İfade hürriyetinin sınırları

İfade hürriyeti sınırsız değildir. İnsan her aklına geleni söyleyip yazmamalıdır.

“Ben düşüncelerimi istediğim gibi sınırsız bir şekilde ifade ederim. Bu benim hakkımdır, bana kimse karışamaz.” diyenlerin aynı hakkı diğer insanlara da tanıması gerekecektir. Böyle olunca herkes düşüncelerini hiçbir sınır tanımadan ölçüsüz bir şekilde kullanmaya kalkışacak, bunun sonucu olarak da başkalarını rencide etmekten hiçbir rahatsızlık duymadan istediği gibi konuşup dilediği gibi yazacak, bütün bunları hürriyet adına, ifade özgürlüğü adına yapacak ve kendisine, “Dur, ne yapıyorsun?” diyen olmayacaktır.

Böyle ifade hürriyeti olur mu? Hürriyetlerin böyle kullanıldığı bir toplumda kişi haklarından, insana saygıdan söz edilebilir mi? Böyle bir toplumda huzur, fertler arasında güven olur mu?

İnsanlar toplum hâlinde yaşarlar. “İnsan medeni bir varlıktır.” sözünün anlamı budur. Toplumun huzur ve güven içinde yaşaması ve varlığını devam ettirmesi esastır. Bunun gerçekleşmesi ise fertlerin karşılıklı olarak birbirlerinin haklarına saygılı olmaları ile mümkündür. Bu sebeple hiç kimse; yalan, iftira, arkadan çekiştirme ve hakaret etmek suretiyle fertlerin namus ve şerefini rencide edemez. İfade hürriyetini kötüye kullanarak başkalarına haksızlık yapamaz.

Bunun hukuki ve cezai sorumluluğu yanında bir de ahlaki yönü vardır. O da bir Müslümanın kendisine yapılmasını reva görmediği bir şeyi başkasına yapmamasıdır.

Yani ben bir söz ve davranıştan rahatsızlık duyuyorsam, başkalarının da bunlardan rahatsız olacağını düşünerek kendime yapılmasını hoş görmediğim bir şeyi ben de başkalarına yapmamalıyım.

Dinimiz; iftira, hakaret, arkadan çekiştirme ve hatta alay etmek suretiyle kişilerin rahatsız edilmesini yasaklamış, Peygamberimiz

Müslümanı, “elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin olduğu kimse” olarak tanımlamıştır.

Milleti millet yapan ve toplumu ayakta tutan manevi değerlere dil uzatmak; onları hafife alan söz ve davranışlarda bulunmak da o değerlere inanan ve bağlanan insanları üzeceği gibi toplumun huzurunu bozması, birlik ve beraberliğini zedelemesi açısından son derece sakıncalıdır. İfade özgürlüğü adına hiç kimse böyle bir davranışta bulunma hakkını kendinde görmemeli, toplumun hiçbir ferdinin de böyle bir davranışı anlayışla karşılaması beklenmemelidir.

Fertlerin haklarına riayet etmek zorunda olduğumuz gibi topluma karşı da birtakım sorumluluklarımız vardır. Bundan dolayı, toplumun huzurunu bozucu, birlik ve beraberliğini zedeleyici söz ve davranışlardan kaçınmak hepimizin yararınadır. Kime, fesat ve bozgunculuğa sebep olabilecek düşüncelerin serbestçe ifade edilebileceği savunulmamalıdır. Çünkü bu, hep birlikte içinde bulunduğumuz gemiyi delmeye benzer. Gemiyi delerek hem kendinin, hem de gemide bulunanlann boğulmasına sebep olacak bir davranışta bulunma hürriyetine kimse sahip değildir.

Fitne çıkarmak, bozgunculuk yapmak topluma karşı yapılan en büyük kötülüklerden biridir. Kur’an-ı Kerim, fitne çıkarmanın adam öldürmekten daha kötü olduğunu bildirmektedir. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

“Fitne, adam öldürmekten daha büyük (bir suç ve günah)tır.” (Bakara 217) İnsan haklarına büyük önem veren dinimiz; fiil ve davranışlarımızla başkalarına zarar vermemize müsaade etmediği gibi söz ve yazılarıınızla, hatta kötü maksadı bakışlarla da herhangi bir kimsenin rahatsız edilmesine izin vermez. Nitekim kadınların örtünmesini emreden ayetin sonunda; örtünmenin, kadınların tanınıp incitilmemelerine daha uygun olduğu bildirilmiştir. (Ahzab 59)

Hürriyet konusunda şu görüşleri paylaşmalıyız:

a) Fertlerin temel hak ve hürriyetlerine saygılı ve topluma yararlı ifade hürriyetine evet…

b) Fert ve toplumun zararına olan her türlü, ifade hürriyetine hayır…

c) Ülkenin bütünlüğüne, milletin birlik ve beraberliğine katkıda bulunan ifade özgürlüğüne evet…

d) Huzur ve mutluluğumuza gölge düşüren, birlik ve beraberliğimizi zedeleyen ifade özgürlüğüne hayır…

e) Kardeşlik duygularını pekiştiren, birlik ve beraberliğimizi sağlamlaştıran yararlı ve yapıcı ifade özgürlüğüne, ülkenin kalkınmasına, milletin ilerlemesine ve yükselmesine katkıda bulunan, ilmî düşünce ve kanaatleri ifade hürriyetine evet…

Unutmayalım ki, kardeşlik duygularını zayıflatmaya, toplumu birbiri aleyhine kışkırtmaya yönelik söz ve ifadeler milletimizin hayrına değildir ve geleceğimiz için tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz