Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Evlenme ve boşanma (Nikah-Talak) ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Evlenme ve boşanma ile ilgili ayetler.
2/221. Allah’a ortak koşan kadınlarla, inanmadıkları sürece evlenmeyin. Mü’min bir kadın köle, -hoşunuza gitse de puta tapan hür bir kadından daha iyidir. Allah’a ortak koşan erkekleri de, inanmadıkları sürece, mü’min kadınlarla evlendirmeyin. Mü’min bir köle, -hoşunuza gitse de— puta tapan hür bir erkekten daha iyidir. Onlar ateşe çağırır, Allah ise cennete ve izniyle bağışlanmaya çağırır. O, iyice düşünsünler diye insanlara belgelerini açıklamaktadır.
2/226. Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenlere dört ay bekleme süresi vardır. Eğer yeminlerinden dönerlerse, Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 227. Eğer boşanmaya karar verirlerse, (bilsinler ki) Allah işitendir, bilendir. 228. Boşanmış kadınlar, üç aybaşı kendilerini gözlerler. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri kendilerine helal olmaz. Kocaları barışmak isterlerse bu hususta karılarını geri almakta daha çok hak sahibidirler. Örfe uygun olarak, erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Ancak erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları bir derece daha fazladır. Allah yücedir, bilgedir. 229. Boşanma iki defadır; sonra ya iyilikle tutmak veya güzelce bırakmak gerekir. (Evliliği sürdürdüğünüz takdirde) kadınlara verdiklerinizden bir şey geri almanız, helal olmaz -karı-koca (evli kaldıklarında) Allah’ın sınırlarına riayet etmeyeceklerinden korkarlar (ve boşanırlar) ise, o başka-. Eğer o ikisinin Allah’ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarsanız, kadının (boşanabilmek için, almış olduğu mehirden) fedakarlıkta bulunmasında, ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır; bunları aşmayın. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, işte onlar zalimlerdir. 230. Bundan sonra erkek (üçüncü defa) kadını boşarsa, artık, kadın başka birisi ile evlenmedikçe ona helal olmaz. Eğer (ikinci koca) kadını boşarsa, -Allah’ın sınırlarını gözeteceklerine inandıkları takdirde- eski karı-kocanın birbirine dönmelerinde, ikisine de günah yoktur. Bunlar, Allah’ın anlayan topluluğa açıkladığı sınırlarıdır. 231. Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini bitirince onları ya iyilikle tutun, ya da iyilikle onlara yol verin. Haklarına tecavüz etmek ve zarar vermek amacıyla onları tutmayın. Bunu kim yaparsa, kendine yazık etmiş olur. Allah’ın ayetlerini alaya almayın. Allah’ın size olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği Kitab’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’a saygılı olun ve Allah’ın herşeyi bildiğini bilin. 232. Kadınları boşadığınızda bekleme süreleri sona erince, örfe uygun olarak aralarında anlaştıkları zaman, eski kocaları ile evlenmelerine engel olmayın, içinizden Allah’a ve ahiret gününe inanmış olanlara böyle öğüt verilmektedir. Bu, sizin için daha nezih ve daha temizdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz. 233. Anneler, emzirmeyi tamamlamak isteyen baba için çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Emzirenlerin yiyecek ve giyeceğini örfe uygun bir şekilde sağlamak, çocuk kendisinin olan babaya aittir. Herkes ancak gücü kadar sorumlu tutulur. Ne ana, ne de çocuk kendisinin olan baba, çocuğundan dolayı zarara sokulmasın. Mirasçı olanın da aynı şeyi yapması gerekir. Ana-baba, aralarında danışarak ve anlaşarak çocuğu sütten kesmek isterlerse, onlara bir günah yoktur. Çocuklarınıza sütanne tutmak isterseniz, vereceğinizi örfe uygun bir şekilde ödediğiniz takdirde, size bir sorumluluk yoktur. Allah’a saygılı olun ve Allah’ın yaptıklarınızı gördüğünü bilin. 234. içinizden ölenlerin bırakmış olduğu eşler, kendilerini dört ay on gün gözlerler. Sürelerinin sonuna erdiklerinde, kendi haklarında meşru olanı yapmalarından dolayı size bir sorumluluk yoktur. Allah, yaptıklarınızdan haberdârdır. 235. Böyle kadınlara, üstü kapalı bir şekilde evlenme önermenizde veya gönlünüzde onu saklı tutmanızda size sorumluluk yoktur. Allah onları anacağınızı bilir. Ancak, töreye uygun söz söylemenin dışında, onlara gizlice buluşmak üzere söz vermeyin. Kesin süre sona ermeden nikâh akdine kalkışmayın. Gönlünüzde olanı Allah’ın bildiğini bilin ve ondan çekinin. Allah’ın çok bağışlayıcı ve halîm olduğunu bilin. 236. Kadınlara dokunmadan ve mehirlerini biçmeden onları boşarsanız, size günah olmaz. Onları -zengin kendi gücüne göre, fakir kendi gücüne göre- töreye uygun bir biçimde faydalandırın. Bu, iyi davrananlara bir borçtur. 237. Eğer onlara mehir biçer de, henüz dokunmadan onları boşarsanız — kadınların kendilerinin veya nikâh akdi elinde olan erkeğin bağışlaması dışında- biçtiğinizin yarısını verin. Mehrin tümünü vermeniz takva bakımından daha uygundur. Aranızda birbirinize iyi davranmayı unutmayın. Allah işlediklerinizi görmektedir.
