Atasözü; Atalarımızın uzun denemelere dayanan yargılarını, tecrübelerini, bilgece düşünce ya da öğüt olarak ifade eden ve kalıplaşmış biçimleri bulunan kamuca benimsenmiş özlü sözlerdir.
Atasözleri herhangi bir olay ve konu karşısında bazı ortak düşünceleri ifade için kullanılırlar. Bunlar bir toplumun ortaklaşa meydana getirdiği, anonim değerlerdir.
Türk folkloru içinde atasözlerinin büyük bir yeri vardır. Milletimiz atalar sözü yönünden zengin bir kaynağa sahiptir. Birbirinden güzel ve manalı onbinlerce atasözümüz vardır. Araştırmacılar konuyla ilgili çalışmalar yapmakta ve kıymetli eserler hazırlamaktadırlar. Bu sözlerin derlenip toparlanması ve yazıya geçirilmesi çok büyük bir dikkat ve incelik ister.
Atalar sözüne eskiden sav, Darb-ı Mesel, yahut kısaca mesel denilirdi. Sonraları bu ifade “Atasözü” şeklinde klişeleşti. İlk atalar sözü Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ı Lügatit Türk” isimli eserinden derlenip toparlanmıştır.
Her milletin kendine has atasözleri vardır. Bunlar kendi inanç kültür ve medeniyetleri ışığında şekillenmiş kısa ve özlü cümlelerdir. İfade ettiği mana genellikle söylenilen kelimelerin anlamlarında aranmaz. Bu sözler herhangi bir konu ile ilgili çok geniş bir düşünce ve fikir atmosferi doğuran ince, zarif ve nükteli sözlerdir. “Ağaç yaş iken eğilir” sözü aslında terbiye ve eğitimin çok küçük yaşlarda başlaması gerektiğini, huy ve alışkanlıkların insan hayatında henüz çocukken oluşmaya başladığını ifade eder.
Türk atasözleri üzerine bazı kaynak eserler Şinasi’nin “Du-rubi Emsal-i Osmaniye’si,” Ahmet Vefik Paşa’nın “Müntehabat-ı Durub-i Emsali,” Ahmet Mithat Efendi’nin “Türkî Durub-i Emsâr isimli eserleridir.