Bir insanın sadece kendisini ilgilendiren ve başkalarına zararı dokunmayan kusurlarını araştırmak, gizli hallerini açığa çıkarıp o kimseyi toplum içinde rezil etmek yanlış bir davranış olup dinimizce yasaklanmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de bu İlahî yasak şöyle yer almaktadır:
“Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.” (hucurat 12)
Müslümanm özel hayatına tecavüz olan bu davranış hakkında Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Eğer sen Müslümanların ayıplarını araştırırsan, onları bozarsın yahut bozmaya yaklaşırsın.”
Bizim görevimiz başkalarının kusurlarını araştırıp ortaya çıkarmak değil, gizli kalan kusur ve ayıpları örtmek, bize yapılmasını istemediğimiz şeyi başkasına yapmamaktır.
Bir insanın ayıbını örten kimsenin mükâfatı, kıyamet gününde açığa çıkmasını istemediği bir günahının Allah tarafından örtülmesi yani affedilmesi olacaktır.
Peygamberimiz şu müjdeyi veriyor:
“Bir kul dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, Allah da onun kıyamet gününde ayıbını örter.”
Rivayet ediliyor ki Hz. Ömer Medine’de geceleyin devriye gezerdi. Bir gece bir evde şarkı söyleyen bir adamın sesini işitti ve duvardan aşarak içeri girdi. Baktı ki bir adam, yanında bir kadın, bir de şarap var.
“Ey Allah’ın düşmanı.” dedi, “Sen kötülük yapacaksın da Allah seni seyredecek mi sandın?”
Adam,
“Sen de acele etme ey mü’minlerin emiri.” dedi.” Ben bir günah işledimse sen üç hususta Allah’a karşı günah işledin.
Allah Teâlâ, “Birbirinizin kusurlarını araştırmayın.” buyurdu. (49/Hucurât, 12) sen buna aykırı hareket ettin.
Allah Teâlâ, “Evlere kapılarından girin.” buyurdu. (2/Bakara, 189) sen duvardan aştın.
Allah Teâlâ, “Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere girdiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam vermeden girmeyin.” buyurdu. (24/Nur, 27) sen ise benim evime izinsiz girdin.”
Bunun üzerine Hz, Ömer, “Nasıl şimdi ben seni affedersem, sen de beni affedip tevbe eyler misin?” dedi. O da “Evet.” dedi. Böylece Hz. Ömer de bıraktı, çıktı.
Bu olaydan anlaşılıyor ki Hz. Ömer yaptığı hareketin yanlış olduğunu görmüş ve devlet başkanı olduğu hâlde adamı cezalandırmaktan vazgeçerek oradan çıkıp gitmiştir.
Konunun önemi bakımından bir de Peygamberimizin şu sözüne kulak verelim:
“Kim din kardeşinin mektubuna onun izni olmadan bakarsa, ateşe bakmış olur.”
Mektup sahibi, mektubunun okunmasını, içindeki bilgilerin duyulmasını istemiyorsa, o mektubu açıp okumak dinimizce yasaklanmıştır ve Müslümana yakışmayan çirkin bir davranıştır.
Başkalarının kusurlarını araştırmak gibi Müslümana yakışmayan bir işi yapanlar hakkında Peygamberimizin önemli bir uyarısı vardır.
Şöyle buyuruyor.
“Ey dilleri ile iman edip, imanı gönüllerine girmeyen topluluk!
Müslümanlara gıybet etmeyin, onların gizli hallerini araştırmayın. Çünkü Müslümanların gizli hallerini araştıran kimsenin kusurlarını da’Allah araştırır.
Allah kimin kusurunu araştırırsa evinin içinde de olsa onu açığa çıkarıp rezil eder.”
Ancak bir yerde insanlara yönelik bir kötülük veya ülkenin geleceği ile ilgili tehlikeli bir faaliyet varsa, bunu araştırıp ortaya çıkarmak ve gerekli tedbirleri almak bu yasağın dışındadır. İhtiyaç duyulması hâlinde araştırma, bir görev olarak yerine getirilir.