Vasiyet; bir malı veya menfaati, ölümden sonraya bağlı olarak, bir şahsa veya hayır yerine vermektir. Vasiyet İslâm’ın meşru gördüğü bir tasarruftur. İnsan vasiyet ederek dünyada hayırla anılmaya, ahirette ecir ve sevap kazanmaya nail olur. İşte vasiyet bu niyetlerle yapılır. Hayır için yapılacak vasiyeti, ölümden sonraya bırakmayıp sağ iken yapmak daha faziletlidir. Vasiyet, sözle olabileceği gibi yazı ile de olur. Vasiyet dört çeşittir:
1. Vacip Olan Vasiyet: Yanında bulunan emanetleri, bilinmeyen borçları sahiplerine vermek; zekât hac, oruç fidyesi ve kefaret gibi ibadetlerle ilgili borçlarının ödenmesini vasiyet etmek vaciptir. Aksi halde borçlu olarak ölmüş olur. Varisleri fakir olan kimsenin vacip olan vasiyet dışında başka vasiyet yapmayıp malını varislerine bırakması daha iyidir.
2. Müstehap Olan Vasiyet: Varisi ve borcu olmayan kimsenin malının bir kısmını bir hayır yerine vasiyet etmesi müstehaptır. Bu vasiyeti yapmak zorunlu değildir. Ancak bunu yapan kimse Allah katında mükâfat kazanır.
3. Mübah Olan Vasiyet: Yakınlarından veya yabancılardan zengin olanlara yapılan vasiyet mübahtır. Yani hali vakti iyi olanlara vasiyet etmekte bir sakınca yoktur.
4. Mekruh Olan Vasiyet: Açıktan günah işleyenlere ve Allah’ın emrine karşı duyarsız olanlara yapılan vasiyet mekruhtur.