Yıldız falı, yıldızların durumuna göre insanların geleceğini bildirdiği öne sürülen fal demektir.
Müneccimlik yani yıldız falcılığı hakkında Peygamberimiz şu uyarıda bulunuyor:
“Kim yıldızlardan hüküm çıkarmakla ilgili bilgi edinirse sihirden bir parça almış olur. Bu bilgilerden ne kadar çok alırsa sihirden de o kadar almış olur.”
Hadis-i şeriften açıkça anlaşılıyor ki yıldız falcılığı sihrin bir parçasıdır. Sihir haram olduğuna göre onun bir parçası olan yıldız falcılığı da haramdır.
Peygamber Efendimiz (sav), evlatlarının bir kısmını küçükken kaybetmişti. Bir kısmı da anne olduktan sonra ölmüşlerdi. Hayatta sadece sevgili kızı Fatma ile İbrahim vardı. İbrahim, pek gürbüz olarak büyümüş, 18 aylık olmuştu. Ne var ki o da hastalandı. Peygamberimiz, hastalıktan bitkin hâle gelen yavrusuna bakarak, “Allah’a karşı elden ne gelir İbrahim?” dedi ve gözlerinden akan yaşlar yüzüne yuvarlandı. Nihayet masum yavru gözlerini hayata yumdu. Temiz ruhu göklere uçtu.
İbrahim’in öldüğü gün güneş tutulmuştu. Bazı kimseler İbrahim’in ölümünden dolayı güneşin tutulduğunu söylemeye başladılar. Hz. Peygamber söylenenleri duydu ve bu yanlış inancı ortadan kaldırmak için şöyle buyurdu:
“Şüphesiz güneş ile ay Allah’ın ayetlerinden iki nişandır. Bunlar hiçbir kimsenin ölümünden ve de hayatından dolayı tutulmaz, sizler bunları gördüğünüz zaman Allah’a dua ediniz ve açılıncaya kadar namaz kılınız.”
Böylece Hz. Peygamber, güneş ve ayın tutulmasının bazı önemli kişilerin ölüm ve doğumu sebebiyle meydana geldiği şeklindeki inançların batıl olup bunlara itibar edilmemesi hususunda Müslümanları uyarmıştır.