İhlas; doğruluk, samimiyet, riya karışmayan samimi ibadet gibi manalara gelir. İhlas kelime anlamı; arıtma, saflaştırma, ayırma, katışığını giderme manasına gelmektedir. İhlaslı kimseye muhlis denilir. Bu hal Kur’an’da ve hadislerde öğülmüştür. İhlassız bir amel makbul değildir. Her işin özünde samimiyet ve gerçek bir iman aranır. İhlassız ibadetler kişileri kötülüklerden uzaklaştırmaz. İçine riya karışmış bir amelin Allah katında değeri yoktur.
İhlas; ferdin, ibadet ve taatinde Cenab-ı Hakk’ı emir, istek ve ihsanlarının dışında her şeye karşı kapanmasıdır. Abd ve Mabud münasebetlerinde sır tutucu olması, tabiri diğerle, vazife ve sorumluluklarını O emrettiği için yerine getirmesi, yerine getirirkende Onun hoşnutluğunu hedeflemesi ve Onun uhrevi tevecühlerine yönelmesinden ibarettir. Ki, saflardan saf sadıkların en önemli vasıflarından biri sayılır.
İhlas bir kalb amelidir, ve Allah da kalbi temayüllerine göre insana değer verir.
“O, sizin suret, şekil ve dış görünüşlerinize değil, kalblerinize va kalbi temayüllernize bakar.” (Müslim, Birr, 33)
Makbul Bir Namaz Kıldınız mı?
Çok ibadet etmekle övünen ve amellerine riya karıştıran garip bir zahid vardı. Günlerden bir gün padişahın misafiri oldu. Ziyafet sırasında, karnı çok aç olmasına rağmen pek az yemek yedi, namaz kılarken çok yavaş davrandı. Uzun uzun ibadet etti. İstiyordu ki padişah ve çevresindekiler kendisini üstün bir insan olarak tanısınlar.
Sonra evine geldi.
Hemen hanımını çağırarak yemek hazırlamasını emretti. Akıllı ve zeki bir oğlu vardı zahidin. Babasına;
— Siz dedi padişahın misafiri değil miydiniz, orada yemek yemediniz mi? Zahid somurttu.
— İşe yarar bir şey yiyemedim diye cevap verdi. Zeki çocuk durumu anlamıştı.
— öyleyse babacığım dedi, namazlarınızı da kaza edin. Her halde makbul bir namaz kılmadınız orda!..