İslam müctehid ve alimleri ülkeleri, Darül İslam ve Darül Harp olmak üzere iki kısma ayırmışlardır.
Ülkelerin böyle iki kısma ayrılması ve bunların tarifleri, Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde açıkça belirtilmemekle beraber, bazı ayet ve hadislerde bu kavramlara işaret edilerek Müslümanlarla Müslüman olmayan toplumlar arasındaki ilişkiler ve Müslüman olmayan bir toplumda yaşayan Müslümanlarla ilgili farklı hükümler yer almıştır.
“Darü’l-İslam, Müslümanların hakimiyeti altında bulunan ülke’ye denir.
“Darü’l-Harp ise Müslüman olmayan devletlerin emirlerinin yürürlükte olduğu ülke”dir.
Kısaca, Müslümanların idaresi altında bulunan ülkeye Darü’l-İslam, Müslüman olmayanların ülkelerine de Darü’l-Harp denir.
Darü’l-Harp, Müslümanların Müslüman olmayan bir ülke ile mutlaka savaş halinde olması anlamında değildir.
İslam’da asıl olan insanlarla barış içinde yaşamaktır. İslam hukukuna göre, Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında hem geçici, hem de devamlı barış anlaşması yapılabilir. Savaşa ancak zorunlu hallerde başvurulur.
Değerli kardeşim,
Bu ayrımı çok masum anlatmışsınız burada. Bu ayrımın uygulanması konusunda inanılmaz hareketler sergileniyor. Mesela zina, haram işleme, ibadetleri gevşetme vs.
Sanırım bu ayrımı yapan alimler (varsa) belki terminoloji olarak bunu ilk kez söylemişlerdir ama kalbinde hastalık olanlar da bu kavramın altına iki tane din yerleştirmişler.
Kanaatimce, Allah katında bu ayrımın hiçbir ehemmiyeti yoktur. Mümin her daim sadece Kuran’dan sorumludur. bu darül islam memleketinde de, darül harp tanımlı dünyanın diğer topraklarında da geçerlidir. Yani bu ayrım boş işle iştigaldir.
Sevgiler