Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Bedir savaşı ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Bedir savaşı ile ilgili ayetler.
38/11. (Onlar) şurada bozguna uğrayacak derme çatma bir ordudur.
2/190. Sizinle savaşa kalkışanlarla Allah uğrunda savaşın. Ama sınırı aşmayın, çünkü Allah, sınırı aşanları sevmez. 191. (Savaşta) onları yetiştiğiniz yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Dininden döndürmek için insanlara baskı yapmak, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram’ın yanında onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Eğer sizinle savaşırlarsa, onları öldürün. İnkâr edenlerin cezası budur. 192. Eğer vazgeçerlerse, Allah elbette bağışlar ve affeder. 193. insanları zorlayarak dinden döndürme (fitne) kalmayıp, din bütünüyle Allah’ın olana kadar onlarla savaşın. Eğer ‘Vazgeçerlerse, Allah onların yaptıklarını görmektedir. 194. Saygın ay saygın aya karşılıktır. Saygınlıklar karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de, size saldırdığı kadar ona saldırın. Allah’a saygılı olun. Allah’ın saygılı olanlardan yana olduğunu bilin.
2/217. (Ey Muhammed!) Sana haram aydaki savaştan soruyorlar. De ki: “Onda savaşmak büyük günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram’a engel koymak, halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük günahtır. Dininden döndürmek için insanlara işkence yapmak (fitne) ise öldürmekten daha büyük suçtur”. Güçleri yetmiş olsa sizi dîninizden çevirinceye kadar sizinle savaşı sürdürürler. İçinizden kim dîninden dönüp inkârcı olarak ölürse, işte onların işleri dünya ve ahirette boşa gider. Ve işte onlar cehennemliktir. Onlar orada temelli kalırlar. 218. inananlar ve hicret edip Allah yolunda savaşanlar, işte bunlar Allah’ın rahmetini umarlar. Allah çok bağışlayıcı va merhametlidir.
8/5. Nitekim, hak uğruna Rabbin seni evinden çıkardığında, inananlardan bir grup (bundan) hoşlanmamıştı. 6. Gerçek anlaşıldıktan sonra bile, sanki göz göre göre ölüme surükleniyorlarmış gibi seninle tartışıyorlardı. 7-8. Allah, bu iki topluluktan birini size söz veriyordu. Siz ise güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa, Allah, sözleri ile gerçeği ortaya koymak, inkârcıların sonunu kesmek, suçluların hoşuna gitmese de gerçeği ortaya çıkarmak ve bâtılı tepelemek istiyordu. 9. Hani Rabbinizden yardım istiyordunuz da, O: “Ben size ardarda bin melekle yardım edeceğim” diyerek duanız, kabul etmişti. 10. Allah, bunu ancak bir müjde olarak ve böylece gönüllerinizin yatışması için yapmıştı. Yardım ancak Allah katındandır. Çünkü Allah yücedir, bilgedir. 11. Kendi katından bir güven olarak Allah sizi uyuklamaya daldırmıştı. O sizi arıtmak, şeytanın pisliğini sizden gidermek, gönüllerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı kuvvetlendirmek için size gökten su indirmişti. 12. Rabbin meleklere: “Ben sizinleyim, inananları destekleyin! İnkâr edenlerin yüreklerine korku salacağım. Artık onların boyunlarına vurun, bütün parmaklarına vurun!” diye seslenmişti. 13. Çünkü onlar Allah’a ve Elçisi’ne karşı koydular. Kim Allah’a ve Elçisi’ne karşı çıkarsa, (bilsin ki) Allah’ın cezalandırması çetindir. 14. işte bunu tadın! İnkarcılara bir de ateş azabı vardır. 15. Ey inananlar! ilerlerken inkârcılarla toplu hâlde karşılaştığınızda onlara arkanızı dönmeyin! 81 16. O gün, savaş gereği (taktik olarak) yana çekilme veya (başka) bir birliğe katılma amacı dışında, kim arkasını düşmana dönerse, Allah’tan bir öfkeye uğramış olur. Onun varacağı yer cehennemdir. Varılacak ne kötü yerdir! 17. Onları siz öldürmediniz; onları Allah öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Allah bunu, inananları güzel bir imtihanla sınamak için yapmıştı. Allah işitmekte ve bilmektedir. 18. İşte böyle! Allah inkarcıların düzenini etkisiz kılar. 19. (Ey inkarcılar!) Zafer istiyorsanız, işte size zafer geldi. Eğer vazgeçerseniz, bu sizin iyiliğinize olur. Yok eğer tekrar dönecek olursanız, biz de döneriz. Topluluğunuz çok da olsa, size hiç bir yarar sağlamaz. Allah inananlarla beraberdir.
