Uğursuzluk inancının dinimizdeki yeri nedir

Dinimizin yasakladığı ve ortadan kaldırmaya çalıştığı hurafelerden biri de uğursuzluk inancıdır. Birçok hurafenin temelinde uğursuzluk inancının bulunduğu görülür.

Uğursuzluk inancı ruhi bir hastalıktır. İnsanı kararsız kılar, yapmak istediği bir işi, istediği zaman yapamaz, evhama kapılır, bugün salı, yarın ayın on üçü derken kıymetli vakitlerini boşa geçirir. Sonunda çalışma azmi kırılır, ümitsizliğe düşer ve bunalıma sürüklenir.

Buna mukabil bir şeyi iyiye yormak, insana şevk verir, azmini güçlendirir, ümidini artırır, ruhen rahatlamasına ve işlerinde başarılı olmasına katkı sağlar.

Batıl bir düşüncenin ürünü olan uğursuzluk inancının, dinimizde yeri yoktur. Bu gibi düşüncelere Müslümanın itibar etmemesi gerekir. Müslüman böyle vehimlerin ardına düşmemeli, Kur’an ve sünnetteki gerçeklere göre hareket etmelidir.

Bu hususta da bizim için en güzel örnek elbette ki Sevgili Peygamberimizdir.

O, hiçbir şeyi uğursuz saymamış ve “Uğursuzluk diye bir şey yoktur.” buyurmuştur.

Peygamber Efendimizin yanında uğursuzluktan söz edilmişti. Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurdu:

En güzeli hayra yormaktır. Uğursuzluk hiçbir Müslümanı yapacağı işten vazgeçirmesin. Herhangi biriniz hoşlanmadığı bir şey gördüğü zaman şöyle dua etsin:

Allah’ım! iyilikleri sadece sen verirsin; kötülükleri yalnız sen giderirsin. İyilik yapma ve kötülüklerden korunmada güç ve kuvvet ancak şendedir.

Ashab-ı kiramdan Muâviye b. Hakem,

“Ey Allah’ın Resulü! Ben yeni Müslüman olmuş biriyim. Allah Teâlâ bizi İslam ile şereflendirdi. Bizden öyle kimseler vardır ki kâhinlere gider, onların söylediklerine inanırlar.” dedim. Allah Resulü,

“Artık onlara gitmeyin.” buyurdu. Ben,

“Bizden kimileri de kuşların ötmesini, sağa, sola uçmasını uğursuzluk sayarlar.” dedim. Buyurdu ki:

“Bu, onların içindeki bir kuruntudur, bu his onlara mani olmasın.”

Görülüyor ki Peygamberimiz (sas.) bu hadis-i şeriflerinde uğursuzluğun insanın içine giren bir kuruntu olduğunu ifade etmiş ve bunun yapmak istediğimiz işlere engel olmamasını istemiştir.

“Uğursuzluk yoktur.” şeklinde buyuran Peygamberimiz, “güzel söz”den hoşlandığını ifade etmiştir.

Güzel söz, hayra yormaktır. Müslüman karamsar değil, iyimser olmalı, zorluklar karşısında ümitsizliğe düşmemelidir.

Yola çıkan kimseye, güle güle, hayırlı yolculuklar; hastaya, acil şifalar dilerim, inşallah iyi olacaksın; sınava girene, başarılar dilerim, inşallah kazanacaksın denilmelidir.

Bu sözleri işitenlerin morali düzelir. İçlerinde bir ümit ışığı doğar, kendilerini daha güçlü ve mutlu hissederler.

Peygamber Efendimiz (sas.), uğursuzluk inancının Müslümanlar için doğuracağı tehlike hakkında şu uyarıda bulunmaktadır:

Bir kimseyi, uğursuzluk inancı işinden alıkoyarsa o, şirke düşmüş olur.

Hiç şüphesiz her şeyi takdir edip yaratan Allah Teâlâ’dır. O’nun iradesi dışında hiçbir şey kendiliğinden etkili olamaz. Uğursuzluk inancı, Allah’tan başka şeylerin de insanların kaderi üzerinde etkili olduğunu kabul etmek demektir. Bu ise, şirktir, tevhid inancına aykırıdır. Büyük günahların başında yer alan şirk, bir Müslüman için son derece tehlikelidir.

Bu sebeple uğursuzluk vehmine kapılan kimse, bu batıl inançtan kurtulmak için Allah’a sığınmak ve Yüce Rabbine güvenerek maddi imkânları ve fiziki şartları müsait ise helal ve meşru işlerine şevkle ve azimle devam etmelidir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz