Sabır; acıya, üzüntüye ve sıkıntıya katlanma, sıkıntı ve meşakkatlere karşı soğukkanlılıkla mukavemet etme, aklın ve dinin gösterdiği yolda sebat etme, nefse ağır gelen ve hoşa gitmeyen şeyler karşısında dünya ve ahiret yararını düşünerek ruhi dengeyi bozmamak için insanın kalbinde bulunmakta olan sükûnet ve dayanma gücü demektir.
Sabır güzel bir huydur. Tahammülü zor ve nefse ağır gelen şeylere katlanmak ancak sabır ile olur. Allah’ın emirlerini yerine getirmek, aklın ve dinîn hoş görmediği ve nefsin meşru olmayan istek ve arzularına mukavemet edebilmek, hayatta elde olmadan başa gelen ve insana büyük üzüntü ve keder veren bela ve musibetlere karşı koyabilmek ve bunların üstesinden gelebilmek için sabırlı olmaya gayret etmek gerekir. Sabır, zafer ve başarının temel şartıdır. Diğer ahlâkî faziletlere de kaynaklık etmesi sebebiyledir ki Kur’an’da müminlere ısrarla sabırlı olmaları emrolunmuştur. Rabbimiz;
“Allah’ın yardımı sabredenlerle beraberdir.” (Bakara 2/ 153). Ayetinden anlaşılan, sabretmek için gayret edeni Allah muvaffak kılar. Peygamber Efendimiz (sav) sabrın önemini şöyle ifade etmişlerdir;
“Hiç bir kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lütufta bulunulmamıştır” (Buhârî, Müslim)