8/41. Eğer Allah’a ve ayırdetme günü, iki topluluğun karşı karşıya geldiği gün (Be-dir’de) kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimize inanıyorsanız, bilin ki, aldığınız her türlü ganimetin beşte biri Allah’ın, Elçi’nin, onun yakınlarının, öksüzlerin, düşkünlerin ve yolcularındır. Allah’ın gücü herşeye yeter. 42. Hani siz vadinin en yakın yamacında idiniz, onlar da vadinin en uzak yamacında idiler. Kervan da sizin aşağınızdaydı. Eğer buluşmak üzere sözleşmiş olsaydınız, vaktini tayinde anlaşamazdınız. Fakat, yok olacak olan açık bir belgeye dayanarak yok olsun, yaşayacak olan da, açık belgeye dayanarak yaşasın diye, Allah yapılacağı yaptı. Allah işitmekte ve bilmektedir. 43. Uykunda Allah onları (sayılarını) sana az gösteriyordu. Eğer sana onları çok göstermiş olsaydı, yılacak ve bu konuda (onlarla savaşma konusunda) çekişecektiniz. Ama Allah sizi (çekişmekten) kurtardı. Çünkü O, gönüllerde olanı bilir. 44. Karşılaştığınızda, yapılacak işi yapmak için, Allah onları sizin gözünüze az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. İşler Allah’a döndürülür. 45. Ey inananlar! Bir toplulukla karşılaşırsanız direnin ve başarıya ulaşmanız için Allah’ı çokça anın! 46. Allah’a ve Elçisi’ne itaat edin, çekişmeyin! Yoksa dağılırsınız ve gücünüz gider. Dayanın! Doğrusu, Allah dayananlarla beraberdir. 47. Yurtlarından böbürlenerek ve insanlara gösteriş için çıkanlar ve Allah yolundan alıkoyanlar gibi olmayın! Allah onların yaptıklarını her yönüyle bilmektedir. 48. Şeytan onlara işlerini güzel gösterdi ve: “Bugün insanlardan sizi yenecek kimse yoktur; ben de sizden yanayım” dedi. İki topluluk karşılaşınca da geri dönüp: “Ben sizden uzağım; ben sizin görmediğinizi görüyorum ve Allah’tan korkuyorum. Allah’ın cezalandırması çetindir” dedi. 49. ikiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunanlar: “Bunları (Müslümanlar’ı) dinleri aldattı” diyorlardı. Oysa kim Allah’a güvenirse, (bilsin ki) Allah üstündür, bilgedir. 50-51. Melekler, inkâr edenlerin yüzlerine ve sırtlarına vurarak: “Yakıcı azabı tadın! Bu, kendi ellerinizle sunduğunuzun karşılığıdır” diyerek onların canlarını alırken bir görseydin! Allah kullara asla haksızlık yapmaz. 52. Tıpkı Firavun’un adamları ve onlardan öncekilere yapılan gibi; onlar Allah’ın âyetlerini inkar etmişler, Allah da günahlanndan dolayı onları yakalamıştı. Allah güçlüdür, cezalandırması çetindir. 53. Bu, bir toplum kendi içindekini değiştirmedikçe, Allah’ın da o topluma verdiği nimeti değiştirmeyeceğindendir. Allah işitendir, bilendir. 54. Tıpkı Firavun’un adamları ve onlardan öncekilere yapılan gibi; onlar Rablerinin âyetlerini yalanlamışlar, Biz de onlan günahlarına karşılık yok etmiştik. Firavun’un adamlarını suda boğmuştuk. Onların hepsi zalimdi.
8/67. Düşmanı ağır yenilgiye uğratmadan esir almak hiç bir peygambere yakışmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz. Oysa, Allah ahireti kazanmanızı istiyor. Allah yücedir, bilgedir. 68. Daha önceden Allah’tan verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldıklarınız dünya malından dolayı size büyük bir azap değerdi. 69. Elde ettiğiniz ganimetleri helal hoş olarak yiyin. Allah’a saygılı olun. Doğrusu, Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 70. Ey Peygamber! Elinizde bulunan esirlere şöyle söyle: “Allah kalplerinizde bir iyilik bulunduğunu bilirse, size sizden alınanın daha iyisini verir ve sizi bağışlar!” Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 71. Esirler sana hıyanet etmek isterlerse, bilesin ki, onlar daha önce de Allah’a hıyanet etmişlerdi de, onları yenmen için Allah sana imkan vermişti. Allah bilgindir, bilgedir.
3/13. Karşı karşıya gelmiş iki topluluğun durumunda size ibret bulunmaktadır. Biri Allah yolunda savaşıyordu. Öteki inkârcı topluluk, çıplak gözle bunları, kendilerinin iki katı olarak görüyordu. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Görebilenler için bunda bir ibret vardır.
3/123. (Ey Muhammed!) Nitekim düşkün bir durumda bulunduğunuz Bedirde Allah size yardım etmişti. Allah’a saygılı olun ki, şükretmiş olasınız. 124. İnananlara: “Rabbinizin, gönderilmiş üç bin melekle size yardım etmesi size yetmez mi?” diyordun. 125. Evet, siz dayanır ve korunursanız, (onlar da) hemen üzerinize gelirlerse, Rabbiniz size nişanlı beş bin melekle yardım edecektir. 126. Allah bunu, ancak size müjde olsun ve gönülleriniz sağlamlaşsın diye yapmıştır. Yardım ancak Üstün ve Bilge olan Allah kalındandır. 127-128. (Böylece Allah) inkar edenlere ya kayıp verdirecek ya da onları -umutlarını yitirmiş olarak geri dönecekleri şekilde- bozguna uğratacaktır; veya onları ya bağışlayacak ya da zalim oldukları için onlara azap edecektir -bu konuda sana düşen bir şey yoktur-.
22/39. Haksızlığa uğratılarak kendilerine savaş açılan kimselere (savaşmaları için) izin verilmiştir. Allah onlara yardım etmeye elbette güç yetirir.