Sevgili Peygamberimizin annesi olan Hz. Amine Kureyş Kabilesindendir. Babası Zühre oğullarından Vehb b. Abdulmenaf, annesi Berra kızı Abdul-uzza’dır. Hz. Amine’nin babası vehb, Zühre oğullarının reislerinden asil bir insandı. Kızını çok iyi yetiştirmişti. Hz. Amine gelinlik çağına eriştiğinde Mekke’nin reisi Abdulmuttalip onu oğlu Abdullah’a istedi. Ailelerin anlaşması neticesinde Hz. Amine Kureyşin en asil gençlerinden olan Hz. Abdullah ile evlendi. Bu mübarek evlilik büyük bir saadetle devam etti. Ancak mutlulukları uzun sürmedi. Hz. Abdullah hanımı Amineyi hamile olarak bırakıp bir ticaret işi için Şam istikametine gitti. Dönüşte, Medine’de çok genç yaşta vefat etti. Hz. Amine buna çok üzüldü. Günlerce, aylarca gözyaşı döktü. Tek tesellisi karnında Abdullah’ın bıraktığı yetimdi. Bü yetim, alemlere rahmet olarak gönderilen, Allah’ın son elçisi Hz. Muhammed’di. Hz. Amine 571 yılının Rebiülevvel ayının 12. gecesi oğlunu doğurdu. Peygamberimizin doğumu onu çok sevindirmişti. Sevgili yavrusunu bağrına basıp acılarını unutmaya çalıştı. Hz. Muhammed altı yaşına eriştiğinde onu dayanma alarak, hem Medine’deki dayılarını, hem kocası Abdullah’ın mezarını ziyaret etmek için Medine’ye gitti. Geri dönüşte hastalandı. Ebva denilen köyde hastalığı ağırlaştı. Henüz 25 yaşlarında genç bir kadınken Ebva köyünde vefat etti. Yüce Allah sevgili Peygamberini hem yetim, hem öksüz olarak bıraktı. Bu işte nice büyük hikmetler saklıydı.
Hz. Amine’nin Peygamberimizin annesi olması itibariyle İslâm tarihinde müstesna bir yeri vardır. O, yeryüzünde hiç bir kadına nasip olmayan bir şerefe erişmiş, âlemlerin şeref tacı Peygamberimize anne olmuştur.