İmamı Şafi, Ehli Sünnet Mezhebi imamlarındandır. İmamı Şafi’nin asıl ismi Muhammed’dir. Şafi mezhebini kurmuştur. 767 yılında Suriye’nin Gazze şehrinde dünyaya gelmiş, 819 yılında Mısır’da vefat etmiştir.
İmam Şafii’nin şeceresi; Ebu Abdullah Muhammed bin. İdris bin Abbas bin Osman bin Şafii’ el Kureyş’i el-Haşim’i el-Mutallib’i dir.
Babasının ismi İdris’tir. İdris, oğlu henüz küçükken vefat etmiş, İmam-ı Şafi yetim kalmıştır. İmam-ı Şafi Kureyş kabilesinden, soyu Peygamberimizle birleşen büyük bir alimdir. Edebiyat, Fıkıh ve Hadis ilimlerinde son derece geniş bilgisi vardır. İmam-ı Malik’ten ders almıştır.
Bir ara Yemen’e gitmiş, Mekke ve Irak arasında dolaşmış, Hicri 199 tarihinde Mısır’a yerleşmiştir. Mezhebi daha çok burada dünyaya yayılmış ve milyonlarca insan O’nun mezhebini kabul etmiştir. Güney Arabistan, Doğu Afrika, Azerbeycan, Doğu Anadolu, Endenozya, Hindistan ve Horasan’da Şafi mezhebi yaygındır.
İslam aleminin büyüklerinden sayılan bu büyük alimin “El-Ümm” isimli muhteşem bir eseri vardır.
İmamı Şafi’nin kıymetli sözlerinden ve nasihatlerinden bir kısmı şunlardır:
“Allahü teâlâyı bilen necat (kurtuluş) bulur. Dininde titizlik gösteren, kötülüklerden kurtulur. Nefsini ıslah eden saadete kavuşur.”
“Kim şu üç şeyi yaparsa imanı kâmil olur:
1- Emr-i bil-maruf yapmak, yani Allahü teâlânın emirlerini yapmak ve yaymak.
2- Nehy-i anil-münker yapmak, yani Allahü teâlânın yasaklarını yapmamak ve yapılmaması için uğraşmak.
3- Her işinde Allahü teâlânın dinde bildirdiği hudutlar içinde bulunmak.”
“Dünyada zahid ol, dünya malına bağlanma! Ahireti isteyici ol, onun için çalış! Her işinde Allahü teâlâyı hatırla. Böyle yaparsan, kurtulmuşlardan olursun. Ruhsat ve teviller ile uğraşan âlimden fayda gelmez.”
“İnsanları tamamen razı ve memnun etmek çok zordur. Bir kimsenin bütün insanları kendinden hoşnut etmesi mümkün değildir. Bunun için kul, daima Rabbini razı ve memnun etmeye bakmalı, ihlas sahibi olmalıdır.”
“İlmi, kibirlenmek, kendini büyük görmek için isteyenlerden hiçbiri felah bulmuş değildir. Ama ilmi tevazu için, âlimlere ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felah bulur, kurtulur.”
“Senden daha çok malı ve parası olan kimseyi kıskanma. O malına ve parasına hasretle ölür. İbadeti ve taatı çok olan kimselere gıpta et. Yaşayanlar da sonunda ölecekleri için, onların dünyalıklarına özenmeye değmez.”
“Hiçbir kimse yoktur ki, dostu ve düşmanı olmasın. Madem ki böyledir, o halde Allahü teâlâya itaat edenlerle beraber bulun, onları sev.”
“İlim, ezber edilen şey değil, ezber edilen şeyden temin edilen faydadır.”
“Resulullahın ve Eshabının yolunda olmayanı havada uçar görsem, yine doğruluğunu kabul etmem.”
“Herkese akıllı denmez. Akıllı kimse, kendisini her türlü kötülükten koruyandır.”
“Kalbine ilahi bir nur penceresinin açılmasını isteyen şu dört şeyi yapsın:
1- Günün belli bir vaktinde yalnız kalsın ve huzura dalsın.
2- Midesini pek fazla doyurmasın.
3- Sefih kimselerle düşüp kalkmayı bıraksın, kötü kimselerle düşüp kalkmasın.
