Bir kimsenin vefatından sonra geçerli olmak üzere malını kişi ya da hayır kuruluşlanna bırakmasına veya ölümünden sonra yapılmasını istediği şeye vasiyet denir.
İnsan ölünce -cenazesinin kaldırılması ve borçlarının ödenmesi dışında- malları üzerinde tasarruf hakkı kalmaz. Malları vârislerine intikal etmiş olur.
Ancak vasiyette bulunmuş ise geriye bıraktığı malının üçte biri üzerindeki hakkı devam eder ve vasiyetleri bu miktardan yerine getirilir. Vârisler bunu engelleyemez.
Eğer kişi malının üçte birinden fazlasını vasiyet ederse, böyle bir vasiyet geçerli olmaz, çünkü Peygamberimiz, malın tamamı veya yarısının vasiyet edilmesini uygun görmemiş, sadece üçte birine kadar olan miktarının vasiyet edilmesine izin vermiştir.
şöyle ki: Ashab-ı kiramdan Sa’d ibn Ebî Vakkâs anlatıyor: Ben Mekke’de (Veda haccı sırasında) hasta iken, Peygamberimiz beni ziyarete geldi. Sa’d vaktiyle hicret ettiği bu topraklarda ölmeyi istemiyordu.
Peygamber,
“Allah, Sa’d ibn Afrâ’ya merhamet eylesin!” diye dua etti. Bende,
“Ya Resulallah! Ben malımın hepsini vasiyet etmek istiyorum.” dedim.
O,
“Hayır, (öyle yapma)!” buyurdu.
Ben,
“Yarısını vasiyet edeyim.” dedim.
Resulullah yine,
“Hayır.” dedi.
Bu defa ben,
“Malımın üçte birini vasiyet edeyim.” dedim.
Allah Resulü,
“Evet, üçte bir kâfidir. Üçte bir de (aşağısına göre) çoktur. Çünkü ey Sa’d! Senin, mirasçılarını zengin bırakman, onları insanlara avuç açarak dilenir fakirler hâlinde bırakmandan hayırlıdır.
(Sen inşallah yaşarsın.) O zaman senin yaptığın her harcama sadakadır. Hatta (gönlünü hoş etmek için) hanımının ağzına götürdüğün bir lokma da sadakadır.
Ey Sa’d! Allah’tan ümit ederim ki Allah seni bu hastalıktan kaldırır da senin fetihlerinle birçok insan faydalanır ve yine seninle birçok (müşrik de) zarar görür.”
Peygamberimizin bu sözleri söylediği günlerde Sa’d ibn Ebî Vakkâs’ın mirasçı olarak yalnız bir kızı vardı.
Gerçekten Sa’d ibn Ebî Vakkâs bu ümitsiz hastalıktan iyileşip kalkmış ve kırk seneden fazla yaşamış, şifa bulup kalktıktan sonra birçok kız ve erkek çocuğu olmuştur.
Peygamber Efendimiz’in işaret buyurdukları gibi bu ünlü sahabi büyük fetihlerde bulunmuş ve İslam’ın yayılmasında önemli hizmetleri geçmiştir.
Bu ünlü sahabinin hastalığından sonraki hayatı ile ilgili haberlerin gerçekleşmiş olması, Sevgili Peygamberimizin gelecekle ilgili mucizelerinden biri olduğu şüphesizdir.