Hacda kurban, Hanefî mezhebine göre kurban bayramının ilk üç gününde kesilir. Daha önce kesilemez. Tehir edilerek daha sonra kesilmesi durumunda, Ebû Hanîfe’ye göre, ceza olarak ayrıca bir dem (koyun veya keçi kesmek ) gerekir. İmam Muhammed ve Ebû Yûsuf’a göre ise tehirden dolayı ceza gerekmez (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IV, 39, 40).
Şâfiî mezhebine göre temettu kurbanı, umreyi tamamladıktan sonra hac için ihrama girmeden önce kesilebilir. Bu kurbanın kesiminin son vakti yoktur. Ancak kurban bayramı günlerinde kesilmesi daha faziletlidir (Nevevî, el-Mecmû‘, VII, 183-184).
Nafile olarak kesilen kurban, Hanefîlere göre kurban bayramı günlerinde kesilmesi efdal olmakla birlikte daha önce de kesilebilir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 492; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IV, 39). Bunların dışındaki adak ve ceza kurbanları, bunları vacip kılan sebebin oluşmasından sonra ister bayram günlerinde isterse diğer günlerde kesilebilir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 492; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IV, 39).
Şâfiîlere göre ceza kurbanı, sebebin oluşmasından itibaren hem bayram günlerinde hem de başka zamanlarda kesilebilirken, adak ve tatavvu (mendup) kurbanları, ancak bayram günlerinde kesilebilir (Nevevî, el-Mecmû‘, VII, 498-500).
Şâfiîlere göre fevat (ihrama girdiği hâlde Arafat vakfesine yetişemeyen kişinin ertesi yıl hac edip, kesmesi gereken) kurbanı, haccın kaza edildiği yılda kesilir. Hanefîlere göre ise fevat dolayısıyla kurbanı kesmek gerekmez (Nevevî, el-Mecmû‘, VII, 499; Merğînânî, el-Hidâye, II, 478).
Muhsar (ihrama girdikten sonra kendi iradesi dışında gerçekleşen bir engel dolayısıyla hacca veya umreye gidemeyen) kişi o sene hac yapamayacağına kanaat getirdikten sonra hemen kurban keser ve ihramdan çıkar. Ancak Hanefîlerden Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre ihsar kurbanı ancak bayramın ilk üç gününde kesilir. İhsar kurbanının Harem bölgesinde kesilmesi Hanefîlere göre gerekli iken Şâfiîlere göre gerekli değildir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 471). Diyanet