Tasavvuf, her türlü güzel huyları kazanmak ve bütün çirkin huylardan uzaklaşmak için gayret göstermektir. (Ebû Muhammed Ceriri)
Tasavvuf, masiva (Allah’tan başka her şey) ile alakayı keserek Allah ile beraber olmaktır. (Cüneyd-i Bağdadi)
Tasavvuf, kalbi kirlilikten arındırmak, yaratıklara karşı güzel muamelede bulunmak ve şeriatla ilgili işlerde Allah’ın elçisine; uymaktır. (Kuşeyri)
Tarikat ise, sözlükte gidilecek yol anlamındadır. Terim olarak Tarikat; Allah’a ulaşmak için benimsenen usul, tutulan yol demektir.
Tasavvufun gayesi
Tasavvuf bir gönül terbiyesidir. Allah’ın rızasını kazanmak ve ebedî saadete ermek için, nefsini her türlü kötü düşünceden arındırarak günah işlemekten uzaklaşmak ve böylece Allah Resulünün ahlakını yaşayan kâmil bir mü’min haline gelmektir.
Tasavvufta esas olan Allah’ı zikir ve nefis terbiyesidir. Nefis terbiyesi sayesinde kalp; kin, nefret, düşmanlık, haset, riya ve kibir gibi kötü duygulardan arındırılır ve her türlü iyi düşünce ve güzel duygularla donatılır.
İnsanın kalbi temiz olunca dıştaki organlar artık kötülük yapmaz. İyi işlerle meşgul olur.
Böyle içi ve dışı tertemiz olan insanlar, Allah’ın rızasını, insanların sevgisini kazanır. Geçici olarak bulunduğumuz şu fani dünyada bundan daha büyük mutluluk olur mu?
Bu mertebeye erişmek kalp temizliği ile başlar. Kalp temizliği ise Allah’ı zikirle başarılır. Allah’ı zikreden, her zaman O yüce varlığın büyüklüğünü ve her an kendisini kontrol ettiğini bilir ve buna kesinlikle inanır.
Böyle bir inanca sahip kimsenin kalbinde kötü duygu ve fena düşünceler barınamaz. Böyle bir kişi kolay kolay nefsine uymaz, şeytana aldanmaz. Bir an yanılıp günah işlese bile günahta ısrar etmez, hemen tevbe eder ve arınır.
Allah’ı zikretmek Allah’ı anmak demektir. Allah’ı hangi sözlerle zikredeceğimizi Peygamber Efendimiz bize öğretmiştir. Bir hadis-i şeriflerinde, “En faziletli zikir lâ ilahe illallâh, en faziletli dua elhamdulillâh’tır. ” buyurmuştur.
Diğer bir hadislerinde de, “En faziletli ve Allah’a en sevinir’li sözlerin; subhanallâh (Allah her türlü eksikliklikten beridir.), elhamdulillah (Her türlü övgü Allah’a mahsustur.), lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka tanrı yoktur.) ve Allâhu Ekber (Allah en büyüktür.) cümleleri” olduğunu bildirmiş ve bu dört cümlenin Kur’an-ı Kerim’den sonra en güzel sözler olduğu ifade edilmiştir. Bunlan her Müslüman bilir, bilmeyenler kolayca öğrenebilir. Manalarını öğrenip okumak daha güzeldir. Tekrar tekrar okuyanlar hem çok sevap kazanır hem de kalbini arındırmış ve huzura kavuşmuş olur.
Tarikatlar ağırlıklı olarak zikir ve nefis terbiyesi ile meşgul olur. Tarikatın, şeriat için bir yardımcı unsur olduğunu söyleyen İmam-ı Rabbani diyor ki: “Dil ile yalan söylememek şeriattır. Tarikat ise yalan söyleme düşüncesini kalbinden silip atmaktır.” Bunlar herhangi bir tarikata girmeden de gerçekleştirilebilir. Çünkü bunlarla ilgili hadis kitaplarında belirli bölümler yer almaktadır. Orada Peygamber Efendimiz’den rivayet edilen zikir, dua ve salavat-ı şerifeler ile bunların günün hangi vakitlerinde okunacağı hakkında bilgiler mevcuttur.