniz.
2/254. Ey inananlar! Alışverişin, dostluğun ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan verin. inkâr edenler ancak haksızlık yapanlârdır.
2/267. Ey inananlar! Kazandıklarınızın temizlerinden ve size yerden yetiştirdiklerimizden verin. Vermek için, gözünüzü yummadan alamayacağınız pis şeyleri aramayın. Bilin ki, Allah muhtaç değildir ve övülendir. 268. Şeytan sizi fakirlikle tehdit eder ve size hayasızlığı emreder. Allah ise size kendi katından bağışlama ve bolluk vadeder. Allah’ın lütfü geniştir, herşeyi bilendir.
2/270. Yaptığınız her türlü harcamayı ve adadığınız her adağı Allah bilir. Haksızlık yapanların hiç bir yardımcıları yoldur. 271. Sadakaları açıktan verirseniz ne â-lâ! Eğer onları yoksullara gizli gizli verirseniz, sizin için daha iyi olur ve Allah günahlarınızı örter. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 272. (Ey Muhammed!) Onları doğru yola getirmek sana düşmez. Fakat, Allah dilediğini doğru yola getirir. İyilik olarak verdikleriniz kendinizedir. Aslında siz yalnızca Allah’ın rızasını elde etmek için verirsiniz, ama iyilik olarak her verdiğiniz, haksızlığa uğratılmaksızın size (geri) ödenecektir. 273. Sadakalarınızı, Allah yolunda kapanmış, yeryüzünde dolaşamayan ve utangaçlıklarından dolayı da bilmeyenlerin zengin sandıkları yoksullara verin. Onları yüzlerinden tanırsın, onlar yüzsüzlük ederek insanlardan bir şey istemezler, iyilik olarak yaptığınız her harcamayı Allah şüphesiz bilir. 274. Mallarını gecegündüz, gizlice ve açıkça verenlerin ödülleri Rablerinin katindadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülecek de değillerdir.
2/280. Eğer (borçlu) darda ise, eli genişleyinceye kadar bekleyin; (alacağınızı) sadaka olarak bırakmanız sizin için ne kadar iyidir, bir bilseniz.
3/134. Bunlar, bollukta ve darlıkta verirler, öfkelerini yutkunurlar, insanların kusurlarını affederler. Allah iyi davrananları sever.
3/92. Sevdiğiniz şeylerden vermedikçe asla iyiliğe erişemezsiniz. Ne verirseniz Allah onu bilir.
4/8. Miras bölüşümünde yakınlar, öksüzler ve düşkünler de orada bulunursa, mirastan onlara da bir şey verin ve onlara uygun söz söyleyin.
57/18. Sadaka veren erkeklere ve kadınlara, Allah’a güzel bir ödünç verenlere, kat kat karşılık verilir; ayrıca onlara cömertçe verilecek bir ödül vardır.
57/7. Allah’a ve Peygamberi’ne inanın; sizi varis kıldığı şeylerden verin; aranızdan inanan ve iyilik için veren kimselere büyük bir ödül vardır.
6/8. Onlar içleri çektiği hâlde, yiyeceği yoksula, öksüze ve esire yedirirler. 9-10. “Biz sizi ancak Allah rızası için doyuruyoruz, bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. Biz, çok asık suratların bulunacağı bir günde Rabbimizden korkarız” derler.
59/9. Onlardan önce oraya (Medine’ye) ve imana yerleşmiş olanlar, kendilerine göç edip gelenleri severler; onlara verilenlere içlerinde bir arzu duymazlar, kendileri zorluk içinde bulunsalar bile, onları kendilerinden önde tutarlar. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa ulaşanlardır.
24/22. içinizde lütuf ve servet sahibi o-lanlar, yakınlarına, düşkünlere ve Allah yolunda hicret edenlere vermemek üzere yemin etmesinler; affedip geçsinler. Allah’ın sizi bağışlamasına sevinmez misiniz? Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
63/10. Birinize ölüm gelip de: “Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar ertelesen de, sadaka versem ve iyilerden olsam” diyeceği zaman gelmezden önce, size verdiğim rızıklardan sarfedin.
64/17. Eğer Allah’a güzel bir ödünç verirseniz, onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah halîmdir, yapılan iyiliğin değerini bilir.