2/240. İçinizden ölüp, geriye eşler bırakacak kimseler, eşlerinin bir yıla kadar dışarı çıkarılmaksızın geçiminin sağlanmasını vasiyet etsinler. Eğer onlar kendiliklerinden dışarı çıkarlarsa, kendi haklarında uygun olanı yapmalarından dolayı size bir sorumluluk yoktur. Allah yücedir, bilgedir. 241. Boşanmış kadınların geçimlerini töreye uygun bir şekilde sağlamak Allah’a karşı saygılı olanlara bir borçtur. 242. Aklınızı kullanasınız diye Allah size ayetlerini böylece açıklamaktadır.
33/4. Allah insanın içine iki kalb koymamıştır. Allah, kendilerine zıhar yaptığınız eşlerinizi sizin anneleriniz kılmamış; evlatlıklarınızı da kendi oğullarınız kılmamıştır. Bunlar sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah ise gerçeği söylemektedir, doğru yola O eriştirir.
33/49. Ey inananlar! inanan kadınlarla nikahlanıp, onlara dokunmadan boşadığınızda, artık onlar üzerinde, sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Bu durumda, kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın.
60/10. Ey İnananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin -onların inanç durumlarını en iyi Allah bilir-; şayet mü’min olduklarını öğrenirseniz, onları inkarcılara geri çevirmeyin. Bu kadınlar o inkarcılara helal değildir, onlar da bunlara helal değildir. Onlara, harcadıklarını (bu kadınlara verdikleri mehirleri) iade edin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, onlarla evlenmenizde bir engel yoktur. Sizde inkarcı kadınları nikahınızda tutmayın; onlara harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (kafirler de) hicret eden mü’min kadınlara harcadıklarını istesinler. Allah’ın hükmü budur; aranızda O hükmeder. Allah bilendir, bilgedir. 11. Eğer inkar eden eşlerinize sarfettiklerinizden inkarcılara bir şey geçecek olursa, ödeme sırası size geldiğinde, eşleri giden mü’min erkeklere, sarfettikleri miktar kadarını verin. İnandığınız Allah’a karşı gelmekten sakının.
4/127. (Ey Muhammed!) Kadınlar hakkında senden fetva isterler. De ki: “Onlar hakkında fetvayı size Allah verir. Bu, kendilerine yazılmış olan şeyi kendilerine vermediğiniz ve kendileriyle evlenmeyi arzuladığınız yetim kadınlar ile zavallı çocuklar ve yetimlere adil davranmanız hakkında kitapta size okunmuş olanlardır”. Ne iyilik yaparsanız, doğrusu Allah onu bilmektedir. 128. Eğer bir kadın kocasının sorumsuz davranmasından veya ilgisizliğinden yılarsa, bir anlaşma ile barışmalarında kendilerine bir engel yoktur. Anlaşmak daha iyidir. Ama ruhlara tamahkârlık yerleştirilmiştir. Eğer iyi davranır ve Allah’a saygılı olursanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 129. Ne kadar uğraşırsanız da, kadınlar arasında eşitlik yapamayacaksınızdır. Öyleyse bir tarafa bütünüyle eğilerek, ötekini askıda imiş gibi bırakmayasınız. Eğer düzeltir ve Allah’a saygılı olursanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 130. Eğer karı-koca ayrılırlarsa, Allah herbirini nimetinin genişliğiyle zengin eder. Allah nimetiyle her ihtiyacı görendir, bilgedir.
