Amel-i salih; imanın gereği olarak ihlâs ve iyi niyetle yapılan, Kur’an ve sünnete uygun olan her türlü söz, fiil ve davranışlara denir.
Bir iyiliğin ve salih amelin dünya ve Ahirette ecir ve sevap kaynağı olması için bu ameli işleyen kimsenin imanlı olması şarttır. (Âl-i İmrân 3/91). Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde iman ve amel-i salihin faydası ve gerekliliği, kötü amelin zararı ve yanlışlığı üzerinde ısrarla durulmuş, Müslümanlar her fırsatta iman ve amel-i salihe teşvik edilmiştir: “İman edip amel-i salih işleyenlere ne mutlu! Onların sonunda varacakları yer ne güzel! (Ra’d 13/29). Bununla birlikte kötü amel işleyenlerin Allah’tan kaçıp kurtulacaklarını sanmaları büyük bir yanılgıdır (Ankebût 29/4). Ahirette herkes dünyada iken işlediği hayırlı ameli de kötü ameli de karşısında bulacak (Âl-i İmrân 3/30). Cenâb-ı Hak kendi rızasını elde etmek için yapılan güzel hareketlerden ve azabından korkularak terk edilen kötü işlerden dolayı kulundan memnun olmaktadır.