يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوَاْ إِن تُطِيعُواْ الَّذِينَ كَفَرُواْ يَرُدُّوكُمْ عَلَى أَعْقَابِكُمْ فَتَنقَلِبُواْ خَاسِرِينَ ﴿١٤٩
بَلِ اللّهُ مَوْلاَكُمْ وَهُوَ خَيْرُ النَّاصِرِينَ ﴿١٥٠
Ali İmran suresi 149 150 ayetin okunuşu: Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tutîûllezîne keferû yeruddûkum alâ a’kâbikum fe tenkalibû hâsirîn. Belillâhu mevlâkum, ve huve hayrun nâsırîn.
Ali İmran suresi 149 150 ayetin anlamı: “Ey müminler! Eğer siz küfre düşmüş olanlara itaat eder, onların sözlerini tutarsanız, onlar sizi gerisin geriye (eski dininize) çevirirler. Artık siz de çok büyük kayıplarla geriye dönmüş olursunuz. Öyle değil, sizin asıl Mevlâ’nız ve yardımcınız ancak Allah’tır. O, yardımcıların en hayırlısıdır” (Âl-i imrân 3/149-150).
Bu âyet-i kerime bizlere selâmet ve saadet yolunu göstermektedir. Bizleri ebedî felaket ve hüsrana düşürecek yollardan sakındırmaktadır. Müslümanlar uyanık olmalıdırlar ve düşmanlarını iyi tanımalıdırlar. Sapıklık içinde yaşayan bazı insanların yaldızlı ve aldatıcı sözlerine kıymet vermemelidirler. Daima hak ve hakikati korumaya çalışmalıdırlar. Bazı düşmanlar vardır ki müslümanları ortadan kaldırmak için bütün güçleriyle çalışırlar. Bunun için de renkten renge girerler, zararlı yayınlar yaparlar, hak suretinde görünerek İslâm yurdunu yıkmayı amaçlarlar. Bu sebeple müslümanlar uyanık olmalıdırlar. Yoksa -Allah göstermesin- o saadetin düşmanlarına aldanıp ulvî inançlarından ve kutsal vazifelerinden uzak düşerlerse ebedî felakete uğrarlar, dünyaları yıkılır, ahiretlerini de kaybederler. Bu sebeple bu tür düşmanlara menfaat endişesi ve zarar korkusuyla meyletmekten sakınmalıdır. Zafer ve başarıyı Allah Teâlâ’dan beklemelidir. Çünkü hakiki iman sahiplerinin en büyük ve en hayırlı yardımcısı ve koruyucusu ancak Cenâb-ı Hak’tır. Hemen O’na sığınmalı, O’ndan zafer ve yardım niyaz etmelidir.