4/22. -Geçmişte kalanlar bir yana- babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin! Çünkü o bir fuhuş ve pek iğrenç bir şeydi; ne kötü bir yoldu. 23. Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kızkardeşlerinizin kızları, sizi emziren sütanneleriniz, süt kızkardeşleriniz, karılarınızın anneleri, gerdeğe girdiğiniz karılarınıza ait yanınızda kalan üvey kızlarınız -karılarınızla gerdeğe girmemişseniz kızlarını almakta size bir engel yoktur-, öz oğullarınızın eşleri ve iki kızkardeşi bir arada alarak evlenmek -geçmişte kalanlar müstesna- size haram kılındı. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 24. Ellerinize geçen cariyeler dışında, evli kadınlarla da (evlenmeniz haram kılındı). Bunlar Allah’ın size yazdığı hükümlerdir. Bunların dışında kalanları, zinadan sakınmak ve iffetli olmak şartı ile mallarınızla istemeniz, size helal kılındı. Onlardan yararlanmanıza karşılık kesilen mehirlerini verin. Mehir kesildikten sonra, karşılıklı anlaşmanızda size bir sorumluluk yoktur. Allah bilendir, bilgedir. 25. İnanmış iffetli kadınlarla evlenmeye güç yetiremeyenleriniz, ellerinizin altında olan inanmış cariyelerinizden alsınlar -inanç durumunuzu en iyi Allah bilir; sizler birbirinizdensiniz-; gizli dost tutmamaları, zina etmemeleri ve iffetli olmaları şartıyla, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin; mehirlerini de örfe uygun olarak verin. Cariyeler, evlendikleri zaman, bir fuhuş işlerlerse, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. Bu (cariyelerle evlenme izni), sıkıntıya düşmekten korkanlarınız içindir; sabretmeniz sizin için daha iyidir. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 26. Allah size (hükümlerini) açıklamak, size, sizden öncekilerin yollarını göstermek ve bağışıyla size yönelmek istiyor. Allah bilendir, bilgedir. 27. Allah, bağışıyla size yönelmek istiyor. Şehvetlerine uyanlar ise, sizin büyük bir eğriliğe sapmanızı istiyorlar. 28. Allah yükünüzü hafifletmek istiyor, çünkü insan zayıf yaratılmıştır.
4/3. Yetimlere karşı haksızlık etmekten korkarsanız, beğendiğiniz kadınlarla ikişer, üçer, dörder evlenin. Eğer (bunlar arasında) adalet yapamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir tane veya sahip olduklarınız (cariyeleriniz) yeter. Adaletsizlik yapmamanız için en uygun olanı budur. 4. Kadınlara mehirlerini hoşlukla verin. Eğer kadınlar gönüllü olarak ondan size bir şey bağışlarlarsa, onu gönül rahatlığıyla ve afiyetle yiyin.
4/35. Eğer karı kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Eğer onlar düzeltmek isterlerse, Allah aralarını bulur. Allah bilendir, haberdardır.
65/1. Ey Peygamber! Kadınları boşadığınızda, onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın; Rabbiniz olan Allah’tan korkun, -apaçık bir hayasızlık yapmaları hâli dışında- (iddetlerini beklerken) evlerinden onları ne siz çıkarın, ne kendileri çıksınlar. Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, kendine yazık etmiş olur. Ne bilirsin, belki de Allah bundan sonra yeni bir durum ortaya çıkarır. 2-3. Kadınlar bekleme sürelerinin sonuna ulaşınca, onları ya uygun şekilde alıkoyun, ya da uygun bir şekilde onlardan ayrılın; içinizden de iki âdil tanık getirin, tanıklığı Allah için yapın; Allah’a ve ahiret gününe inananlara böyle öğüt verilir. Kim Allah’a karşı saygılı olursa, ona bir çıkış yolu sağlar ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a güvenirse, ona O yeter, Allah buyruğunu yerine getirendir. Allah herşey için bir ölçü koymuştur. 4. Kadınlarınız içinde aybaşı görmekten kesilenler ile henüz aybaşı görmemiş olanların bekleme sürelerinden şüphe ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır; gebe olanların süresi, doğurmaları ile tamamlanır. Kim Allah’a saygılı olursa, (Allah) işlerinde ona bir kolaylık verir. 5. Bu, Allah’ın size indirmiş olduğu buyruğudur. Kim Allah’a saygılı olursa, (Allah) onun kötülüklerini örter, ödülünü büyültür. 6. (Boşadığınız) kadınları gücünüze göre kendi oturduğunuz yerde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için zarar vermeye kalkışmayın. Şayet gebe iseler, doğum yapıncaya kadar geçimlerini sağlayın. Çocuğu sizin için emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin; aranızda uygun bir şekilde anlaşın; eğer güçlükle karşılaşırsanız çocuğu başka bir kadın emzirebilir. 7. Varlıklı olan, varlığına göre harcasın; rızkı ancak kendisine yetecek kadar verilmiş olan da, Allah’ın kendisine verdiğinden versin; Allah kimseye verdiği rızkı aşan bir yük yüklemez. Allah güçlükten sonra kolaylık verir.
24/32. içinizdeki bekarları ve kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfü ile zenginleştirir. Allah lütfü bol olandır, bilen’dir. 33. Evlenemeyenler ise, Allah kendilerini lütfü ile zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Kölelerinizden özgürlük akdi yapmak isteyenlerle -onlarda bir iyilik görürseniz- anlaşma yapın. Onlara Allah’ın size verdiği maldan verin. Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları buna zorlarsa, Allah, zorlandıkları için onları (cariyeleri) bağışlar ve merhamet eder.
5/5. Bugün size, temiz olanlar helal kılındı. Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir, inananlardan iffetli hür kadınlar ve sizden önce Kitap verilenlerden iffetli hür kadınlar -zina etmeksizin ve gizli dost tutmaksızın- mehirlerini verdiğiniz takdirde size helaldir. Kim inanmayı reddederse, şüphesiz işleri boşa gider. O, ahirette de kaybedenlerden biri olacaktır.