Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Hz Şuayb ve Medyenliler ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Hz Şuayb ile ilgili ayetler.
7/85-87. Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. O: “Ey kavmim! Allah’a tapın, ondan başka tanrınız yoktur. Rabbinizden size açık bir belge geldi. Ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların eşyalarını eksiltmeyin. . Düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inanıyorsanız, bu sizin için daha iyidir. Allah’a inananları korkutup O’nun yolundan alıkoyarak ve o yolun eğri olmasını isteyerek, her yolun başında pusu kurmayın. Sizler az iken (Allah’ın) sizi çoğalttığını hatırlayın. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bakın. Madem kİ, içinizde benimle gönderilene inanan bir toplum ve inanmamış bir toplum var, öyleyse Allah aramızda hükmedene kadar sabredin. O hâkimlerin en iyisidir” dedi. 88. Kavminin büyüklenen ileri gelenleri: “Ey Şuayb! Biz seni ve seninle beraber olan inananları kentimizden çıkaracağız, ya da dinimize döneceksiniz” dediler. Şuayb onlara: “İstemezsek de mi?” dedi. 89. “Allah, bizi dininizden kurtardıktan sonra tekrar ona dönecek olursak, Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimizin dilemesi bir yana, dininize dönmek bize yakışmaz. Rabbimizin ilmi herşeyi kuşatmıştır. Biz yalnız Allah’a güveniriz. Rabbimiz! Bizimle toplumumuz arasındaki durumu hak ile açıklığa kavuştur, işleri açıklığa çıkarıp çözenlerin en iyisi Şensin” dedi. 90. Kavminin inkâr eden ileri gelenleri: “Eğer Şuayb’a uyarsanız, o durumda siz kaybedersiniz” dediler. 91. Bundan ötürü onları şiddetli bir titreme tuttu ve yurtlarında yüzüstü düşüp kaldılar. 92. Şuayb’ı yalanlayanlar, sanki yurtlarında hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb’ı yalanlayanlar, işte onlar kaybettiler. 93. Şuayb, onlara sırt çevirdi ve “Ey kavmim! Rabbimin gönderdiklerini size ulaştırdım ve size öğüt verdim. Artık inkârcı bir topluma nasıl üzüleyim?” dedi.
26/176. Ormanlık yerde oturanlar da elçileri yalanladılar. 177-184. Şuayb onlara: “Allaha saygılı olmaz mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’ı sayın ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, ücretim ancak âlemlerin Rabbine aitir. Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların eşyalarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Sizi ve daha önceki nesilleri yaratana saygılı olun” dedi. 185-187. Onlar: “Sen büyülenmişin birisin. Bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin. Biz senin yalancı olduğunu düşünüyoruz. Eğer doğru sözlülerden isen, göğün bir parçasını üzerimize düşür” dediler. 188. Şuayb: “Rabbim yaptıklarınızı çok iyi bilmektedir” dedi. 189. Ama onu yalanladılar, Bunun üzerine onları bulutlu bir günün azabı yakaladı. Gerçekten o gün, azabı büyük bir gündü. 190. Doğrusu, bunda bir ders vardır. Fakat çoğu inanmamaktadır: 191. Rabbin, Üstün’dür, merhametlidir.
11/84-86. Medyenlilere de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin; sizin O’ndan başka tanrınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın. Ben sizi bolluk içinde görüyorum ve doğrusu, hakkınızda, kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum. Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı tam dengeli yapın. İnsanlara haklarını eksik vermeyin. Memlekette bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Eğer inanıyorsanız, Allah’ın bıraktığı kâr sizin için daha iyidir. Ben size bekçi değilim” dedi. 87. “Ey Şuayb! Sana, namazın mı babalarımızın taptıklarını bırakmamızı veya mallarımızda istediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi emrediyor? Hâlbuki sen aklı başında yumuşak huylu birisin” dediler. 88-90. Şuayb: “Ey kavmim! Ne dersiniz; ya ben Rabbimden açık bir kanıta dayanıyorsam ve bana güzel bir rızık verdiyse? Yoksa ben size yasakladığım şeylerde size aykırı düşme hevesinde değilim. Benim, gücüm yettiği kadar düzeltmekten başka bir dileğim yoktur. Ve başarım ancak Allah’ın yardımıyladır. Ben yalnızca O’na güveniyor ve O’na yöneliyorum. Ey kavmiml Bana karşı gelmeniz, sakın Nuh’un kavmine, Hûd’un kavmine veya Salih’in kavmine gelen felaketin bir benzerini sizin başınıza getirmesin. Lût kavmi de sizden uzakta değildir. Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na yönelin; Rabbim acır ve sever” dedi. 91. Onlar: “Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve doğrusu, seni aramızda güçsüz görüyoruz. Eğer yandaşların olmasaydı, inan ki, seni taşlardık. Yoksa, bizim nezdimizde bir gücün yok” dediler. 92-93. Şuayb “Ey kavmim! Sizin nezdinizde benim yandaşlarım, Allah’tan daha mı değerli ki Allah’a sırt çeviriyorsunuz. Rabbim yaptıklarınızı kuşatmıştır. Ey kavmim! elinizden geleni yapın; elbette ben de yapacağım. Hakir düşürecek azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu göreceksiniz. Gözetleyin; ben de sizinle beraber gözetleyeceğim” dedi. 94-95. Buyruğumuz gelince, Şuayb’ı ve onunla beraber inanmış olanları, katımızdan bir rahmet olarak kurtardık. Ama haksızlık yapanları bir çığlık yakaladı ve oldukları yerde yüzüstü düşüverdiler. Sanki orasını hiç şenlendirmemişlerdi. Semûd kavminin yok olduğu gibi Medyenliler de silinip gittiler.
15/78. Ormanlık yerde oturanlar da zulmediyorlardı. 79. Bunun için onlardan öc aldık. Her ikisi de (Eyke ve Sodom) hâlâ açık ana yol üzerindedir.
29/36. Medyen halkına kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. O: “Ey Kavmim! Allah’a kulluk edin, ahiret gününe umut besleyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın” dedi. 37. Ama onu yalanladılar. Bu yüzden onları bir titreme aldı ve oldukları yerde yüzüstü düşüverdiler.