Bir müslüman hayatın her anında Allah’ın kendisini gördüğü, hep yanında olduğu bilinci ile yaşamalıdır. Yalnızken, evde, okulda, sokakta, alışverişte, oyunda, çalışma anında, öfkede, sevgide, şefkatte, kısacası her zaman ve her yerde… İslâm’da ruh terbiyesi tam da bu anlayışla bağlantılıdır. Müminin niyeti sadık, yolu ve gayesi de sahih olursa bütün hayatı ibadete dönüşür.
Allah için namaz kılmak ibadet olduğu gibi birisine güler yüz göstermek, ihtiyacı olan insanlara yardım etmek, iyiliği özendirmek, kötülüğe engel olmak, selâm vermek, bir hayvanı doyurup ona su vermek, hatta yoldaki zarar verebilecek bir taşı kenara atıvermek de ibadettir, insanlar ve bütün varlıklar için yararlı olan her iş, Allah’ı hoşnut eder. İnsan, her organını yaratılış gayesine uygun olarak kullanıp Allah’ın haram kıldıklarından uzaklaşarak bütün vücudunu tepeden tırnağa ibadetle donatmış olur. Kişi, Allah’ı hoşnut etme niyetini taşıdığı sürece ibadet, bütün hayatı içine alır, kişinin her yaptığı ibadet hâline gelir.
Kısaca ibadet;
• Bizi yaratan yüce Rabbimize karşı kulluk vazifemizi yerine getirmemiz ve onun emirleriyle hareket etmemizdir.
• Varlıkların kulluk ve itaade, Allah’a boyun eğmeleri, sevgi ve saygı göstermeleridir.
• Allah’a yaklaşmak için, kulluk bilinciyle yapılan birtakım hareket ve davranışlardır.
• Kişinin Allah’a teslimiyetini gösteren, beden veya malla yapılan davranışlardır.
• Allah’ın emrettiklerini yapmak, yasakladıklarından kaçınmak ve kulluk bilincini sâlih amellerle ortaya koymaktır.
• Allah’ın rızasını kazandıracak her türlü hareket, davranış, duygu ve düşüncedir.
• Allah’ı anmak, O’na saygı göstermek ve O’nun bize verdiği sayısız nimetlere karşı şükran borcumuzu yerine getirmek için yapılan tutum ve davranışların tümüdür.