4- İlimleriyle yalnız dünyalık arzu eden kimselere yaklaşmasın.”
“Dünyayı ve Yaradanını bir arada sevdiğini söyleyen kimse yalancıdır.”
“Hiç bir vakit yoktur ki, ilim mütalaası, hüzün ve kederi yok etmesin, ilmi mütalaa, kalbin en ince ve en gizli noktalarını harekete geçirir, insanda yüce duygular uyandırır.”
“Sadık dost, arkadaşının hüzün ve sevinçte ortağı olandır.”
“İki kişinin, darıldıktan sonra birbirinin ayıplarını ortaya çıkarması, münafıklık alametidir.”
“Haksız sözleri tasdik eden, dalkavuk ve iki yüzlüdür.”
“Sadık dost, arkadaşının ayıplarını görünce ihtar eder, ifşa etmez.”
“İbret almak istersen, hata sahibi kişilerin akıbetlerine bak da kalbini topla.”
“Dünya sevgisi ile Allah sevgisini bir arada toplarım iddiasında bulunmak, yalandır.”
“Âlimlerin güzelliği, nefslerini ıslah etmeleridir, ilmin süsü, şüpheli şeylerden sakınmak, yumuşak olup, sertlik göstermemektir.”
“Dünya işlerinde bir darlığa ve sıkıntıya düşen kimse, ibadete yönelmelidir.”
“Gururlanıp böbürlenmek, adi ve bayağı kimselerin vasfıdır.”
“Hizmet edene, hizmet edilir.”
“Dostlar ile yapılan sohbetten sevimli bir hareket yoktur. Dostların ayrılığı kadar da gam ve keder veren şey yoktur.”
“İlmi sevmeyende hayır yoktur. Böyle kimselerle dostluk ve bağlılığını kes. Çünkü, ilim kalblerin hayatı, gözlerin aydınlığıdır.”
“Sadık dost ve halis kimya az bulunur, hiç arama!”
“Bütün düşmanlıkların aslı, kötü kimseler ile dostluk etmek ve onlara iyilik yapmaktır.”
“İlim öğrenmek, nafile ibadetten üstündür.”
“Kendini bilmeyene ilim öğreten, ilmin hakkını zayi etmiş olur. Layık olandan ilmi esirgeyen de, zulmetmiş olur.”
“Resulullahtan sonra insanların en üstünü Hazret-i Ebu Bekir, sonra Hazret-i Ömer, sonra Hazret-i Osman, sonra Hazret-i Ali’dir.” (radıyallahü anhüm)
“İlim öğrenmek için üç şart vardır: Hocanın maharetli, talebenin zeki olması ve uzun zaman.”
“Kimin düşüncesi, arzusu, maksadı yemek içmek (dünya) ise; kıymeti, bağırsaklarından çıkardığı kazurat kadardır.”
“Dünyada en huzursuz kimse, kalbinde haset ve kin taşıyanlardır.”
“Başkalarını senin yanında çekiştiren, senin bulunmadığın yerde de seni çekiştirir.”
“Kanaatkâr olmak, rahatlığa kavuşturur.”
“Sırrını saklamasını bilen, işinin hakimidir.”
İmam-ı Şafii hazretlerinin divanındaki şiirlerinden bazılarının tercümesi şöyledir:
“Günlerin beraberinde getirdiği hadiseler, seni tesiri altına almasın. Sen iyi bir insan olmaya bak. Zaman içerisinde gelen musibetler ve belalardan dolayı sabırsızlık gösterme. Dünyanın bela ve musibetleri devamlı değildir.
İnsanlar arasında hata ve ayıbın çok olsa bile, ahlakın; iyilik, cömertlik ve vefa (sözünde durmak) olsun, iyilik ve cömertliğin ile, hata ve ayıplarını ört. Cimriden iyilik bekleme. Çünkü Cehennemde, susuz kimseye su yoktur.
Dünyanın sevinci de, kederi de, bolluğu da, darlığı da devamlı değildir. Kanaatkâr bir kalbe sahip olduğun zaman, sen ve dünyaya sahip olan kimse eşitsiniz. Ölüm, kimin yanına gelirse, artık onu ölümün elinden kurtaracak ne yer ve ne de gök vardır. Gerçi Allahü teâlânın yarattığı şu yeryüzü geniştir. Fakat, bir kere Allahü teâlânın hükmü gelince, feza bile dar gelir. Ölümün asla devası (ilacı) yoktur.”
“Başımda ağaran saçların ortaya çıkmasıyla, nefsimin ateşi sönüp gitti. Başımda beyaz saçların yanmasıyla, benim gecem oldu. (Çünkü bunlar, ölümün habercileri idi.) İhtiyarlığın habercileri yanaklarıma indikten sonra, ben nasıl rahat yaşarım, insanın ömrünün en iyi kısmı, ihtiyarlıktan öncekidir. Halbuki, gençliği yok olan bir nefs, yok olmuş demektir, insanın rengi sararıp, saçları ağardığı zaman, güzel ve tatlı günleri de, o güzellik ve tatlılığını kaybeder. Yeryüzünde büyüklenerek yürüme. Çünkü, bir müddet sonra bu yer, seni de içine çekip alacaktır.”
“Sefih ve cahil bir kimse konuşunca ona cevap verme. Sükut, ona cevap vermekten daha hayırlıdır.”
“Öğrenmenin acısını bir müddet tatmayan, hayatı boyunca cehaletin zilletini yudumlar.”
“Bütün düşmanlıkların sevgiye dönüşmesi umulur. Fakat hasetten dolayı olan düşmanlık böyle değil.”
“Allahü teâlâyı sevdiğini söylersin, halbuki, Ona isyan edersin. Böyle sevgi olmaz. Eğer sevginde samimi olsaydın, Allahü teâlâya itaat ederdin. Çünkü seven, sevdiğine itaat eder.”
“Senden görüşünü istemeyene, görüşünü verme. Çünkü böyle yaparsan, övülmediğin gibi, görüşün de o kimseye fayda vermez.”
“Müslümanların önderi imam-ı a’zam Ebu Hanife, memleketleri ve içerisinde yaşayanları, ilmiyle verdiği hükümlerle süsledi. Doğuda, batıda ve Kufe’de onun bir eşi yoktur. Allahü teâlâ ona rahmet eylesin.”
“İlim öğren, kimse âlim olarak doğmaz, ilim sahibi ile cahil bir olmaz.”
“Bir kavmin büyüğünün ilmi yoksa, herkes ona yönelip geldiği zaman o küçüktür. Kavmin makam ve mertebe sahibi olmayan ve ilim sahibi olan küçüğü, ilmi meclislerde kavmin büyüğüdür.”
“Sana gelene sen de git. Sana kötülük ve eziyet edene sen eziyet etme.”
“Ey insan, dilini muhafaza et, seni sokmasın. Çünkü o, büyük bir yılandır. Kabirlerde, kahraman ve cesur kimselerin bile kendileriyle karşılaşmaktan çekinip, dilinin kurbanı giden nice kimseler vardır.”
“Hakkı doğruyu kim söylerse söylesin kabul ediniz.”
İmamı Şafi Eserleri:
Ömrünü ilim öğrenmek, öğretmek ve eser yazmak suretiyle, İslamiyet’e hizmet yoluna sarf eden
imam-ı Şafii hazretlerinin pek çok kıymetli eseri vardır. Bazıları şunlardır:
1) El-Ümm: Fıkıh ilmine dair olup, imam-ı Şafii’nin ictihad ederek bildirdiği meseleleri ihtiva eden bir eseridir. Yedi cilt olarak basılmıştır.
2) Kitab-üs-Sünen vel-Müsned: Hadis ilmine dairdir.
3) Er-Risale fil-Usul: Usul-i fıkha dairdir. Usul-i fıkhın kitap halinde yazıldığı ilk eserdir.
4) El-Mebsut
5) Ahkam-ül-Kur’an
6) İhtilaf-ül-Hadis
7) Müsned-üş-Şafii
8) El-Mevâris
9) El-Emali el-Kübra
10) El-Emali es-Sagir
11) Edeb-ül-Kadi
12) Fedail-i Kureyş
13) El-Eşribe
14) Es-Sebku ve’r-Remyü
15) İsbat-ün-Nübüvve ve Reddi alel-Berahime